Devlet yaşamlarında yasalar genele hitap eder. Ayrıntılar mekana, beldeye, topluma, maddi gelişmişliğe, manevi değerlere, fertlere, iklime, ortama göre değişir.
İnançlı ya da demokrat toplumlarda bu boşlukları doldurmak, ayrıntıda ezilen insanları ve canlıları korumak için bireyler ve belli başlı kurumlar kuruluşlar devreye girer. Bizde sözüm ona dernekler ve STK’lar kendilerini tanımlarken tam da bu ulvi, bu kutsal amaçlar için varlar.
Elazığ’da da sözüm ona bu amaçla kurulmuş 700’den fazla dernek, STK var. Sizi bilmiyorum ama ben ortama baktığımda toplum yararına faaliyet gösteren, insanlara ve şehre fayda sağlayan 5’den fazla STK ya da dernek göremiyorum.
Aslında görmediklerim önemli değil çok çok bu yapılar kof der çıkarım daha kötüsü ben bu STK ve derneklerin çok büyük çoğunluğunda asalaklık, parazitlik, toplumu sömürme, siyasilerden bir şeyler koparma, ortamdan bir şeyler kotarma amacı görüyorum.
Ve tüm bunlardan iğreniyor, utanıyorum. Neden böyle olduklarını hiç anlamıyorum oysa her STK, her dernek yılda bir defa toplumun bir yarasına derman olsa 5 yılda asgari toplumumuzdaki 3500 eksik giderilmiş olur. İnanın toplumumuz üç beş yılda mükemmelliğe kavuşur.
STK’lar ve dernekler olmasın demiyorum. Olmalarının gerekliliğine de inanıyorum. Hiç bir dernek, hiç bir STK, hiç bir sivil kurum siyasetten parsa koparmak, toplumun zaaflarını kullanmak için mazlumun savunucusu değerlere ve sözcüklere sığınarak toplumu, siyaseti ve değerlerimizi rencide etmemelidir diye inanıyorum.
Sanal medya ve bu STK’larla bu dernekleri kötü niyetli siyasetçilerle, aç gözlü kapital kişilerle birleştirdiğimde önüme çok daha karmaşık bir denklem çıkıyor. Toplumsal sömürünün boyutundan rahatsız oluyor ve utanıyorum.
İnsanlık bu kadar aşağılık olmamalı diyorum.
Haykırmak istiyorum ama inanın o kadar cılız kalıyor ki kötülükler arasında iyilik sesim bana bile zar zor kavuşuyor.
Halbuki bu STK ve dernekler Allah için bir zerre samimiyet taşısalar toplum yararına olan işleri alkışlayıp toplum zararına olan adımlarda uyarıcı olsalar, kemiğe endeksli adımlar değil de insanlığa endeksli adımlar atsalar… Bizler de onların varlığını desteklesek, onları alkışlarımızla yüceltsek fena mı olur?
Yahudi STK’larını ve yahudi derneklerini düşünsek toplumumuzda bunlarla karşılaşan çok az kişi olmasına rağmen herkes bunları duymuştur. İnançsal anlamda toplumumuzda çok az yahudi birey olmasına rağmen davranışsal anlamda her siyasetçi, her alim, her iş insanı kendini yahudilerin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak zorunda hissetmektedir.
