Elazığ Bağımsız Milletvekili Adayı Prof. Dr. Bilal ÇOBAN, Kapalı Çarşı’da mitinge dönüşen bir kalabalık ile seçim çalışmalarını sürdürdü.
Bağımsız milletvekili adayı Çoban, 14 Mayıs seçimlerinin bir manken seçimi olmadığını vurgularken, açıklamalarına şöyle devam etti:
‘’Bu coşkulu kalabalık ile karşı karşıya kalınca insan, yorgunluk nedir bilmeden şevk ve azimle çalışmaya devam ediyor. Halkımız her zaman bana güç vermiştir. Sizlerin özelinde tüm hemşerilerime var olun diyorum.
Hepimiz bu şehrin çocuklarıyız. Hepimiz, kentimizin sorunlarını görüyor çareler arıyoruz. Fakat ben bu çareleri projelendirerek ilgili siyaset kurumlarına hep sundum. Bir mahallemizin olmayan üst geçitinde de tepkimi en keskin şekilde sundum, büyükşehir olamayışımıza da imzalar topladım, stadyumumuza yıllar önce fısıldamadım, haykırarak talepte bulundum, o pervasızca manken fotoğrafları gördüğünüz ağaçlarımız kesilirken de çıktım yanlıştır dedim, kesilen her ağaca karşılık orman alanları talep ettim.
Bu şehride bizim izimiz vardır. 2034 Harput’tan Elazığ’a inişin 200. Yılının projeksiyonunu bu şehirde ilk ve tek konuşan bizleriz. Masaya 1 tane proje koyamayacak insanlar vekillik hayallerine kapılıyorlar. Yazıktır bu şehire. Kimsenin şahsi ve menfi duygularına teslim edilemez Elazığ’ın 5 yılı. Bukardi köyünün sosyolojisini bilmeden, bu şehirde bir şeyler konuşmak zordur. Ziver köye gidip oranın coğrafyasını görmemişseniz, bu şehir hakkında ancak çok seviyorum çok güzelsiniz der durursunuz. Eğer konuştuğunuz bir projeye hem ekonomik hem sosyolojik hem kültürel hem sanatsal hem eğitim olarak bakmazsanız, yalnızca 2. Tıp fakültesi diyerek dar bir çerçeveye sokarsınız bu şehri. Bu şehrin folklorünü bilmemişseniz, siyasetine hiçbir katkıda bulunmamışsanız, gençlerin beklentilerinin farkına olmamışsanız, kadınlarımız ev hanımlığına mahkum kalsın istemişseniz, ev ev para dağıtır, çekler yazar, üzerine resminizi çekip koyacağınız kolonyalar dağıtmaktan başka bir şey yapamazsınız. Zordur Elazığ’da yaşamak. Zordur, bu kadim şehrin kültür mirasını zihninde taşımak. Lafa gelince dilleri uzayanlar, icraat zamanlarında hiç yoktu bu şehirde. 1460 kişi çalıştı bir tane projemizde. Vodafone çağrı merkezini getirdik bu şehire biz. Ama hiçbir ticari menfaat kurmadan, iş insanı statüsünde değil, profesör kimliğimizle yaptık biz bunu. Siyasete malzeme olsun diye değil, çay ocaklarında oturup vakitlerini öldürmesinler diye gençlerimiz yaptık biz bunu. Öyle bir benzinlikte 3 kişi çalıştırıp, 300 kişiye aş verdik, bize muhtaçlardı demedik bu şehirde yaşayan insanımıza. Doğru olanı savunduk, yanlışa en sert cevabı bizler verdik bu şehirde.
Allah bize şanlı zafer ile yardım ettiğinde, 24 mayıs günü, ‘HALKIN GÜCÜ’ ismini verdiğimiz bir konvoy yapacağız bu şehirde. Elazığdan Ankara’ya uzanacak bir konvoy olacak bu. Beni, sizlerin vekâletinin en hassas sahibini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne götürmenizi isteyeceğiz. Yıllardır sahipsiz denilen Elazığ’ı ülke gündemine 12 saatlik konvoy ile kazandıracağız. Yerelde taleplerimizi yukarıya taşıyamayan Milletvekillerimize sunduğumuz projeksiyonlarımızı, halkımızın gücü ile, şehrimizin şanına yakışır ismi le, ben taşıyacağım yukarıya. Biz taşıyacağız değerli hemşehrilerim, korkmayın.
Diyorlar ki bağımsız adaydır, kazanamaz. Sıra sizde, sıra vicdanlarımızda, sıra uykumuzu kaçıran Elazığ’ın probleminin çözümünün anahtarında, yani bizdedir. 40 bin oy bizi vekil yapar. 50 bin tane düğüne taziyeye gitmişizdir. Her sokakta anımız vardır. Her evde bir hatır oyuna sahibizdir.
Zafer inananlarındır. Allah şanlı bir zafer ile bize yardım etsin inşallah.’’ dedi.
