Geçen yazımda, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Osmanlı’nın yıkılmasına zemin hazırlayan birkaç konudan bahsetmiş; devamında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin tesadüf olmadığını aksine iyi bir liderin ne kadar fark yaratabileceğinden bahsetmiştim.
Bu yazımda işte o fark yaratan liderin, neden fark yarattığından bahsedeceğim.
Ülke olarak okumayı maalesef sevmiyoruz. Acı ama gerçek. Yapılan araştırmalara ve ortaya çıkan istatistiklere göre oldukça düşük.
Global English Editin’in geçen sene yayınlamış olduğu verilerine göre; dünya çapında kitap okuma eylemine en çok zaman ayıran ülke Hindistan olurken, Türkiye ilk 10’a girmeyi başaramamış. Global English Editing şirketi yapmış olduğu araştırmada yapmak istediği ülkelerin okumaya ayırdıkları süreyi ölçmekti. Yapılan ölçümde ilk sırada Hindistan (10 saat 42 dakika) ilk sırada yer alırken; Tayland ise( 9 saat 42 dakika) 2. sırada yer almayı başarmış. Çin ise 8 saat ile 3.sırada yer alıyor.
Japonya’da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor; buna karşılık Türkiye’de yalnızca 23 milyon kitap basılmış.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu’nda, kitap okuma yapan Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada bulunuyor.
Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa’da 7 iken Türkiye’de 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
Japonya’da 1 kişi yılda ortalama 25 kitap okurken, Türkiye’de bu oran 6 kişiye 1 kitap şeklinde…
Mayıs ayında, Afyonkarahisar Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın bu konuda yapmış olduğu açıklama şu şekilde;
“Türkiye’de günlük kişi başı ortalama 4 saat 33 dakika televizyon izleniyor. Dünyada günlük ortalama televizyon izleme süresi 2 saat 54 dakika. Türkiye’de kişi başına 8.4 kitap düşerken, kitap okumaya ayrılan süre günde ortalama 1 dakika. 2006, 2011 ve 2016 yıllarında Sosyal Hizmetler Bakanlığımızca gerçekleştirilen Türkiye Aile Yapısı Araştırması çerçevesinde elde edilen sonuçlara bakıldığında Türkiye’de hane halkı üyelerinin birlikte sıklıkla yaptıklarını belirttikleri faaliyet yüzde 40 ile televizyon seyretmektir. İkinci sırada ise yüzde 25 ile akraba ziyareti geliyor. Aile bireylerinin birlikte en az yaptıkları faaliyet ise sinema veya tiyatroya gitmektir. Kitap okuma ise bu sonuçlarda ne yazık ki ilk sıralarda yok. Araştırmaya göre Türkiye’de kişi başına 8.4 kitap düşerken, kitap okumaya ayrılan süre günde ortalama 1 dakika.”(İHA-22 Mayıs 2022 tarihli haberi)
Bu kadar açıklamadan sonra gelelim başarının asla tesadüf olmadığı kısmına…
Yıkılan ve toprakları paylaşılmak üzere olan Osmanlı Devleti’nden yep yeni bir devlet kurmayı başaran Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tam bir kitap sevdalısıydı.
Genelde uyumadan önce ve sabah kahvaltı yaptıktan sonra kitap okurmuş. Resmi kayıtlara göre; ömrü boyunca 3997 kitap okumuş ama muhtemelen bu sayı daha da fazladır. Bir de hayatının bir bölümünü cephede savaşarak geçirdiğini düşünürsek; 57 yıllık ömrüne çok kitap sığdırdığını anlamak daha kolay olacak.
Önderimiz 7 yaşında okumaya başlamış olsa; geri kalan 50 yılda ortalama her yıl 100 kitap okumuş ki yaşamının bir kısmını asker olarak geçirdiğini de görmemiz lazım.
Yazdığı kitaplar;
-Ta’biye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih
– Cumalı Ordugâhı-On Günlük Manevranın Hatırası 29 Ağustos-8 Eylül 1909
-Zabit ve Kumandan ile Hasbihal
-Nutuk
-Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (Manevi kızı Afet İnan adıyla yayımlandı)
-Geometri
-Güneş-Dil Teorisi
-Eskişehir-İzmit Konuşmaları 1923
Çevirileri;
-Takımın Muharebe Talimi (Almancadan – 1908)
-Bölüğün Muharebe Talimi (Almancadan – 1912)
Yıllar önce o kadar kitap okumuş, üstüne kitaplar yazmış dahası yetmemiş; kitap çevirisi yapmış….
Biz de kitap okumaya ayrılan süre günlük kişi başı 1-7 dakika, senede en fazla 2 kitap yapsa; Atatürk’ün 1 haftada okuduğunu, biz bir yılda okuyoruz demektir.
Dedim ya” Başarı, asla tesadüf değildir.”