Yaren KAYA
Suriye’de Beşar Esad devrildi ve Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetimi ele geçirdi. Son gelişmelere ilişkin konuşan CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, Suriye’de istikrarsızlığın ve çatışmaların devam etmesi durumunda Türkiye’ye yeni bir göç dalgası olabileceğini söyledi. Uzgel, “HTŞ-PYD-Suriye Milli Ordusu içerisinde de çatışmalar çıkabilir bir defa bunun önlenmesi gerekiliyor. Hükümetin buna göre önlem alması sınır güvenliğine dikkat etmesi gerekiyor” dedi.
Suriye’de 27 Kasım’da başlayan çatışmaların ardından bugün Heyet Tahrir el Şam Suriye’de (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı gruplar, Şam’a girdi. HTŞ, Suriye’de yönetimi ele geçirirken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ülkeyi terk ettiği kaydedildi. Suriye’deki rejimin çöküşünü değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, Suriye’de Afganistan tipi bir yapılanmayı tercih etmediklerini böyle bir durumun Türkiye için riskler taşıdığına dikkat çekerek, iktidarın önlem alması gerektiğini kaydetti.
“HTŞ-PYD-SMO İÇERİSİNDE DE ÇATIŞMALAR ÇIKABİLİR”
Rejimlerin yıkılması sonrasında çok ciddi istikrarsızlık, kaos tehlikesinin ortaya çıkabileceğini belirten CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, “Şu an ki durumun Türkiye’ye yönelik önemli riskler barındırdığını düşünüyoruz. Öncelikle bu risklerin minilimize edilmesi gerekiyor. Bu tür tek adam rejimleri yıkıldığında çok ciddi bir istikrarsızlık durumu, kaos ortaya çıkabiliyor. Şimdiki görüntü bir kaos görüntüsü olmasa bile her an HTŞ içinde de çatışma çıkabilir, HTŞ ile Suriye Milli Ordusu ve HTŞ ile PYD arasında da çatışmalar çıkabilir. Hükümetin buna göre önlem alması sınır güvenliğine dikkat etmesi gerekiyor. Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların geri dönüşü noktasında bir beklenti var, bizde bunu istiyoruz. Artık bu misafirliğin sona ermesi gerektiğini düşünüyoruz. Ama eğer çatışma dinamiği tekrar hayata geçerse, çatışmalar başlarsa Türkiye’ye yönelik yeni bir göç dalgası da olabilir. Artık bu açık kapı politikasının sınırlarda son bulması gerekiyor. Şimdiye kadar tek adam yönetimlerinin müdahaleyle yıkılması o ülkelere huzur getirmedi. Bunu Irak’ta, Libya’da, Yemen’de gördük dolayısıyla bu tür bir istikrarsızlık bizi çok sıkıntıya sokar. Suriye’deki her şey bizi doğrudan etkiliyor o yüzden de bunu önleyecek politikalar lazım. Suriye’nin demokratik olmasını istiyoruz, Suriye’deki tüm bileşenlerin temsil edileceği bir geçiş hükümeti olmasını istiyoruz. Yanı başımızda istikrarsız, toprak bütünlüğü tehlikede, buradan ayrı devletler çıksın istemiyoruz. O yüzden de toprak bütünlüğü korunmuş istikrarlı bir Suriye’yi tercih ediyoruz” diye konuştu.
“AFGANİSTAN TİPİ BİR YAPILANMAYI TERCİH ETMİYORUZ”
‘Yanı başımızda Afganistan tipi bir yapılanmayı tercih etmiyoruz’ diyen Uzgel, “Bunun Türkiye için güvenlik riskleri taşıyabileceğinin farkındayız, hükümeti bu konuda zaten uyarıyoruz. Bu riskleri göz önüne alarak hükümetin bu konuda önlem alması gerektiğini savunuyoruz. Suriye’de gelinen noktadan memnun değiliz zaten. Suriye hükümetinin ülkede hakimiyet kurmasını tercih ederdik, bunun mutlaka Esad ile olması da gerekmiyordu. Seçimle gelmiş daha adil bir lider de olabilirdi. En önemli sorun Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, merkezi hükümetin ülkeye hakim olmasıydı. Bölünmüş bir Suriye, Türkiye için her zaman bir güvenlik riskidir” diye kaydetti. Esad döneminin sona ermesi sonrasında Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeleri için yol haritasının belirlenmesi gerektiğini söyleyen Uzgel, “Böyle bir otomatik süreç yok, Suriye’de rejim değişti kitleler halinde dönüş olmaz ama AKParti bunu iç kendi pozisyonunu meşrulaştırmak için kullanıyor. Bu konuda çok yoğun bir baskı altında kendi seçmeninden de. Dolayısıyla zaten Suriye’de yaşanan süreci iktidarını güçlendirecek bir araca çevirme kaygısını taşıyor. Suriye’den gelenler eğer Esad yönetiminden kaçarak geldilerse artık Türkiye’de kalmalarını gerektiren bir durum olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla da Suriyelilerin Türkiye’den artık ülkelerine dönmelerinin zamanının geldiğini söylüyoruz. Hükümetin bu konuda bir çalışma yapmasını bir yol haritası hazırlamasını bir planlamaya gitmesini savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
