BEŞ ŞEHİR

Bağdat –Dimeşk- Halep –Kerkük – Basra

Şam ve Irak coğrafyalarında yer alan bu beş şehir kendilerine has özellik ve potansiyeller barındırmaktadır. Coğrafi olarak birbirlerine ne komşu kadar yakın ne de garip gibi uzak değillerdir.

Her biri Avrupa’daki ufak tefek devletleri ceplerinden çıkarır. 2010 yılında Tunus’ta başlayan “Arap Baharı” sürecinden bu yana bu şehirler, demografik yapıları ve siyasi durumlarından dolayı bir teyakkuz halinde bekliyorlar. Halep ve Musul şu an savaşta. Daha önce Bağdat ve Basra da böyle savaşlar yaşadı. Bu beş şehir Irak ve Şam coğrafyalarındaki yeni yönetim merkezlerinin kaçınılmaz adaylarıdır.

Yani Şam ve Irak coğrafyalarının toprak bütünlüğüne evet! lakin siyasi bütünlüğüne hayır diyorum. Artık kimse Halep ile Dimeşk şehrini aynı siyasi yapı içerisinde birleştiremez veya birleştirmemelidir. Aynı durum, Bağdat, Kerkük ve Basra şehirleri içinde geçerlidir. Musul, Kerkük ve Erbil bir bütündür, ayrılamaz. Yani anlayacağınız Dicle’nin doğusu bir bütündür. Irak coğrafyası Dicle nehri boyunca kuzey(Kerkük), orta (Bağdat) ve güney(Basra) diye üçe siyasi bölgeye ayrılmalıdır. Şam bölgesi ise Halep ve Dimeşk olarak ikiye ayrılmalıdır.

Bunları söylerken başkasının hakkında masa başında çözüm üretmiyorum. Suyun akacağı yönü görüp bir an önce kanal açılması gerektiğini düşünüyorum. Bu şehirler sadece coğrafyaları gereği değil, sosyo-siyasal yapıları, demografik yapıları ve tarihsel birikimleri vb özellikleriyle bu görev ve sorumluluğu yüklenebilecek kapasitededir…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, RTE yönetiminde Müslümanca bir iş yapacaksa İran İslam Devleti ve Suudi Arabistan devletlerini yanına alıp, Rus devletini ikna edip ABD ve AB’yi karşılarına alarak bu işi coğrafyadaki halklarla yürütmelidir.

Böylelikle bu coğrafyadaki halklar bulundukları coğrafyaya göre yönetime dâhil olacaklar ve Nusayrilerin, Şii Arapların, Sünni Kürtlerin ve Sünni Arapların kelimeleriyle başlayan görüşler havada kalmalıdır.

Oluşacak her siyasi yönetim o coğrafyada yaşayan insanların kararları ile oluşmalıdır. Böylelikle dışarıdan kim gelirse gelsin bu coğrafyada at oynatamayacak.

Biz hancıyız, onlar yolcu. Uluslararası ilişkilerini herkes ile yapabilirler.

Türkiye devletinin güney sınırlarının uluslararası güvenlik sorununu halletmekle bu iş hallolmaz. Böyle düşünmek Müslümana da yakışmaz.

T.C. Devleti RTE ile uluslararası siyasette bir çığır açma zamanındadır.

Bu bir temenni değildir, kaçınılmaz sondur. Bu sona en kısa zaman ve zayiatla varılmalıdır. Temennim odur ki İttihad-ı İslam’a ulaşılmada bir ufuk olur diye…

Selametle… Akö

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
BEŞ ŞEHİR

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin