Elazığ’ın tarihi Harput Mahallesi’nde bulunan M.Ö. 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından yapılan Harput Kalesi iç kale kazılarında, 1. Dünya Savaşı sırasında orduya yardım için üretilen Cihadiye Yüzüğü bulundu. Yüzüğün arkeolojik kazılarda çıkan tek örnek olduğu bildirildi.
Elazığ’ın tarihi Harput Mahallesi’nde bulunan M.Ö. 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından yapılan Harput Kalesi iç kale kazılarında, 1. Dünya Savaşı sırasında orduya yardım için üretilen Cihadiye Yüzüğü bulundu. Yüzüğün arkeolojik kazılarda çıkan tek örnek olduğu bildirildi.
Tarihi Harput Mahallesi’nde bulunan M.Ö. 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından yapılan Harput Kalesi’nde kazı çalışmaları, FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç’ın başkanlığında sürüyor. Bu kapsamda geçen dönem yapılan iç kale kazı çalışmalarında Cihadiye Yüzüğü bulundu. Birinci dünya savaşının başladığı 1914 yılında Müdafaa-i Milliye Cemiyeti tarafından üretilen yüzüğün, orduya gelir kapısı oluşturmak satıldığı biliniyor. Türkiye’de şu ana kadar 2 tane örneği olduğunu bilinen yüzüğün, bir örneği de arkeolojik kazılarda ilk defa Harput’ta çıktı. Demir dökümden yapılan yüzüğün iki tarafından ay yıldız ve ortasında da Müdafaa-i Milliye yazısı yer alırken, imitasyonlarının yapılarak Harput hatırası olarak ziyaretçilere sunulmasının düşünüldüğü aktarıldı.
“Harput yetiştirdiği asker komutanlarıyla ünlüdür”
Harput Kalesinde insan yaşantısına ait her türlü buluntuya rastladıklarını belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, “Bunlardan biriside 1. Dünya Savaşında özellikle askeriyeye yardım olsun diye savunma bakanlığının yaptırdığı, hatıra olarak sattığı cihadiye yüzüğüdür. Bu 1. dünya cihat savaşına destek olarak ve yüksek miktarlarda satılmıştır. Maddi değeri düşük olmakla beraber askeriyeye destek olması, manevi değeri yüksek bir hatıra olarak kalmıştır. Sultan Reşat’a hediye edilmiştir. Harput Kalesinde restorasyon projesini yaptığımız konutun içerisinden çıktı. Harput yetiştirdiği asker komutanlarıyla ünlüdür. En ünlülerinden birisi İslam Orduları Komutanı Belek Gazi’dir. Sonrasında da devam etmiştir. 1. Dünya savışında da çok sayıda Harput’lu komutan görev almıştı. Oradan devlete bağımlılık ve düşkünlük ifadesi olarak kalede de böyle bir arkeolojik buluntunun bulunması bizi memnun etti”
“Arkeolojik kazılarda çıkan tek örnektir”
Türkiye’de bilindiği kadarıyla 2 örneği olduğunu dile getiren Aytaç, “Ama arkeolojik kazılarda çıkan tek örnektir. Biz bunu hatıra olarak kendimiz de imitasyonlarını yapacağız. Harput hatırası olarak gelen ziyaretçilerimize sunacağız. Bu açıdan Harput’taki bu cihadiye yüzüğü sembolik anlamda büyük değer ifade etmektedir. Döküm tekniği olarak demirden yapılmış olan yüzüğün yazının iki tarafında ay yıldız, ortasında da Müdafaa-i Milliye ifadesi vardır. Hicri 1332 yılı yazmaktadır. Bu da miladi olarak 1914 yılına geliyor. Tam da birinci dünya savaşının başladığı yıla denk gelmektedir. Bilindiği üzere 1. Dünya savaşında Türkiye çok büyük kayıplar ve şehitler vermişti. Kurtuluş savaşıyla da ancak Türkiye Cumhuriyetini kurmuştu. Onun bir hatırası olarak da Harput kalesinde bulunması, buranın manevi hafızası açısından önem arz etmektedir. Harput evliyalar şehridir. Harputlu olarak da bizi çok mutlu etmiştir” diye konuştu.
“Bir pazılın parçalarını bir araya getiriyoruz”
Yaşanmışlıkların her dönemine ait bu tür belgelerin UNESCO’da kültürel değer açısından bir değer ifade ettiğine değinen Aytaç, “Her döneme ait bu yazılı belgeleri, okunabilir mühürleri, yayınladık ve yayınlamaya devam ediyoruz. Bir pazılın parçalarını bir araya getiriyoruz. O açıdan da yüzüğün bulunması önemlidir. UNESCO’nun tek bir değeri yok, çok değeri var. Çok değer içerisinde bu da bir değer olarak bize katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.