Geçen hafta, bir annenin çocuğuna karne hediyesi olarak et aldığı yönünde çıkan haber; gündemi bayağı meşgul etmişti. Hatta ben de maaşlara yapılan zamların yetersizliğinden bahsettiğim Gavurun parası, yarım asgari ücret parası’ başlıklı yazımın sonunda bu konuya değişmiştim.
Haberin çok fazla tepki çekmesi üzerine aile tarafından bu konu ile ilgili açıklama yapıldı ve sonrasında da haberin ham görüntüsü medyaya servis edildi. Dahası haberi yapan muhabirin işine de son verildi.
Muhabir, yayınlanan ham görüntüde, iki defa çocuğa şu sözleri yöneltiyor.
“Bana şey der misin? Annem karne hediyesi bana et aldı.” sözlerini söylemesini istiyor ama yapılan konuşmanın bir bölümünde, çocuk et sevmediğini de söylüyor.
Anne Nihal Günay’ın Sabah Gazetesi’nde yayınlanan açıklamasında;” Kasap gır gır olsun diye çocuğa et uzattı. ‘Bu da senin karne hediyen olsun.’ dedi. Muhabir kulağına fısıldayarak çocuğuma ‘Anne bana karne hediyesi et aldı.’ Dedirtti şeklinde ifadeleri yer alıyor.
Anne, muhabirin çocuğun kulağına eğilerek, söylemesini istediği sözleri duyuyor. Dahası çocuğunun ‘anne, bana karne hediyesi et aldı’ sözlerini tekrar ettiğini de duyuyor. O halde neden müdahale etmeyip, yanlış olduğunu ima etmiyor. Ya da anne, neden o cümleleri çocuğuna söylettirmek istediği için; muhabire tepki göstermiyor?
Gerçekten ham görüntüler bile çok ilginç!
Ham görüntüleri izleyince, etik olmayan bir haber anlayışıyla karşı karşıya kalmış olduğumuz ortada. Gündemi meşgul den olay, ham görüntülerin yayınlanmasıyla halledildi diyelim.
Peki ya ekonomi düzelmiş oldu mu? Haberin yalan çıkması, ekonomi de yaşanan sıkıntıların da doğru olmadığı izlenimini mi yarattı?
Tamam, aileye yönelik yapılmış olan yanlış izlenim üzerinden, kötü ekonomiye gönderme yapılmak istenmiş ve bunu da etik olmayan yollardan yapmışlar. Bu yapılan etik dışı hareketi hem insan olarak hem de bu görevi yapmaya çalışan meslektaş olarak onaylamam zaten mümkün değil.
Ancak haberin kurmaca, etik dışı kullanılarak; ekonominin iyi olduğu izlenimini de vermemeli.
Evine karne hediyesi olarak bile olsa, et girmeyen evler yok mu?
Asgari ücretle kirada oturan, çocuk okutan, dört kişilik bir aile, et alabiliyor mu?
Ya da 5500 TL emekli maaşı alan amcamın, faturalarını ödedikten sonra et almaya parası yetiyor mudur?
Ayaz, üzerinden kötü gösterilen ekonomi; Ayaz, üzerinden etik olmayan haberin ortaya çıkmasıyla da iyileşmiş olmayacak.
Haber anlayışı eleştirilebilir ki doğru olan da budur.
Ancak aynı haber, doğru aile üzerinden, doğru şekilde yapılsaydı; o zaman nasıl olurdu?
Ya da yanlış haber yapılmış olması, sorunun olmadığı anlamına mı gelmeli?
Durup, düşünmek de fayda var.
