İMTİYAZ……

“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugünde insanı, insanlığı ilgilendiren yeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum.
“Sevgili Dostlar;
“En başta kâinatı yaradan, yüce ALLAH cc unutmadan, İnsani ve vicdani sorumluluğumuz gereği, inanıyorum ki; yaradılanları sevmeyle hayat daha güzel anlamlı ve bereketli olacaktır. Bu sebebledir ki; hoşgörülü ve yardımsever bir toplum her zaman çağın önünde olmuştur. Diğer toplumların imrenerek baktığı bir toplum olabilmek için sevgi, saygı, sevmek, merhamet, vicdan ve her günü Beraat’ miş gibi yaşamak ile başlar. Bu sebebledir’ki; mutlu yarınlarımız için mutlu bireyler, mutlu toplumlar için hoşgörülü, merhameti, saygılı insanlar gereklidir. Herkese gülümsemek yaşam felsefemiz olursa; inanıyorum ki; Hayat bizler için sizler için yani dünya yaşayanları için böyle daha güzel ve anlamlı olacaktır.
“Sevgili Dostlar;
“İşte işin sırrı burada; Allah’ı sevdiğimiz için, onun kullarını da sevmek, sevebilmek ; Din, dil, mezhep, ırk ayrımı gözetmeksizin hepsini “İNSAN” oldukları için sevmek, Eğer bu duygu, bu davranış Allah için, Allah adına yapılıyor ve uygulanıyorsa, içinde inanmak vardır, güven vardır, sempati vardır, empati vardır. Sevgi, İnsanın saf ve temiz duygularla, içinden geldiği gibi karşısındakini Allah adına sevmesi ve o niyetle gözetip kollamasıdır. Dünya malı için, herhangi bir mevki makam için, maddi veya manevi bir çıkar için değil, sadece Allah’ ın emri olduğu için, Allah adına olmalı. Mademki işin içinde Allah’ın rızasını kazanmak varsa; siyasi ve ideolojik görüş farklılıklarını; dil, din, mezhep, etnik köken ayrılıklarını bir kenara bırakarak birbirimizi kucaklayalım, gönül birliği oluşturmaya birbirimizi bütün benliğimizle sarıp sarmalayalım;
‘Sevgili Dostlar;
“Beraat konusuna girmeden önce, Sevgi, saygı, Hoşgörü, vicdan, merhamet, kısaca Beraat’ etmemizin öncesi olan bu ifadelerin yaşamımızda olması gerekliliği, olmazsa olmazımız olmalıdır.. Hoşgörü, karşılaştığımız olumsuz durumlarda karşımızdaki kişinin kusurlarını görmezden gelmek onu bu davranışı sebebiyle rencide etmemek demektir. Herkes hayatta hatalar yapabilir. Ancak sağlıklı insan ilişkileri için bu hataları affetmek, onları görmezden gelmek erdem sahibi olan bir insanın barındırması gereken özelliklerin başında gelir. Günümüz şartlarında hoşgörüye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Allah’a iman eden bir Müslüman’ın en temel özelliklerinden birisi merhametli olmasıdır. Merhamet sahibi kimseler, yüce yaradanın yarattığı herşeye sevgiyle ve şefkatle yaklaşırlar. Öyle kimselerdir ki; Düşmanlarının bile cehennem ateşinde yanmalarına gönülleri razı olmaz.”Bunun en güzel örneği; peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v ) dir. Merhamet ve şefkat, peygamberimiz ( s.a.v ) yüce şahsiyetinin bir aynası gibidir. Onun kadar merhametli, şefkatli ve ince ruhlu bir peygamber yeryüzüne gelmemiştir.
“Sevgili Dostlar;
“Bu sebepledir ki; Peygamber efendimiz (s.a.v) metodu ve ahlakından kaynaklı İnananların merhamet duygusu vardır. Merhamet sahibi insanlar, yumuşak huylu olurlar. Kalb kırmazlar, karşılarındaki insan hata dahi yapsa yüzlerine vurup, kişiyi küçük düşürmezler. Aksine bir insanın hatasını yüzüne vurmak, o insanı küçük düşürür. Sadece tenkit etmek amacıyla değil, doğru yolu göstermek amacıyla hatalarını telafi etmelerine yardımcı olurlar. Elbette ki, bu da Allah ve peygamber sevgisinden ileri gelir. Gerçek sevgi sadece Allah’a duyulan sevgidir. iki gün 6 Mart Perşembe günü Beraat gecesini bir kez daha tüm dünya müslümanları olarak yaşadık. Beraat konusuna değinmeden bizi oraya taşıyacak konulara deyinmek istedim… Beraat konusuna girmeden hepimize düşen insani bir görev vardır ki; o da zengin olsun fakir olsun, güçlü olsun zayıf olsun her insan kendinden düşkün durumdakilere merhametle bakmalı ve onlara elinden gelen insani ve vicdani yardımı esirgememeli ki; BERAAT ‘imize yüzünüz, yüzümüz olsun.,
“Sevgili dostlar;
“Evet şimdi Beraat edelim mi..!? Öncelikle beraati tanımak gerekir. Beraat, borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan beraat etme, kurtulma, günahlardan arınma, temize çıkma, ilâhî af ve rahmete nâil olma gibi anlamlara gelir. Berat gecesi geldiğinde müslümanlar olarak, Ramazan’ı Şerifin müjdelendiğini, Şaban ayının yarısına gelindiğini, yaklaşan bir hazinenin habercisinin bize “Uyanık olun” diye seslendiğini hissederiz. Gece olması bakımından Berat gecesinin de diğer gecelerden bir farkının olmadığını biliriz. Fakat bu geceleri birer fırsat kapısı görerek bizler için tefekkür, tezekkür ve yenilenme gecesi olarak tasavvur eder ve bu vesileyle bir geceyi daha farklı ihya etmenin aracısı biliriz. Eğer kendimizde bir suç unsuru görür bir kalbi onarma ve yıkılan bir duvarı tamir etme gibi bir his hasıl olduğunda ise berat gecesini fırsat biliriz. Kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşmaya vesile ediniriz. Camilerin yollarını tutar, hep bir ağızdan affımızı, beratımızı isteriz. Adeta Allah’a iltica ederiz. Beraat Kandili vesilesiyle her türlü kötülüklerin analizini yapar, Eğer kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlik etiysek, onlardan uzaklaşarak beratimizi isteriz. Ramazan ayını hararetle ve iştahla bekler, onun için hem iç dünyamızı ve de hem de dış dünyamızı hazır etme gayreti içine gireriz.
“Sevgili Dostlar;
“Berat Kandili bize, her türlü kötülükten uzak olmayı öğretir. Her türlü şer, kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten uzak olmayı; uzak kalmayı öğretir, Bu sayede bilincimizi açık tutar. Müslümanlar bu sayede Allah katında nasıl berat edeceğini öğrenir. Berat Kandili, Yüce Rabbimiz nezdinde beratımıza vesile olduğu, Rabbimizin affediciliğine ve bağışlayıcılığına sığınmayı öğrettiği gibi, kendimize, ailemize, din kardeşlerimize, yaratılıştan kardeşlerimize ve tüm kâinata karşı affedici, onarıcı ve bağışlayıcı olmayı öğretir.
“Sonuç olarak;
“Bu gün ferdi ve toplumsal hayatımızda, maddi ve
manevi değerlerimizin dengesi bozulmuş, Müslümanlar arasında dünyevîleşme, bencillik gibi olumsuzluklar ruh sağlığımızı bozmaya başlamış, günahlar çoğalmaya başlamış, Onun içindir ki; Bu gün ve geceleri fırsata dönüştürmeliyiz. Kendimizi muhasebeye çekerek, nerden gelip, nereye gittiğimizin ve sonumuzun nasıl ve nice olacağı yönünde düşünüp, tefekkür etmemiz gerekir. Velhasıl bu tür kurtuluş günlerini gündüzleri oruç tutarak, Kur’an okuyarak, geceleri kaza namazlarıyla, ibadetle geçirmeliyiz.
“Bu duygu ve düşüncelerle; 6 Şubat’ta meydana gelen asrın felaketi olan depremden ötürü Vefat etmiş olan kardeşlerimize ŞEHİTLİK makamı nasip olsun. Yaralı kardeşlerimiz için gazilik nasip olsun.. Bu felakettin tüm insanlık için son olması yaraların sarılması hayatın normale dönmesini yüce Allah’tan diliyorum… Kul Selahaddin CANPOLAT olarak; Allah CC’ dan tüm Elazığ halkımızın, tüm okuyucularımızın, takipçilerimizin, tüm dostlarımızın tüm müslümanların Berat Kandili’ni tebrik ediyorum. Daha nice Berat Kandillerine, ramazanlara, bayramlara kavuşturmasını diliyorum, Vesselam….
“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileğiyle…

“Kul Selahaddin CANPOLAT”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İMTİYAZ……

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin