İrfan ARSLAN
Elazığ Müftüsü İrfan Üstündağ, Ramazan ayına girilmesi ile birlikte insanlarımızın israf konusunda duyarlı olmaları gerektiğini belirterek “Dünyada yapılan israflar dünya nüfusunu birkaç defa besleyecek kadar büyük boyuttadır. Buna dikkat edilmesi ile birçok sorunun çözümü mümkün olabilecektir.” dedi.
Ramazan ayında genellikle iftar sofrasında israf konusuna azami dikkat edilmesini isteyen Elazığ İl Müftüsü İrfan Üstündağ; “İsraf genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkânları meşru olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder. Görüldüğü gibi israf insanın bütün düşünce ve davranışlarını içine alan bir terimdir. Malın israfı, zamanın israfı, imkânların israfı, doğal kaynakların israfı bunlardan bir kaçıdır. Ancak günümüzde daha çok insanın elinde bulundurduğu mal ve imkânların gereksiz yere ya da gereğinden fazla harcanmasını ifade etmektedir.
Yüce dinimize göre kâinatta bulunan her şey Allaha aittir ve Allah bütün bunları canlıların hizmetine sunmuştur. İnsanların elinde bulunan nimet ve imkânlar Allah’ın bahşettiği bir emanettir. Bu emanetin Allah’ın rızası doğrultusunda ve insanların faydasına olan yerlerde harcanması gerekir. Yüce dinimizde mali imkânların içki ve kumar gibi Allah’ın haram kıldığı yerlere harcanması yasaklanmıştır. Ayrıca mal emanetinin helal yerler olsa da gereğinden fazla ve gösteriş ve kibir maksadıyla harcanması da yasaklanmıştır. “ dedi.
“İSRAFA KAÇMADAN TÜKETELİM”
Müftü Üstündağ; “İsrafın zıddı iktisattır. İktisat davranış ve harcamalarda orta yolu tutmak, gerektiği şekilde hareket etmek demektir. İnsanın gereken meşru yerlere gerekli harcamayı yapmaması cimrilik olarak ifade edilir. Cimrilik de yüce dinimiz tarafından yasaklanmıştır. Yüce Allah ayeti kerimede “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar” buyurmaktadır. Peygamberimiz de “Kibre kapılmadan ve israfa kaçmadan yiyiniz, içiniz, giyininiz ve sadaka veriniz” buyurmaktadır. Bütün bunlardan, yememizde içmemizde ve diğer harcamalarımızda cimriliğe düşmeden gereği kadar harcama yapmamız bu harcamaları yaparken de aynı zamanda israftan uzak durmamız istenmektedir. Özellikle ailenin nafakası temin edilirken bu ölçüye dikkat etmek büyük önem arz etmektedir.
Bu gün dünyada yapılan israflar dünya nüfusunu birkaç defa besleyecek kadar büyük boyuttadır. İnsanoğlu bu sorunu çözdüğü takdirde birçok sıkıntıyı ortadan kaldırmış olacaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir keresinde abdest alan Sa’d’e rastladı. Onun suyu aşırı kullandığını görünce “Bu israf nedir”? diye sordu. Sa’dde,”Abdestte de israf olur mu?” dediğinde Hz. Peygamber (s.a.s) de Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile” şeklinde cevap verdi. Bu hadise bolluk içinde olsak bile gerektiği kadar harcama yapmamızın lüzumunu çok güzel bir şekilde ifade eder. Gösteriş için gereğinden fazla harcama yapmak aynı zamanda toplumlardaki kardeşlik ruhuna da zarar verir.” dedi.
“RAMAZAN AYI OKUL GİBİDİR”
Ramazan ayının her açıdan insanı eğittiğini belirten Müftü İrfan Üstündağ; “Ramazan ayı insanları her açıdan eğiten bir okul gibidir. Bu mübarek ayda iftar sofralarımızdan ve diğer harcamalarımızdan başlayarak israftan uzak durmak ve bu uzak duruşu hayatımızın diğer zamanlarına da teşmil etmek gerekir.
Yüce Allah ellerinde bulundurdukları her nimetin hesabını insanlara soracaktır. Bu sorguda sevinen taraf olmak israf ve cimrilikten uzak durarak orta bir hayat yaşamakla mümkündür. Bu durumu hadisi şerifte Efendimiz şu şekilde ifade etmektedir. “Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.”
Peygamber Efendimiz bu konuda daima şu duayı yapardı. “Rabbimiz! Bütün işlerimizdeki israfımızı, ölçüsüzlüğümüzü, cahilliğimizi, hatalarımızı ve bizden daha iyi bildiğin her türlü kusurumuzu bağışla! Ya Rabbi! Ciddi ve şaka yollu yaptığımız yanlışlarımızı, bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızı affeyle!” dedi.