Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugünde insanı insanlığı ilgilendiren yeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum…
“Sevgili dostlar;
“Allah CC kullarını kendilerine azap etmek için değil, ancak arınmaları için imtihan ettiğini biliyoruz. Her Müslüman varlıkta şımarmamalı, yoklukta da isyan etmemelidir. Müslüman nimetlere şükretmeli, her türlü sıkıntıya sabretmektir. Öyle ki; müslüman “kahrın da hooooş, lütfun da hooooş” diyebilme olgunluğunu gösterebilmelidir. Öyleyse her zaman Allah’ımıza şöyle dua edelim mi; Allahım! Bizleri aşamadığımız zorluklardan, yokuşlardan, çıkamadığımız derinliklerden, karanlıklardan çıkar, bizleri aydınlığa kavuştur. Bizleri günahlardan arındır, taşıyamayacağımız yükleri bizlere yükleme Allah’ım…
“Sevgili dostlar;
“Bilinmelidir ki; ölüm ve hayat, bireylerin daha güzel davranışlar sergileyeceğini denemek için kâinatı yaratan Allah cc tarafından yaratılmıştır. Ömür dediğimiz sermaye, yaşam dediğimiz zaman dilimi imtihan için tanınan süredir. Biz İnsanlara verilen her türlü nimet, mal, mülk, evlat, makam, mevki birer imtihan vesilesidir. Aynı şekilde insanın karşısına çıkan her türlü sıkıntı, zorluk, acı keder ve her türlü musibet birer imtihan vesilesidir. Bunun herhangi bir mazereti de net olarak bilinmelidir ki olamaz.. olması da düşünülemez….
“Sevgili dostlar;
“Burası İmtihan dünyası şükür ister, sabır ister, tevekkül ister. Öldüm, bittim dediğimiz anda bilmeliyiz ki; gelir en güzel mucizeler… Dünya malı ve gayesi için boş yere kendini kaygıya, üzüntüye kaptıran, elde edemediği dünya malı için üzülüp duran hazırlıksız yakalanan insan, ayette deniliyor ki; Sizden önce gelen insanlar nice akarsular, nice bahçeler terk edip gittiler. Ancak dünya hayatı yalandır” diye bir söz söylenemez. Dünya hayatı gerçektir. Her insan, bu dünyada belirlenmiş bir ömür kadar kalır. Gerçek olan bir şey şudur ki; , bu ömür vaktini insanların nasıl değerlendirdiğidir. Ancak hocalarımız hep vaazlarda bizlere sıkça hatırlatır. Dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu. Hatta Bu konuda bir çok ciddi uyarılar yapılıyor olduğunu bilmekteyiz. Örneğin Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka nedir ki? Kendini koruyanlar için hayırlı olan, o son yurttur. Aklınızı kullanın..! Dünya hayatına aldanıp, Allah’ın dinine mesafe koyanlar, onu kendi yaşam biçimlerine uyduranlar, hakikatinden uzaklaştırıp oyun ve eğlenceye dönüştürenlerin durumunu, kur anı Kerim şöyle özetliyor… Dünya hayatına aldanıp dinlerini oyun ve eğlence haline getirenleri bırak; Ama onları Kur’an ile uyar ki; hiçbiri yaptığı şeyden dolayı mahrumiyet yaşamasınlar. Hiç kimsenin, Allah ile arasına girecek bir dostu ve bir şefaatçisi olmasın. Dünya hayatına aldanarak dinlerini oyuncak haline getirenlerin, bugünkü karşılaşmayı unutup bile bile yalana sarılmalarına benzer biçimde, biz de bugün onları unuturuz.
“Sevgili dostlar;
“Unutulmamalıdır ki; Her şey yalan tek kaçınılmaz gerçek var o da ölümdür. Şöyle bir Düşünürsek uyumak üzere kapattığımız gözlerimizi bir daha hiç açamadığımızı..! Ya da en sevdiklerimiz anne, baba, eş, evlat veya dostlarımızın hiç beklemediğimiz bir anda öldüğünü! Elbette ki; bu tarifi olmayan ve yaşamayanların asla anlayamayacağı bir acıdır..! Bu nedenledir ki; Müslüman aldığı her nefeste ölüm hakikatini düşünmeli ve aklından da asla çıkarmamalıdır..! Fakat bu konuda bilmemiz icap eden önemli gerçek Peygamber efendimiz sav lezzetleri yok eden ölümü sıkça hatırlayın, diye buyurmuştur. Çünkü; insan nerede olursa olsun, nereye kaçarsa kaçsın, ne kadar çare ararsa arasın birgün ölüm illaki kaçınılmaz gelecektir. Çünkü; ölüm, Kur’an’da da ifade edildiği gibi vakti gelen her canlının başına gelen asla kaçamadığı vaktini de ileri veya geri alamadığı dünya hayatının tek gerçeğidir. Yani gerçek şu ki; Ölümü asla akıldan çıkarmamak gerekir!
“Sevgili dostlar
Bireyler yani insanlık dünyaya geliş amacını unutmaması ve ahiretini de kazanabilmesi için ölümü aklından çıkarmaması gerekir. Ölüm gerçeğini aklından çıkarmayan bir insan, yanlış yollara girmekten uzak durur. Aldığı nefesin bile ona ait olmadığının ve birgün biteceğinin farkında olur.
Peygamber efendimiz sav dünyada bir yolcu gibi olunmasını, iyi işler yapmak için de acele edilmesini tavsiye etmiştir. Ayrıca Müminlerin en akıllısının ölümü en çok hatırlayanlar ve ölümden sonrası için en güzel şekilde hazırlık yapanlar olduğunu bizlere bildirmiştir… Unutmayalım ki; Ölüm bir yok oluş değil! Dünya uykusundan uyanmaktır..!
“Sevgili dostlar;
“Bu nedenledir ki; “Ölüm gerçeği Allah’a kavuşmanın ilk adımı, imtihan dünyasının sonu olmakla birlikte ahiretteki sonsuz hayatın başlangıcı ve nereden gelip nereye gittiğimizi hatırlatan en güzel nasihatdir. Her birey hatta her canlı Kur’an’ın ifadesiyle kendisine takdir edilen ömrü yaşadıktan sonra mutlaka ölerek Allah’ın huzuruna gidecektir, Önemli olan da bu zaman zarfında doğru yoldan şaşmamak ve Allah`ın istediği gibi bir kul olabilmektir. Dünyada ve ahirette ziyana uğramamak için ölümü her zaman hatırımızda tutarak, ölümden sonrası için hazırlanmak bu doğrultuda hareket etmek gerekmektedir..
“Sevgili dostlar;
“Sonuç olarak;
“İnsanoğlu, 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlar ..!! 25 yaşında dünyanın onu değiştirdiğini fark eder .! Ve insan 25 yaşında ölür. 75 yaşında da gömülür … !!!
Üç günlük dünya ey gafil..! Birini çektiklerine say, birini sevdiklerine ve birini de beklediklerine, “Çektiklerine “imtihan” de, sevdiklerine “şükür”, Beklediklerine de; “ya nasip” de, gitsin… Allah tüm geçmişlerimize rahmet eylesin, makamlarını cennet eylesin..geride kalanlarımıza da hayırlı sağlıklı bereketli uzun ömürler versin.. VESSELAM
“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileğiyle…
“Kul Selahaddin CANPOLAT”