6 Şubat 2023. Pazartesi. Sabah 04.17. Evlerimizde büyük bir sarsıntı ile uyandık. Ne olduğunu anlamaya çalıştık. Ardından hemen televizyonları ve bilgisayarlarımızı açarak depremin nelere ve kaç şiddetinde olduğunu öğrenmenin telaşına düştük. 7.7 şiddetinde ki deprem Kahramanmaraş Pazarcık merkezliydi. Aslında Jeologların sürekli gündeme taşıdıkları ve gerekli önlemlerin alınmasını istedikleri bir depremdi. Depremin acısını yaşarken gün içinde bu kez saat 13.30 de yine Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 şiddetinde ki ikinci büyük depremi yaşadık. Her iki depremde ilimizde hissedildi ve hemen hemen aynı şiddette ilimizde sallandı. 2020’de ilimizin yaşadığı depremde yorgun düşen binalarımız bu iki büyük deprem ile bu eke depremin arasında meydana gelen 6 ve üzerinde ki depremler sonucunda hasarları artarak ağır hasarlı binalara dönüştü. Nitekim saban meydana gelen depremin ardından Akpınar mahallesinde bir binanın yapılan kontrollerinde ağır hasarlı olduğu ve acilen tahliyesinin yapılması kararlaştırıldı. Bu bina öğlen yaşadığımız depremin ardından yıkıldı ve iki vatandaşımız hayatını kaybetti.
Elazığ’da 24 Ocak 2020 depremi ile birlikte başlatılan hasar tespit çalışmaları sonucunda ağır hasarlı olan biraların yıkılması ve başlatılan kentsel dönüşüm sonrasında yapı stokunun önemli bir bölümü yenilendi. TOKİ’nin ilimizde yaptığı yaklaşık 25 bin konuttaki hak sahipleri ki yaklaşık 23 bin konuta taşınan hak sahipleri 6 Şubatta ki depremlerde hasar almadı. Buna rağmen ilimizde yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda Valilikçe yapılan açıklamada 664 binanın ağır hasarlı olduğu belirlenmiş durumda.
11 ili kapsayan bu depremin bilançosu 38 bin insanımız hayatını kaybetti. On milyarlarca dolayı bulan ekonomik kaybımız söz konusu. Depremin ardından tüm ülke tek yürek olarak depremi yaşayan illere akarak arama kurtarma ve yardım seferberliği oluşturdu. Yüreklerimiz yandı ve tabiri yerinde ise kıyameti yaşadık.
Ülkemizin ve bölgemizin deprem bölgesi olduğunu biliyoruz. Depremlerin olacağını da biliyoruz. Bilim adamları sürekli olarak depremlere karşı gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyorlar istiyorlar. Yine bilim adamları deprem öldürmez bina öldürür diyorlar. Öyleyse bizler bu konuda üzerimize düşeni yapmalıyız. Ülkemizde bir deprem yönetmenliği var. Bu yönetmenlik kapsamında ki hükümlere göre binaların yapılması gerekiyor. Bilim adamları depremin ardından depremin yaşandığı bölgede yaptıkları incelemelerde yıkılan binaların önemli bir bölümünün buna uygulamadığı için, hatta bazı binaların birkaç yıllık olduğunu belirtiyorlar.
Toplumda deprem bilincinin oluşturulması için yapılan çalışmalar, programlar ve etkinlikler var. Yapılan tüm bu çalışmaların yeterince karşılık bulmadığı bu depremlerin sonucuna baktığımız görmek hepimizi üzüyor. İnşaatların deprem yönetmenliğinde belirlenen sınıftaki beton, demir ile yapılması gerekiyor. Özellikle yapı denetimcilerinin bu konuda yaptıkları denetimde kesinlikle taviz vermemeleri gerekiyor. İmar konusunda karar alınırken, imara açılacak olan arsaların bulunduğu bölgelerin de iyice incelenmesi gerekiyor. Yapılması gerekenleri kurallarına ve yönetmenlikle uygun yaparsak tedbirimizi almış oluruz. Gerisi ise takdiri ilahi olur.
Jeologlar, Doğu Anadolu Fay hattında ki bu hareketliliğin şimdi Bingöl Karlıova, Yedisu bölgesine döneceğini belirtiyorlar. Yani bulunduğumuz bölgede yeni bir deprem beklentisi var. Bilim adamlarına göre en kısa sürede. Ancak bu en kısa süre yine bilim adamlarına göre 0 ile 50 yıl aralığı. Yani bir deprem olacak ancak ne zaman bunu belirlemek mümkün değil. Öyleyse bu kez bu uyarları dikkate alalım ve özellikle Yerel Yönetimler alınması gereken tedbirler konusunda bilim adamları ile görüşerek vakit geçirmeden uygulamaya koyalım.
