MAĞDURUN GÖNÜLLÜ ASKERLERİ VE STK NIN ÖNEMİ…

“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlere her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum..

“Sevgili dostlar;

“Sivil toplum kuruluşları depremzedelerin yaralarını sarmak için adeta tek yürek oldu. Asrın felaketi olarak nitelenen deprem ülkemiz saati ile 04.17 de Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 ve saat 13.24 te yine Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde depremlerle sarsıldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde görev yapan sivil toplum kuruluşları ve tüm insanlık depremzedelerin yaralarını sarmak için canla başla çalıştı, Halende çalışmalar devam ediyor. Her ilde çok sayıda vakıf ve derneğin de aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları depremzedelere destek için canla başla çalışıyor. Öyle ki; Sivil toplum kuruluşları depremzedelerin yaralarını sarmak için tek yürek oldu. İsmini sayamayacağım bir çok sayıda kuruluş, depremlerden etkilenen Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa ve Kilis’e yardım ulaştırmakta adeta yarışa girdiler. Depremin en önemli sonucunun, bu depremden çıkarılması gereken en hayatî dersin burada önemli olduğunu düşünüyorum: Yaşadığımız acının büyüklüğü, farklı toplum kesimlerini birbirine yakınlaştırmış, dayanışma ve kardeşlik ruhunu pekiştirmiş, yeniden inşa etmiş olduğunu görebiliyoruz. Bu ve bundan önceki deprem, bize uzun süredir kaybettiğimiz  kardeşlik ruhunun değerini hatırlatıyor. Buraya kadar deprem ile ilgili kişisel duygu ve düşüncelerimi paylaşmaya çalıştım. Sonraki bölümde STK üzerinde tespitlerde bulunmak istiyorum.

“Sevgili dostlar;

“Sivil toplum kuruluşları yöneticileri olarak çok net biliriz ki;  STK ların olmazsa olmazları arasında gönüllülük esasına hizmet eder ve faaliyetler yaparlar… Sivil toplum kuruluşlarında hizmet edenlerin genelde amacı, toplumun sorunlarını gidermek olduğu gerçeğidir. Hizmet yapan kişiler, görev karşılığında herhangi bir ücret kazanmak için uğraş vermez gönüllü bireylerin bir araya geldiği yerlerdir. Hizmet edenler arasında, ast üst ilişkisi asla olamaz. Her birey, aile gibi dayanışma içerisinde çalışır. Hepimiz net olarak biliyoruz ki; Sivil toplum kuruluşlarının temel amacı, toplumsal sorunları bağımsız şekilde ele alarak, kamuoyunu bilgilendiren, aydınlatan ve buna yönelik öneri sunan kuruluşlardır. Bireyler tarafından kurulan STK’lar, toplumun genelini aydınlatma amacı güder. Buna yönelik çalışmalar yapar. Sivil toplum kuruluşları, bireylerin ortak bir amaç çerçevesinde bir araya gelerek ortak akıl oluşturma, bunu savunma ve ortaya çıkan sonuçları kamuoyu ile paylaşma misyonuna sahiptir. Birey olarak her insan, çeşmeden damlayan, damla olarak akan su gibidir. Su damla, damla akarken olağanüstü bir gücü olamadığını biliriz. Ancak bu damlaların sürekliliğinde önüne bir set konulursa, set arkasında toplanan su, büyük bir birikim yani inanılmaz bir güç oluşturur. Bu nedenledir ki; Tek başına bir güç olmayacağına işaret eden bu ifade, bir setin arkasında biriken su gibi; bir liderin arkasında toplanarak çok büyük bir güç oluşturulacağına işarettir…

 

“Sevgili dostlar;

“Genelde sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmi kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda ortak akıl lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır. Sivil toplum kuruluşları genelde bireylerin seslerini duyurmalarını, sorumluluk almalarını sağlar.

Devamında toplumsal anlamda bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları yapmak. Toplumun zararına olan etkenlerin ortadan kaldırılması için mücadele etmesi görevleri arasında olmazsa olmazıdır. Aynı zamanda bireylerin çıkarlarını ve haklarını korumak için çalışmalar yaptığını da söyleyebiliriz.. Sivil toplum kuruluşlarının amacı sadece “ihtiyacı olana yardım etmek” değil, ancak değişim yaratmayı ve çözüm üretmeyi de hedefleyen gönüllü kuruşlardır…

“Sevgili dostlar;

“Unutmayalım ki; Bu sebeple sivil toplum kuruluşlarını kurma, yaşatma ve çoğaltma kültürünü geliştirmek, onlara destek vermek zorunda olduğumuzu unutmayalım. Sivil toplum örgütleri demokratik toplumun olmazsa olmazıdır….İnsan hakları ve özgürlüklerini güçlendirebilmek için mutlaka iyi niyet ile  kurulmuş ve işlemekte olan STK’lara katılmalı ya da STK’lar kurmalı ve örgütlü mücadeleyi olabildiğince yaygınlaştırabilmeliyiz.

“Sonuç olarak;

“Depreme dair depremin ilk anından beri  STK lar ve ülke yaşayanları asrın felaketi olan deprem yaralarının sarılması için seferber oldu. Elazığ başta olmak üzere ülke Olarak çaba ve gayretlerimiz bundan sonraki süreçte de devam edecektir.

Eiazığ’da Yaşanan depremi nasıl ki el birliği ile üstesinden geldiysek; asrın büyük felaketi olan acıyı da yine millet olarak hep birlikte Allah’ın izniyle atlatacağız. El ele verip hep birlikte ayağa kalkacağız. Daha önceki Depremde de asrın felaketi olan bu  Depremde de hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, aileleri, yakınları ve ülkemize baş sağlığı diliyorum. Hastanelerde tedavisi devam eden yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Vesselam…..

“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileğiyle…

 “Kul Selahaddin CANPOLAT”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
MAĞDURUN GÖNÜLLÜ ASKERLERİ VE STK NIN ÖNEMİ…

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin