Elazığ İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından çocukların sosyal, manevi ve akademik gelişimlerini desteklemek amacıyla başlatılan “mutlu aile başarılı çocuklar” projesinin “ebeveyn okulları” ayağı düzenlenen programlar ile devam ediyor.

 

 

Düzenlenen programlarda okul aile işbirliğini güçlendirmek ve ailelerin farkındalık düzeylerini arttırmak amacıyla velilere yönelik “Olumlu Ebeveynlik Rolleri, Okul Başarısında ve Eğitim Süreçlerinde Ebeveynlerin Sorumlulukları, Mutlu, Özgüvenli ve Değerleri Olan Çocuklar Yetiştirme Yöntemleri ve Dijital Ebeveynlik Rolleri” konularında eğitimler veriliyor.

 

 

Sıdıka Avar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde düzenlenen programda konuşan Okul Müdürü Abdurrahman Güvenç, projenin okul aile işbirliğinin gelişmesi için oldukça önemli olduğunu ifade ederken, “gençlerimizi akademik ve mesleki yönden gelişimlerini sağlamak için veli okul işbirliğini en verimli seviyeye ulaştırmak okulumuzda önemli bir hedeftir. Amacımız gençlerimizi milli ahlaki manevi ve kültürel değerleri benimseyen ailesini milletimi vatanını ve bayrağını seven bireyler yetiştirmektir. Bu amaca ulaşmak için siz değerli velilerimizin katkıları ve destekleriyle ancak olur. Bunun için Mutlu Aile Başarılı Çocuk projesi bu amacın gerçekleşmesinde önemli rol oynar” dedi.

 

 

Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Bekir Erol, projenin çocukların akademik başarılarının yanı sıra duygusal ve sosyal başarıya ulaşmalarını da hedeflediğini kaydederken, “Biz okulun ailede başladığına inanan eğitimcileriz. Amacımız şu çocuklarımızın sadece akademik olarak başarı olarak değil duygusal sosyal işte ahlaki yönleri ile desteklenmesi güçlendirilmesi bu konuda da tabii ki asıl okulun en büyük destekçisi işbirlikçisi ailelerdir. Bu vesileyle projemizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

 

 

Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalın Kılıç Türel, 15-18 yaş arası ergen çocukların karşı karşıya kaldıkları riskleri ve ailelerin bu noktada alabilecekleri önlemlere ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Kılıç Türel, “Teknoloji hepimizin evinde artık teknolojiye karşı rahatsızlık duysak da bu teknoloji olmadan hayatımızı neredeyse devam ettiremeyecek durumdayız. Yani bir yerde oturduğumuzda bir yere çıktığımızda telefonumuz yanımızda değilse böyle bir rahatsız hissediyoruz. Yani sanki kıyafetlerimizi evde unutmuşuz gibi bir rahatsızlık hissediyoruz teknolojinin yoğun kullanıldığı hayatımıza bu kadar girdiğinin farkındayız aynı zamanda hayatımızı bazı noktalarda olumsuz etkilediğinin hepimiz farkındayız. Şimdi bugün teknolojide deyince aklımıza telefon geliyor. Telefon dezavantajlı ya da internetin dezavantajı olduğu taraf aslında biraz bağımlılık dediğimiz bir rahatsızlığı daha fazla tetiklemesi. Yani bugün biz çamaşır makinesine bağımlı olmayız belki ama neticede yani onsuz da bir şekilde hayatımızı idame ettiririz ama bugün telefon olmadan internet olmadan sanki hayat durma noktasına geliyor. Bu anlamda bizim bu eksikliği durumunda hissettiğimiz ciddi rahatsızlık literatürde bağımlılık olarak adlandırılıyor.  Bu bağımlılığında bir takım özellikleri var. Mesela bunlardan bir tanesi Kontrolün kaybedilmesi yani o olmadığında Kontrolünüzü kaybediyoruz. Çocuklarınızla mutlaka ben de veli olarak yaşıyorum.  Bir şeyle uğraşırken telefonla bilgisayarla hani böyle bir uzaklaştırmaya çalıştığınızda çok fazla onunla ilgilendiğini görüp rahatsız olduğunuz da o da rahatsız oluyor. Çünkü onun üzerinde kontrolü kaybettiğinde hemen o tepkisini bir şekilde size göstermeye çalışıyor” dedi.