Bakan Yusuf Tekin, diğer alanlarda eğitim öğretim metodolojisinin değişiyorsa, din alanında da eğitim öğretim metodolojisinin çağın ihtiyaçlarına göre değişmesi gerektiğini söyledi.

BAKAN YUSUF TEKİN: DİN EĞİTİM ÖĞRETİM METODOLOJİSİ, ÇAĞIN İHTİYAÇLARINA GÖRE DEĞİŞMELİ

Bakan Tekin: “Din Eğitimi kuşkusuz vatandaşlarımızı milli eğitimden okullarımızdan beklediği önemli başlıklardan bir tanesi…Biz MEB olarak isteyen çocuklarımıza din eğitimi konusunda ciddi bir eğitim verdiğimizi düşünüyorum. Çalıştayı şu açıdan önemsiyorum diğer alanlarda eğitim öğretim Metodoloji nasıl değişiyorsa din eğitimi alanında metodolojisinin değişmesi gerektiğini görmek durumundayız çağın gereklerine göre.” dedi.

 

 

BAKAN TEKİN: “FIRAT ÜNİVERSİTESİ 50 YILI AŞKIN GELENEĞE SAHİP BİR ÜNİVERSİTE”

Türkiye’de yeni kurulan üniversiteler var birde kökleşmiş ülke çapında söz sahibi olan üniversite var. Benim gözümde Fırat üniversitesi eskiden beri belli alanlarda gerçekten köklü bir eğitim veren bir üniversite. 50 yılı aşkın geleneğe sahip bir üniversite böyle bir üniversite ile iş yapmak inşallah hayırlara vesile olur.

Resim
BAKAN TEKİN: MEB’İN YAPTIĞI İŞBİRLİKLERİ, BAKANLIĞI ZENGİNLEŞTİRİR

Milli eğitim bakanlığı dışa açık bir bakanlık olması gerektiğini yaptığı işler ile yürüttüğü hizmetleri yerine getirirken toplumun her kesiminden kişilerle yapacağı iş birliğinin Milli eğitim bakanlığını  zenginleştireceğini ifade ediyorum. Bu anlamda her türlü iş alanıyla iş birliğine açığız. Bu anlamda meslek örgütleri iş dünyası, birçok bakanlıkla iş birliği yaparız.  Sivil toplum örgütleriyle iş bir birliği yaparız.

 

 

BAKAN YUSUF TEKİN: MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ İLE PAYDAŞLAR ENTENGRE ÇALIŞMANIN İÇİNE GİRECEKLER

Önümüzdeki günlerde TBMM Ye gelecek olan öğretmenlik mesleği milli eğitim Akademisi kanununun özelliği de bu işbirliklerinde gizli. Biz bugün burada işbirliğini daha kurumsal hale getirecek öğretmenlerin şehirlerindeki akademisyenlerle meşru hale getirecek bir yasa teklifi bu. Yasayla beraber milli eğitim akademisi kurumsallaştığında öğretmenler, üniversiteler, eğitim fakülteleri daha entengre çalışmanın içine girecekler.

 

 

BAKAN TEKİN: ÜNİVERSİTELER, BU İŞBİRLİKLERİNDEN İKİ TARAFLI DAVRANMALI

Üniversiteler, bu işbirliğinde iki taraflı davranmalı bilhassa meslekte uzun yıllar hizmet etmiş öğretmen arkadaşlarımızın sadece konferans ders almaları değil benim kastettiğim aynı şekilde rektörlerimizden şunu talep ediyorum. 20 yılı aşkın sürede olan arkadaşlarımızın lisans düzeyinde üniversitelerde ders vermeleri ve tecrübelerini paylaşmalarını daha sağlıklı olacaktır. Biz MEB olarak hiçbir bu konuda eleştiriye aldırış etmeden Kamu ve STK’larla çalışmaya devam edeceğiz.

 

 

BAKAN TEKİN: “EĞİTİMDE TOPLUMUN DİĞER FAKTÖRLERİNİ GÖZ ARDI ETMEMEK LAZIM”

Bu yıl iş birliği halkımıza aileleri de dahil edeceğiz. Veliler çocukları okula yazdırdı. Çocukları okula gönderdikten sonra öğretmenlerin anne baba rolleri yapmasını istiyoruz. Anne baba rolünü de öğretmemen yüklüyoruz. Aklımıza gelen her türlü rolü öğretmene yükleyip eğitim sistemini başarısız eleştirisi yapmaktan hoşlanıyoruz. Öğretmen kadar toplumun diğer kesimlerinin de eğitimde payı. Ben üşenmedim saydım 12 yıllık eğitimi tamamlayan bir çocuk 160 bin saat yaşıyor bunun 11 bin saati okulda geçiyor kalan süre toplumun diğer anlarında geçiyor. Eğitimde toplumun diğer faktörlerini göz ardı etmemek lazım. Çocuklarımızın okuma alışkanlıklarının zayıf olduğunu düşünüyorsak çocuklarımızla akşamları kitap okuma saatleri yapalım beraber çaba sarf edelim. Çocuklarımız eve geldiğinde dijital bağımlılıktan kurtulalım. Bu gibi öneriler ile velileri iş birliğine davet ediyoruz. Rektörümüzü ve dekanımızı çalıştay için tebrik ediyorum. Bu gibi Anadolu illerinde bu işleri gelenekselleştirmek kolay değil. O kadar kamu kurumunu bir araya getirip 3 yıl üst üste bu tür çalışmalar yapmak kolay değil. Bu iş birliği inşallah devam eder.

 

 

BAKAN TEKİN: “MANEVİYATI GÜÇLÜ BİREYLER YETİŞTİRMEK GEREKTİĞİNE DÜŞÜNÜYORUM”

Konu başlıklarında Türkiye yüzyılı maarif modeli başlığını gördüm teşekkür ediyorum. Din eğitimi ile ilgili içinde yaşadığımız dönemde ben dünyayı iyi okumaya çalışan bir insanım içinde yaşadığımız dünyanın manevi sorunlar yaşayacağını düşünüyorum. Ben dünyayı okumaya çalışan bir insanım. Dünyanın gelecekler duygusal ve manevi sorunlar yaşayacağını düşünüyorum. Bu ve benzeri ilerleyen dönemlerde farklı ilişkilerden kaynaklanan manevi ve duygusal kaos olacağını düşünüyorum. O yüzden maneviyatı güçlü bireyler yetiştirmek gerektiğine düşünüyorum. Bunu mutlaka akademisyenler tartışacaktır. Dikkat etmenizi istediğim şey bu sekterün yaptığı yapımlarda insanların yaşadığı baskılara vurduğular var. O yüzden çocuklarımızın manevi anlamda güçlü olmasının onların farkı olacağını düşünüyorum. Bizimde yapmak isteğimiz şey manevi anlamda güçlü bireyler, erdemli bireyler yetiştirmek istiyoruz. İyi insan yani sağlıklı insan sağlıklı çevre sağlıklı beden Türkiye Yüzyılı Maarif modelinin temelinde bu var.

 

 

BAKAN TEKİN: “BAŞÖRTÜSÜ İLE KAMUSAL ALANLARA GİRMEK YASAK CEVABI VERİLEN BİR TÜRKİYE YAŞADIK”

Türkiye AK Parti iktidarı ile bambaşka bir noktaya geldi. Özellikle din inanç ve ibadet özgürlüğü konusunda bunu söylüyorum. Salondaki çoğu kişi yaş itibarıyla 2002 öncesi Türkiye’yi hatırlar diye düşünüyorum. Fakat çok çabuk unutuyoruz. Yaşadıklarımız gördüklerimiz bunları hafızlarda canlandırmamız gerekiyor. 2013- 2014 yılında 4000 üzerinde çıkarılan düzenleme ile tekrar aramıza aldık.  Sadece başörtüsü taktığı için memuriyeti elinden alınan kişiler. Bırakın kamu görevlisi olarak üniversitenin konferans salonuna başörtüsü ile alınmayan bir Türkiye yaşadık. Üniversitenin hastanesinde hizmet almak almayan insanlara başörtüsü ile kamusal alanlara girmek yasak cevabı verilen bir Türkiye yaşadık. Elektrik fatura ödemek için kuyruk beklerken yağmur sebebi ile salona gelen kişilerin başörtüsü ile içeri alınmadığı bir Türkiye yaşadık. Ben o yüzden sayın cumhurbaşkanımıza ve Türkiye’yi inanç özgürlüğü anlamında dünya standartları arasında bir ülke yapmaya çalışan bütün ak parti camiasına buna katkı veren herkese teşekkür ediyorum. Bu adımları atan kişilere şükran beslememiz lazım.

BAKAN TEKİN: MESELA İMAM HATİP LİSESİ MEZUNU OLMAK BİR PROBLEMDİ

Bu ülkede yaşanan tek sorun başörtüsü değildi. Mesela imam hatip lisesi mezunu olmak bir problemdi. Liseyi bitirdikten sonra lisans yüksek lisans yapıyorsunuz. Ama kadro talebinde bulunduğunuz sorulan ilk soru hangi liseden mezunsun. Akademik çalışmalarınıza bakmadan refüze edildiğiniz bir Türkiye yaşadık. İmam hatip mezunları bir kat sayı zulmünü gördü. Lise tercihinden dolayı rakiplerinden geri koşullarda rekabet etmek zorunda olunan bir Türkiye yaşadık. Evrensel laiklik anlayışı ile bağdaşır, özgür bir Türkiye noktasındayız.

 

 

BAKAN TEKİN: “BİLHASSA 2011 YILINDA YAPILAN DÜZENLEME İLE BAHSEDİLEN PROBLEMLER AŞILDI”

Dini eğitim konusundan atılan adımlardan bahsetmeden geçemeyiz. Bütün taleplerin gerçekleşebileceği bir Türkiye’ye ulaşmış durumdayız. Bilhassa 2011 yılında yapılan düzenleme ile bahsedilen problemler aşıldı. Hem de 12 yıllık zorunlu eğitimle beraber dünyada muadillerin üzerinde eğitim süremiz oldu. Okullarda seçmeli Kuran-ı Kerim ve siyer eğitimi verilmeye başlandı.

BAKAN YUSUF TEKİN: İLAHİYAT FAKÜLTELERİ UZMANLAŞMALI

İlahiyat Fakülteleri’nin bölümleşmesi,  uzmanlaşması ve istihdam edilen öğretmenlerin spesifik derslerde uzman olması gerekiyor. Aynı şekilde yaş grupları itibariyle ilkokullarda bu dersi verenlerle İmam Hatip Lisesinde ders verenlerin aynı eğitimden geçmesi; içinde yaşadığmız uzmanlaşma çağında  çağa adepte edilmesi gereken bir sorunmuş gibi görünüyor.