İrfan ARSLAN
Elazığ Süt Üreticileri Birliği başkanı Halef Ortaç, Türkiye’de süt hayvancılığının büyük bir krize sürüklendiğini belirterek, yanlış tarım politikalarının hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur ettiğini vurguladı.
Başkan Ortaç, en büyük sorunlarının çiğ sütü pazarlamak olduğunu söyledi.
Ulusal Süt Konseyi, 2025 yılı için çiğ süt tavsiye fiyatını 17,15 TL olarak açıklarken, TÜSEDAD’ın son hesaplamalarına göre çiğ süt üretim maliyeti 19,58 TL’ye ulaştı. Üreticinin sürdürülebilir bir üretim yapabilmesi için satış fiyatının en az 25,2 TL olması gerekiyor. Ancak şu anda litre başına 8 TL’lik bir zarar söz konusu. Dünyanın hiçbir yerinde üretici bu kadar büyük bir maliyet farkını karşılayamaz. Böyle giderse Mayıs ayında Türkiye yeni bir krizle karşı karşıya kalacak ve yine yüzbinlerce süt hayvanı kesime gidecek” dedi.
“SÜT TÜKETİMİNDE CİDDİ BİR DÜŞÜŞ VAR”
Vatandaşların süt tüketiminde ciddi bir düşüş olduğunu ifade eden Ortaç; “Arz talep dengesi bozuk olursa piyasayı regüle etmek çok zordur. Bir üründe arz fazlalığı varsa o piyasayı allak bullak ediyor. İlimizde ulusal firmalar yok. Biz de sütümüzü bölge illerdeki mandıralara satıyoruz. Çok büyük bir sıkıntılarla satıyoruz. USK bir fiyat belirledi ama kesinlikle alıcısı olmayan bir fiyat. Bu fiyatı biz üreticiye veremiyoruz çünkü satamıyoruz. Erzurum’a 16 liradan süt teslim ediyoruz. 1- 1 buçuk lira lojistik maliyeti var. 1 buçuk – 2 lira il içinde toplama maliyetimiz var” dedi.
ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE MAĞDUR
Süt fiyatlarının üreticiye para kazandırmadığını, ancak tüketicinin de süte ve süt ürünlerine ulaşamadığını belirten Ortaç; ”Bugün Erzurumlu süt üreticisi, litresini 11 TL’ye bile satamazken isyan ediyor. Öte yandan vatandaş, çocuğuna süt veremiyor, kahvaltıya peynir koyamıyor, yoğurt ve ayran alamıyor. Tüketicinin cebinden çıkan para sürekli artarken üreticiye süt alım fiyatında tek kuruşluk bir iyileştirme yapılmadı.
ÇÖZÜM BELLİ AMA İRADE YOK
Ortaç, süt ve besi hayvancılığının sürdürülebilir hale getirilmesi için atılması gereken adımları da sıraladı: Meraların ıslah edilerek üreticinin uygun yem temin etmesi sağlanmalı. Hayvancılığa verilen destekler en az dört katına çıkarılmalı. Et ve Süt Kurumu, piyasaya müdahale ederek üreticinin zarar etmesini önlemeli.
Ülkemizde süt sıkıntısının giderilmesi adına atılması gereken en önemli adım ülkemize getirilen süt tozunun ithalatının ve kullanımının durdurulması. Süt bekletilecek bir ürün değil. Bu nedenle kısa sürede işlenmesi gerekiyor. Dışarıdan süt tozu ithalatı durdurul ve ülkemizde ki üretici firmalar desteklenir ise Süt tozu kullanımı ve süt tüketimi olacak. Süt ürünleri yapılacak ve bu sayede hem üretici hem de tüketici daha iyi şartlarda süt satacak ve vatandaş süt alabilecek. Aksi takdirde bu sıkıntının sonucunda üreticiler damızlık hayvanlarına kesime göndermek zorunda kalacak. Bu durumda gelecekte çok daha büyük sıkıntıların yaşanmasına neden olacaktır. Beklentimiz Tarım ve Orman Bakanlığının bu konuda gerekli adımları atması ve önlemleri alması” dedi.
KENDİ TESİSİMİZİ KURACAK MARKA OLACAĞIZ
Çiğ süt satışlarının durma noktasına geldiğini, bölgemizde Elazığ’dan başka kendi ürettiği sütü başka illere satan başka bir il olmadığını ifade eden Elazığ Süt Üreticileri Birliği Başkanı Halef Ortaç, Elazığ Belediyesi ile ortaklaşa geliştirdikleri bir proje ile ilimizde üretilen sütleri işleyerek kendi markaları ile piyasaya arz edeceklerini dile getirdi.
Birlik olarak ilimiz de topladığımız sütleri mecburen bölgedeki illere pazarlamak zorunda kalıyoruz.
Bizde ürettiğimiz sütlerde hem katma değer yaratmak kendi markamızı oluşturmak için. Pastörize süt ve süt ürünleri işleme tesisi projesi yaptık. Projemiz Fırat kalkınma Ajansı tarafından kabul edildi. Bu proje yaklaşık 50 milyonluk bir proje, yüzde yetmişi Fırat kalkınma ajansı tarafından finanse edilecek. Bu proje Elazığ belediyesi işleme ortaklığıyla gerçekleşecek . Bölgeye hitap edecek, hem üreticiyi hemde tüketiciyi rahatlatacak bir proje olacak.
Fırat kalkınma Ajansı tarafından cazibe merkezi kapsamın da kabul edildi. Bölge için vizyon bir proje protokolü imzalandı, ihale sürecini başlattık. İnşallah 2026’nın başında faaliyete geçer hem üretici hem tüketici için hayırlı olmasını diliyorum.”
