Elazığ’da yaşanan gerginliğin farkında mısınız? Hiç olmadığı kadar kutuplaşmanın yaşandığı bir döneme girdik. Etnik ya kültürel manada bir kutuplaşmadan bahsetmiyoruz. Bahsettiğimiz siyasi gerginlik. Ciddi bir soğukluğun hüküm sürdüğü, zaman zaman sosyal medya kullanıcılarının taraf olduğu ama zararını hepimizin çektiği, çekeceği türden bir gerginlik! Son olarak Gürsel Erol ile ilgili bir haberi parti içi Whatsapp grubundan paylaşılmasını isteyen Şerafettin Yıldırım ile bu isteğin ekran görüntüsünü twitterdan duyuran ve olayı trollükle değerlendiren Gürsel Erol arasında yaşandı. Biri iktidar partisinin il başkanı, diğeri, Elazığ’ın sevilen siyasetçisi. Peki bu kadar gerilmeye, kutuplaşmaya gerek var mıydı?
Şimdi size iki siyasinin profilinden bahsetmek istiyoruz. Aslında daha önceki açıklamalarına bakıldığında hem Sayın Yıldırım hem de Sayın Erol, açıklamalarında bütünleştirici olmaktan, vatandaşı kucaklamaktan bahsediyordu.
Yakın sayılabilecek zamanda göreve getirilen AK Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, siyasette farklı bir döneme girileceğinin sinyallerini vermişti. Bu dönem, bütünleştirici bir dönem şeklinde değerlendiriliyordu. ‘hatalarımızın farkında olacağız’ demişti Sayın Yıldırım bir açıklamasında. ‘Kimseyi kırmadan siyaset yapacağız. Herkesi kucaklayacağız’ benzeri sözleri hafızalardaki ve kayıtlardaki tazeliğini hala koruyor. İl Başkanlığı görevini devralırken ki o naif duruşu insanlar üzerinde olumlu etki bırakmıştı. Peki, ne oldu da Sayın Başkan böylesine söylediğinin aksine bir tutum sergilemeye başladı. Bizce İl Başkanı Yıldırım, biran evvel başlangıçtaki aklı selim siyasi çizgisine geri dönmeli ve olayları biraz daha analiz ederek hareket etmeli. Anlık tepkilerin kendisine ve partisine zarar vereceğini unutmamalı.
Geçelim kavganın diğer cephesine. İki taraf arasında ki tartışmadan bahsederken bir diğerini değerlendirmeden olmaz. Öncelikle şunu belirmek isteriz ki genelde bu tür polemiklerden daha çok fayda sağlayan Gürsel Erol oluyor. İyi bir demagog ve arkasında ciddi bir seven kitlesi var; ama yine de kendisi de siyasette kutuplaşmadan yana olmadığını her fırsatta belirtiyordu. Fakat onunda son zamanlardaki söylemlerine baktığımızda Sayın Erol’un hep bir tartışma içerisinde olduğunu görüyoruz. Vatandaşın ondan beklediği şey aslında biraz daha farklı! Evet Gürsel Bey’in bu tartışmaları şimdilik bir kesimin hoşuna gitse de şehrin insanları içerisinde yer edinmesinin nedeni sıkıntıları dile getirmesi. Bu çizgiden uzaklaşırsa çok sürmez Sayın Erol’da şehirdeki konumunu yaralayabilir. Yani dememiz o ki tartışmalar, suni gündemler hiç kimseye fayda sağlamayacağı gibi şehrin problemlerinin çözümünü geciktirir. Her iki tarafa tavsiyemiz kendi öz çizgilerine geri dönmeleri ve tekrar insanları kucaklamaları.
Bir de elbette üçüncü isimleri de merak etmiyor değiliz. Her fırsatta abilik görevini kendisine şiar edinmiş Sayın Metin Bulut’un sessizliği bizde merak konusu oldu. Nedendir bilinmez ama hiç sesi çıkmıyor şu aralar. ‘yesinler birbirini’ mi diyor, yoksa başka bir şey mi bilemeyiz ama onun da kokusu yakında çıkar.