1. Haberler
  2. YAZAR
  3. SIKTIĞIMIZ KEMER, BELİMİZDE DEĞİL ARTIK

SIKTIĞIMIZ KEMER, BELİMİZDE DEĞİL ARTIK

Seçim hazırlıkları tüm hızıyla devam ederken, 2023 yılını hedef alan birçok seçim çalışması da arka arkaya gelmeye başladı.

Zaten millet olarak da seçim havasına girmiş bulunuyoruz. Yapılan anketler tek tek açıklanıyor. Tahminler, kazanıp/kazanmamak üzerine sunulan birçok olasılıklar gündemde.

Normal seçim üzerinden bakacak olursak, bir yıldan fazla bir zaman var. Yok, eğer erken seçim olacaksa( devlet hazinesinin ve dolayısıyla yapılan olağanüstü zamlara daha fazla dayanılacağını düşünmüyorum.) o zaman tabiki bu hazırlıklar yerinde diyebilirim.

Ancak söz konusu seçim hazırlıklarında hissedilen ve paniğe yol açan seçim kaybetme korkusu da yok değil!

Ülke genelinde büyük bir ekonomik buhran, üretim sıkıntısı, istihdam sorunu, TL’nin her geçen gün değer kaybetmesi ve bu ek; her geçen gün haddi hesabı olmayan zamlar da gösteriyor ki bu seçimin özellikle belirleyicisi, ‘tencere’ faktörü.

Kaybetme korkusuyla ya da kazanma hırsıyla olsa gerek şimdiden seçim yatırımlarına başlanıp Abdülhamit’ten dem vurup, 1453 İstanbul Fethi’ nin yıldönümü bile seçim yatırımları arasında.

Korku sardı, çünkü çok büyük güven zedelediler. Artık söylenen vaatler karın doyurmuyor. Seçmen somut hareketler, faydalı işler en önemlisi de tenceresini dolduracak üretim tabanlı işler görmek istiyor.

Ekonomi gözlerdeki ışıltıdan anlamaz; sorunlar yürekle yenilecek seviyelerde de değil.

Eskiden en azından sıkacak bir kemerimiz vardı, bulunduğumuz ekonomik kaosta sıktığımız kemer belimizde değil, artık boynumuzda…

Müteahhitte,“2023’e hazır olsun.” diye atılan fırça bundan sonraki yapılacakların seçim yatırımları olduğunun bariz kanıtı.

Keza yeni bir seçim yatırımı daha faaliyette. O da 2023 yılında “Uzaya bir Türk gönderilecek.” ve sıkı durun! Daha açıklanalı birkaç gün olmuştu ki 31 bin başvuru bulunuyor. İlerleyen günlerde başvuru sayısını siz düşünün artık.

Tipik gündem değiştirme, dikkat değiştirme yöntemi!

Geçin sıkıntısının bu kadar artarak bunalıma yol açtığı bir zamanda uzaya yolcu gönderme zamanı mı?

31 bin başvuru yapan her kimse, bunların ne düşündüğüne de anlam veremiyorum. Bu yokluk zamanında maceramı yaşamak istiyorlar, yoksa şöhret basamaklarını tırmanmak derdindeler mi?

Uzaya gidip gelince evrim mi geçireceksin, sorunların mı bitecek yoksa karizman mı artacak?

Vallahi akıl sır erdiremiyorum!

Yine aklımda sorular sorularsorular…

Başvurular arasında seçilen şanslı kişiyi, uzaya kim yollayacak?

Finansmanı kim olacak?

Öyle ya bizim ekonomimiz kötü, ek ödenek ayıramayız! Zaten ödenmesi gereken borçlar ortada, cari açık giderek artıyor, işler sarpa sarmış durumdayken bu iş için kim, ne kadar ödeme yapacak?

Acaba biz milli tank, milli uçaktan sonra milli roket mi yaptık ki haberim yok!

O yüzden mi uzaya birini yollamaya karar verdik?

Hem, niye şimdi değil de,2023?

Bu işin yapılmasındaki amaç ne?

Çözüm bekleyen o kadar sorun varken, “Bir bu eksikti!” demekten kendimi alamıyorum işte!

Şu an ki iktidarın borçlarının ödemesini hesaba katarsak, 30 yılda anacak bitecekken( tabi sonrasında yapılacak olan borçları hesaba katmazsak) bu neyin ek harcamasıdır?

Allah, akıl sağlığımıza zeval vermesin!

Dur bakalım, daha neler göreceğiz?

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
SIKTIĞIMIZ KEMER, BELİMİZDE DEĞİL ARTIK
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin