Asgari ücrete yapılan %54.66 ‘lık zam sonrası; 3 Ocak Salı günü gözler, Cumhurbaşkanı’nın emekli ve memura yapılacak olan zam ile ilgili açıklamasına çevrilmişti.
Asgari ücrete yapılan zam oranına yakın bir artış bekleyen memur ve emekliler, yapılan %25’lik zam karşısında pek de memnun kalmadılar. Öyle ki %25’lik zamma yapılan tepkiler sonrası %5’lik ek zam daha yapıldı.
3500 TL olan en düşük emekli maaşlarına 2000 TL zam yapılarak, 5500 TL’ye yükseltildi.
Yapıldı yapılmasına da memur ve emekliye yapılan %30’luk zam, bu enflasyon ortamında gerçekten gülünç. Zaten üst üste yapılan zamlar yüzünden eldeki maaşlar yetmezken, yapılan %30’luk zam cidden yetersiz kaldı.
Özellikle ev kiralarında ve gıdada yaşanan ciddi artışlar karşısında yapılan zammın çok da bir faydası olmadı. Keza araç muayenesine yapılan zam sonrası, sigara, içki ve kefen bezine şimdiden zam yapıldı.
İlerleyen günlerde de yapılacak olan zamları düşündükçe, zaten yetmeyen maaşların yeni zamlar karşısında ne olacağı can sıkıcı. Maaşlara zam yapılması çözüm değil. Çözüm; enflasyon oranlarının düşürülmesine yönelik acil planlar yapılarak durdurulamayan zamlara kalıcı çözümler bulmak.
Ürün fiyatları arttıkça, kiralar ve faturalar arttıkça, maaşlara yapılan zamların da bir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla alım gücünün arttırılmasına yönelik çalışmaların yapılması şart.
“% 30 zam, daha neyi beğenmiyorsun?” diyenler var mıdır acaba?
İyi hoş, maaşlar arttı amma, fiyatlar yerinde durmuyor ki!
Her geçen gün ürün fiyatlarına yeni zamlar gelmeye devam ediyor. Üstüne üstük kış ayındayız dolayısıyla masraflar yaza oranla daha yüksek. Sebze, meyve, gıda fiyatları yaz ayı fiyatlarıyla kıyaslandığında aradaki uçuk fark ortada.
Yaz ayı yapılan masraflara ek olarak okul masrafları, ısınma giderleri, gıda fiyatlarındaki artışlar da eklenince varın gerisini siz düşünün.
Nasıl yapalım, nereden kısalım, kime dert yanalım bilemedim!
Her şeye rağmen, güzel bir hafta olması dileğiyle…