Elazığ’da tarihi Harput kalesinde gün yüzüne çıkarılan yeni objeler Harput’un ve Harput kalesinin geçmişine yönelik yeni bilgileri ortaya çıkardı.Harput Kalesinde 2021 yılında yapılan kazılarda, 10 metrelik derinlikte çıkarılan seramiklerin üzerindeki desenleri ve figürleri inceleyen bilim insanları, bugüne kadar 4 Bin yıllık geçmişi olduğunu ifade edilen Harput’ta yerleşik hayatın 5 Bin’li yıllarda var olduğunu belirledi.
“3 BİNLİ YILLARA KADAR GİDEN KEREAS TÜRÜ SERAMİKLER BULUNDU”
Harput Kalesi Kazı başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, yaptığı açıklamada, 2021 yılında yapılan kazı çalışmalarda Harput kalesinde 20 bin obje çıkarıldığını belirterek, bu objeler içerisinde dikkat çeken eserler olduğunu kaydetti. Eserler üzerinde yapılan incelemelerde dikkat çeken verilere ulaştıklarını ifade eden Aytaç, “Harput kalesinde 2021 yılı arkeolojik kazı çalışmalarında 20 Bin obje elde edilmişti. Bunların içerisinde özellikle bir grup seramik Harput’un tarihi yerleşmesinin daha eskilere götürmesi bakımından önem arz etmektedir. 2 Tane 10 metre derinlikteki sarnıçtan çıkan malzemelerde pişmiş toprak kapları, 3 tanesi siyah astarlı ve bazı kozmolojik figürler içermektedir. Bunlar üzerindeki geometrik desenler ve figür kısımları incelediğimizde milattan önce 3 binli yıllara kadar giden kereas türü seramiklerin Harput Kalesinde bulunması yerleşimin de oraya kadar gittiğini gösteriyor.” dedi.
“HARPUT’UN GENELİ İÇİN DE 1200-1100 YILLIK GERİYE DOĞRU BİR TARİH TESPİT EDİLMİŞ OLDU”
Yapılan incelemelerde Harput ve Harput kalesinde yerleşik hayatın tarihini belirleyecek yeni bulgulara ulaştıklarını anlatan Aytaç, “Siyah astarların dışında kırmızı astarlı aynı tür ibasyon türü tören kaplarının çok sayıda varlığı Harput kalesinde milattan önce 3 binli yıllardan beri insanlar tarafından yerleşim gördüğünü belgeleyen önemli eserler olmuştur. Kalenin doğusunda çıkan kabartmadan bu tarafa yaklaşık kale yerleşiminin, Harput genelinin milattan önce 3 binli yıllara kadar gitmesi demek. Bilinen tarihin bin 200 yıl daha geriye gittiğini gösteriyor. Kale açısından yerleşim 2 bin 200 yıl geriye giderken Harput’un geneli için de 1200-1100 yıllık geriye doğru bir tarih tespit edilmiş oldu. Özellikle Harput’tan milattan önce 3 Bin’lerden milattan sonra 1930’lara kadar kesintisiz bir yerleşime sahip olduğunu görüyoruz.” İfadelerini kullandı.
“HARPUT HER DÖNEM İNANÇ MERKEZİ OLMA ÖZELLİĞİNİ SÜRDÜRDÜ”
Tarihi eserler üzerinde yaptıkları incelemelerde Harput’un Hıristiyanlık ve İslam dinlerinin inanç merkezi olduğuna dikkat çeken Aytaç, “İbasyon dini tören kaplarında, milattan 3 binli yıllardan itibaren Harput’un önemli bir dini merkez olduğunu da anlamaktayız. Daha sonra Urartu döneminde 3 tane kutsal alanın varlığı, İslami ve Hıristiyanlık için de önemli bir dini merkez olduğunu anladık. Daha sonra İslami dönemde de hem kaledeki camimizin Türkiye’deki İslami dönem kale camileri açısından en eskilerden biri olduğunu devamla kale içinde ikinci bir mescidin varlığı, Harput Ulu camiyle beraber Harput’taki önemli dini şahsiyetlerle birlikte düşündüğümüzde her dönem inanç merkezi olma özelliğini sürdürdüğünü anlamaktayız.2021 yılında elde etmiş olduğumuz dini tören kaplarında özellikle baktığımızda siyah hamurlu ve siyah astarlı oluşu dönem açısından özellik arz etmektedir. Ayrıca elde ettiğimiz diğer ürünlerde üç ayaklı oluşu yine dini tören kabı olan başka bir örneği teşkil etmektedir. Şuan yanımızda bulunan örnekte ise özellikle yonca ağzı gibi duran kısmının bir boğa ya da manda başı olduğu anlaşılıyor. İlk çağ uygarlıklarında tanrılara kurban kesilen en önemli varlık bu tür büyükbaş boğalar ve mandalardı. Bu anlamda tanrısallığın sembolü olmuştur. Yazılı kaynaklarda kurban edilen küçük baş hayvanların ikinci üçüncü derece tanrı ya da tanrıçalar için yapılırken boğaların daha çok baş tanrılar için kesildiği anlaşılmaktadır. Bu kapların milattan önce 3 binli yıllara kadar gidişi özellikle erken tunç çağı devamında orta tunç çağı ve geç tunç çağıyla beraber yoğun bir yerleşime sahne olduğunu da göstermektedir” dedi.
KAZI ÇALIŞMALARI NİSAN’DA DEVAM EDECEK
2022 yılında Harput Kale Kazılarına Nisan ayında başlanılmasını planladıklarını belirten Prof.Dr. İsmail Aytaç “ Bu yıl da kale kazısı yapılacak. Gerekli bütçe oluşturuldu. Bunun yanında bu kazılara sponsor bulma çalışmalarımız da söz konusu. Bunların da neticelenmesi ile hem kazı çalışmalarını yapacak hem de bu kazılarda bulunan objelerinde içinde yer alacağı toplam 5 cilt olarak planlanan kitap çalışmamız başlayacak. Bu yıl ilk cildini veya ilk iki cildini yayınlamayı amaçlıyoruz. Çalışmalarımız kapsamında bulunan objeler sadece Harput’un tarihini belirlemekle kalmıyor aynı zamanda bu yerleşim yerinin yaş biçimini, ticari hareketliliğini, meslek çeşitliliğini de ortaya koyuyor.Bu yıl bazı mekanları ziyarete açmayı da düşünüyoruz.Kazı çalışmalarımızı Ekim ayına kadar devam ettirecek ve inanıyorum ki bu yıl ki kazı çalışmaları sonucunda da yine çok önemli bilgilere ulaşacağız.” dedi