Elazığ Mermerciler ve Madenciler Derneği Genel Sekreteri Hayri Günay, zengin maden rezervleri ihalesinin 21 Nisan tarihine alınmasına tepki gösterdi. Günay, “Yan uç ürün izabe tesisine sahip olan tek firma Cengiz Holding’dir. Yan uç ürün tesisi kurulumu noktasında güncel ihale metninde bir değişim yapılmamıştır” diyerek ihalenin durdurulmasını talep etti.
Elazığ Mermerciler Ve Madenciler Derneği Genel Sekreter ve Yüksek Maden Mühendisi Hayri Günay, Maden sahaları ihalesinin 21 Nisan tarihine alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Günay’ın açıklaması şöyle;
“Gerek yerel ve gerekse ulusal basınında yer alan ve Elazığ gündemini meşgul eden Elazığ Maden sahasının iptal edilen ihalesi bir kez daha ilana çıkarılmıştır. Bilindiği üzere Elazığ, Adıyaman İlleri dahilinde bulunan ER:3419460 Sayılı IV. Grup Maden Sahasının Uç Ürün Ve Yan Uç Ürün Üretimine Yönelik Tesis Şartlı İhale’si 09.02.2022 tarihinde yayınlanmıştır. Yayınlanan ihale ile ilgili mahkeme sürecinin devam etmesiyle beraber ilgili ihale iptal edilmiş, ilgili ihale metni güncellenerek 05.04.2022 tarihinde yeni bir ihale ilan edilmiştir. İhale tarihi yasal sınırlar içerisinde ihalenin yapılacağı en erken tarih olan 15 günlük sınıra uygun olarak yine yangından mal kaçırır gibi 21.04.2022 tarihine alınmıştır. Daha önce de belirttiğimiz üzere sahanın gerçek değerini bulabilmesi, hem ülkemize hem de şehrimize daha büyük faydalar sağlayabilmesi adına belirli taleplerimiz olmuştu. Bunların başında gelen ihaleye tam katılımın sağlanarak rekabetin gerçek anlamda oluşması için ihale tarihinin iki ay ertelenmesi ile hem sahada bulunan kaynağın daha gerçekçi olacak şekilde ortaya konması sağlanacak hem de ihaleye daha detaylı bir hazırlık sağlanmasının önü açılacaktı.
“DEVLETE EN ÇOK PAYI VERECEK FİRMANIN SAHAYI ALMASI İSTEĞİMİZ DİKKATE ALINMAMIŞ”
Ancak yeni ihale için verilen süre yine olabilecek en erken tarihte verilerek bunun önü kapatılmıştır. Halkımızın ve yöneticilerimizin diğer bir talebi olan ihale şartlarından “mevcut tesis kapasitesinin artırılması” ifadesinin çıkarılarak sadece “yeni tesis kurulması” hükmünün getirilmesi de yine karşılıksız bırakılmış, yörenin insanının zararına olabilecek şekilde mevcut tesisi olan firmalar lehine bir ortam oluşturulmuştur. Güncel ihale şartnamesinde uygulanan düzenlemelere göre devlet gelirini 10-12 kata çıkaracak olan ihale yönteminin değiştirilerek Sahanın gelirden (cirodan) pay alınması usulü ile açık artırmaya çıkarılması ve devlete en çok payı verecek firmanın sahayı alması isteğimiz de görmezden gelinmiş yeni ihale metninde dikkate alınmamıştır.
KONUYLA İLGİLİ BEYANLAR
Mahkemenin 29.02.2022 tarihli kararı ile davalı idareden istenilen bilgi ve belgelerin dava dosyasına sunulmadığı görülmekle; 29.03.2022 tarihli ara kararı ile davalı idareden, dört ayrı hususla ilgili bilgi ve belge istenmiştir. Davalı İdare, bir adet CD ile belge sunumu yapılmıştır. Davalı İdarece sunulan CD usulüne uygun şekilde tarafımızca Mahkeme’den alınarak incelenmiştir. İdarece sunulan CD içeriğinin, davalıdan bilgi ve belge istenen dört ayrı konudan birincisi ile ilgili olduğu; diğer üç konuda bilgi, belge veya açıklama yer almadığı anlaşılmaktadır.
Şöyle ki; 29.03.2022 tarihli ara kararı ile davalı İdareden beş ayrı konuda istenen belgelerden, sadece, “Dava konusu edilen Elazığ-Adıyaman illeri sınırları dahilinde bulunan ER:3419460 sayılı IV. Grup Maden Sahasının ara/uç ürün üretimine yönelik tesis kurulması şartı ile ihale edilmesine ilişkin ihale kararının, ihale ilanının ve ihale şartnamesinin bir örneği ile söz konusu işlemlere dayanak teşkil eden tüm bilgi ve belgeler” sunulmuştur. Ara kararda geçen; “Elazığ-Adıyaman illeri sınırları dahilinde bulunan ER:3419460 sayılı IV. Grup Maden Sahasında rezervlerin tespit edilmesine yönelik arama çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığının ve sahanın mevcut rezervinin tespit edilip edilmediğinin sorulmasına, buna ilişkin bilgi ve belgelerin bir örneğinin Mahkemeye gönderilmesi” “Taban ihale bedelinin belirlenmesinde esas alınan ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nce yapılan arama çalışmaları sonucunda elde edilen verilerin neler olduğunun açıklanmasının istenilmesine, buna ilişkin bilgi ve belgelerin bir örneğinin Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesi” “Elazığ-Adıyaman illeri sınırları dahilinde bulunan ER:3419460 sayılı IV. Grup Maden Sahasına ilişkin olarak Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü adına düzenlenmiş arama ruhsatı ile söz konusu arama ruhsatına dayanılarak gerçekleştirilen arama faaliyetleri neticesinde Maden Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü adına düzenlenen buluculuk hakkına ilişkin evrakın bir örneğinin Mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine, ayrıca Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü adına düzenlenen arama ruhsatının Genel Müdürlüğe devrine ilişkin bilgi ve belgelerin dava dosyasına sunulmasının istenilmesi” konularında ise, herhangi bir bilgi veya belge sunulmamış, bir açıklama da yapılmamıştır.
Dava dilekçemizde de açıklanmış olduğu üzere; İdarece bilgi ve belge sunulmayan dört husus, yapılan ihaleye ilişkin hukuka aykırılık oluşturan konularla ilgili olup; bir bilgi veya belge bulunmamaktadır. Bu cümleden olmak üzere; birinci olarak, MTA tarafından yapılan arama sonuçları rapora bağlanmadan, saha terki yaptırılarak ihaleye çıkılmıştır. Bu sebeple ara kararının ikinci bendindeki konuda bilgi ve belge sunulması mümkün olmayıp, arama faaliyetleri tamamlanıp, rezerv belirlenmeden ihaleye çıkılmış olduğu anlaşılmaktadır.
İkinci olarak; tabii ki, MTA tarafından yapılan arama çalışmalarının sonuçlarının ve elde edilen verilen bildirilmesi mümkündür. Zira, MTA tarafından uzunca bir süre arama faaliyeti yapıldığı, hatta arama faaliyetleri için büyük harcama yapıldığı ortada ve davalı İdarenin de kabulündedir. Bu arama faaliyetleri sonucunda elde edilen veriler şüphesiz mevcuttur. Ancak, bu veriler mahkemeye sunulmaktan imtina edilmiş olmaktadır. Zira, bu veriler mahkemeye sunulduğunda, çok büyük bir maden rezervinin hukuka ve kamu yararına aykırı şekilde gizlenerek, rezervi bilinmeyen bir saha gibi ihale yapıldığı alenileşecektir. Bu sebeple idarece bu konuda bir bilgi belge sunulmadığı gibi, açıklama da yapılamamıştır. Nihayet, dava dilekçemizde açıklandığı üzere, MTA adına buluculuk belgesi düzenlenmiş değildir. Dolayısıyla, buluculuk belgesi sunulması mümkün değildir.
Şu halde, dava konusu ihaleye konu maden sahasının, rezervleri rapora bağlanıp, rezerv durumu itibariyle kamu yararına uygun şekilde, pay alma usulüyle ihale edilmesi gerekirken, “rezervi bilinmeyen saha” statüsünde ihale şartnamesi düzenlendiği açıkça anlaşılmaktadır.
İKİNCİ KERE YAPILAN ŞARTNAME DEĞİŞİKLİĞİ VE İHALENİN İKİNCİ KERE ERTELENMESİ HAKKINDA BEYANLARIMIZ
Davalı idare, işbu davamızın açılmasından sonra şartnamede bazı değişiklikler yapıldığından bahisle ihale tarihini 4 Nisan 2022 olarak değiştirmiştir. Bu konuda, dava dosyasına sunduğumuz önceki beyanımız bulunmaktadır. Şimdi ise, davalı İdare Şartnamede değişiklik yapılacağını ilan ederek önce ihalenin belirsiz bir tarihe ertelendiğini ilan etmiş; sonra da Şartnamede ikinci kere bazı değişiklikler yaparak, ihalenin 21.04.2022 tarihinde yapılacağını ilan etmiştir.
BU bakımdan belirtmek isteriz ki, ülkenin çok önemli bir varlığının, bu şekilde yeterince hazırlık yapılmadan, şartname sürekli değiştirilerek ve ihale tarihi ertelenerek ihale edilmesi kendi başına kamu yararına aykırıdır. İşte bütün bu kargaşa, sahanın dava dilekçemizde açıklandığı gibi, hukuka aykırı şekilde, kamu yararına yönelik değil de, belirli bir şirketin yararına olacak şekilde ihale edilmek istenmesinden kaynaklanmaktadır.
Davalı İdarenin İhale Şartnamesinde yaptığı ve puanlamaya dair önemli hususlarla ilgili olarak aşağıda açıklamalar yapılacaktır. Alıcı kısmında yapılan düzenlemelerde özellikle “e” fıkrasında belirtilen “İhalenin yapılacağı tarihte, paylarının en az yüzde 50’si yurt içinde kurulu bir uç ürün (izabe) tesisi ve yan uç ürün tesisine sahip olan bir şirkete ait olan teklif sahibi gerçek veya tüzel kişiyi” tanımlamaları ile bakır harici uç ürünlere ait izabe tesislerine sahip olan firmalara da ayrıcalık tanınmasının önü açılmış, bir önceki ihale metninde ülkemizdeki bakır izabe tesisine sahip Cengiz Holding’e sağlanmış haksız faydaya kılıf bulunmaya çalışılmıştır. EK 6’da puanlamaya esas olan üretim değerleri baz alındığında ilgili üretimin (20.000 ton/yıl) altın ve gümüş cevherlerinden üretilemeyeceği bilinmektedir. Bu noktada alternatif olan çinko-kurşun izabe tesisine sahip olan tek firma, Lineer Metal Sanayi ve Tic. A.Ş. bulunmaktadır. Fakat mevcut tesis için sahada bulunan çinko cevherinin belirtilen üretim değerlerinin (beyanının) oldukça altında olduğu bilinmektedir. İlgili saha için bu değerleri karşılayabilecek tek kaynak bakır cevherine aittir. Böyle olunca, davalı idarenin, Şartname oyunlarının, dava dilekçemizde belirtilen, Şartnamenin, Cengiz Holding A.Ş. bünyesindeki Eti Bakır A.Ş. ne verilmek üzere hazırlandığına dair iddiamızı ve ihalede rekabetin sağlanmadığı gerçeğini değiştirmiş olmamaktadır. Kaldı ki, yan uç ürün izabe tesisine sahip olan tek firma yine Cengiz Holding’dir. Yan uç ürün tesisi kurulumu noktasında güncel ihale metninde bir değişim yapılmamıştır.
Görüldüğü üzere, davalı idare, kamu yararının gerektirdiği usul ve yöntemle, hukuka uygun bir ihale yapmak yerine, davamızda iddia edilen hususlarla ilgili şartname oyunları yaparak perdeleme yapma yoluna gitmektedir. Açıkçası, kamu kuruluşlarının, kamu yararını gözetmekte ısrarcı olması gerekirken, kişilerin yararını gözetmekte ısrarcı olduğu görülmektedir. Şartnamedeki başka bir değişiklik yapılmış olup, bir önceki ihale metninde bulunan ve talep edilen 7.2. maddesinin f bendindeki “Mevcut tesislerde Uç ve Yan Uç Ürün üretilmesinin istenilmesi durumunda, mevcut tesislerinin ilgili kurumlarından alınmış kapasite raporları” ibaresi kaldırılmış ve mevcut tesis sahiplerinin beyanlarının esas kabul edilmesinin önü açılmıştır. Böylelikle kapasite artırma yükümlülüğü bir nevi ortadan kaldırılmıştır. Yeni tesis yatırımı yapacak firmalar ile yatırım maliyeti makası iyice açılmıştır. Böylece, ihalede mevcut tek tesisin sahibi olan, Cengiz Holding A.Ş. (Eti Bakır A.Ş.) firmasına sağlanan avantaj kuvvetlendirilmiş olmaktadır.
Nihayet bir diğer değişiklik ile ihale dokümanlarındaki EK 6 nolu puanlama tablosunun 3 numaralı maddesinde belirtilen “MTA Payı” kısmında, ilgili pay % 0,5’den %1’e çıkarılmıştır. Ülkemiz maden kanununa göre alınacak olan buluculuk payı halihazırda ihale şartnamesinin 17.4. maddesinde belirtildiği üzere MTA’nın buluculuk raporuna göre belirlenecek olup bu puanlamada belirtilen pay ek bir pay olarak MTA’ya verilecektir. Önceki beyanımızda açıklandığı üzere, esasen MTA adına buluculuk belgesi düzenlenmiş olmayıp, Kanuna göre sahanın terk edilmesinden sonra Buluculuk Belgesi düzenlenemeyeceğinden, böyle bir ödeme de yapılmayacaktır.
Kaldı ki, MTA nın bir buluculuk payı hakkı varsa, bunun usulüne uygun şekilde belgeye bağlanıp, ihalenin buna göre yapılması da Kanun gereğidir. Bu hususlar önceki dilekçelerimizde açıklanmıştır.
MTA’nın keşif çalışmaları rapora bağlanıp, buluculuk belgesi düzenlendikten sonra, sahanın rezervi belli olmayan saha statüsünde ihalesi mümkün olmayacağından, sırf sahayı rezervi belli olmayan terk edilmiş saha statüsü ile ihale edebilmek için bu hukuka aykırı şartname hükümlerinin düzenlendiği açıkça anlaşılmaktadır.
SONUÇ VE TALEP
Dava dilekçemizde açıkladığımız sebeplerle, davalı İdarenin Mahkemece istenen bilgi ve belgeleri sunmadığı da nazara alınarak, 21.04.2022 tarihinde yapılacak ihalenin yürütmesinin durdurulmasına ve nihayet ihalenin iptaline karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ediyoruz.”