İlk insanın paleontolojik açıdan fert olarak mı yoksa cins olarak mı dünyaya geldiğini ciddi manada düşünüyorum. Bu sonucun; sosyolojik, ideolojik, teolojik ve teknolojik olarak yeni felsefi açılımlara sebep olacağını düşünüyorum.
Araştırmak istediğim bu konunun çok kolay bir şey olmadığını, konu üzerinde materyalistler ile ilahiyatçılar farklı düşündüğünü biliyorum.
Genelde de yaratılış bu iki görüş arasında kördüğüm şeklinde devam edip gidiyor.
Materyalistler insanın ortaya çıkışını yaklaşık 4 milyon yıl öncesinden bazı maymunsu tipleri (Homo cinsi içerisinde) evrimleştirerek günümüzdeki yaşayan Homo Sapienstürü içerisinde değerlendirmektedir.
İlahiyatçılar; çocukluğumuzdan beri bize öğretildiği gibi ilk insanın çamurdan yaratılan Âdem(as) olduğunu savunmaktadır.
Bu iki görüşünde kendi değerlendirmesi içerisinde birbirlerine karşı haklı veya haksız olduğu konuları burada uzun uzun anlatmak mümkün değildir. Lakin araştırmak isteyenin bu iki görüşü de ele alarak işe başlaması gerekmektedir.
Buraya kadarki yazılanlar, Fırat Üniversitesinden hocam Niyazi Avşar ile değerlendirmemizin tek kişi üzerinden anlatılmasıdır.
Burada yapmak istediğim, Marksistlerin inançsız ve ilahiyatçıların dogmatik fikirlerine bir reddiyeden ziyade farklı olması bile taze bir dinamiklik kazandırmaktır.
Marksistler iddialarını, baştan sona değil, sondan geriye doğru gidişi göz önüne alarak bu yorumu yapmışlar.
Kullandıkları bu usul/yöntem ile hem kendilerini hem de konuyu çarpıtarak insan/insanlı yıpratmışlar.
İlahiyatçılar ise avamı tabir ile “Anadan Doğma” öğrendiğimiz bilgilerinden de anlaşılacağı gibi, statik ve değiştirilmez olduğu kabul ile savunmuşlar.
Benim incelemek istediğim, insanın cennetten dünyaya geldiğinde fert mi, cins mi olduğudur.
Bir defa düşünelim cennetten dünyaya geliş, cins olarak olursa;
“Astekler” farklı insandan, “Çinliler” farklı insandan, “Güney Afrika Halkları” farklı insandan meydana gelmiş olabilir.
Burada “İnsanın aşağılık maymunlar olun” ayeti ile Allah’ın gazabı göz önüne alınırsa evrimin insandan maymuna geçişi ile olmuş olabilir.
Bu olay genel değil sınırlı bir coğrafyada bulunan sınırlı sayıda insanlar (kavim) için olmuştur.
Bu olay, fen bilimleri, sosyal ilimler ve teolojinin kapsamı alanına giriyor ki bu adımın atılması bireysel olarak beni ve tek başına bir branş türünde çalışanı da aşar!
Bu konu, farklı branşlardan oluşmuş bir ekip ve komplike bir çalışma gerektiriyor.
Sağlıcakla kalınız…
