Bir toplumun ortak bir siyasi irade oluşturmanın ilk ve temel şartı, ortak bir değerler bütünlüğünden sonra temel ihtiyaçlarının karşılamaları gelir.
Buna maliye/iktisat/ekonomik bağımsızlık diyebiliriz.
Devamında bu ilk şartın devamı ve korunması için güvenlik alanının ve güçlerinin oluşturulması gelir yani askeriye/emniyet/güvenlik güçleri ahirinde kendi konum ve koşullarının diğer toplum ve siyasi organizasyonlar tarafından bilinmesi/tanınması yani dışişleri/hariciye gelir.
Bu şartları tamamlayan toplum ve topluluklar sınırları belli bir coğrafik alanda bağımsız bir siyasi organizasyon kurmuş demektir. Yani siyaset kurumunun emri/kontrolü ve hiyerarşisinde kurumsallaşmış ve bağımsızlığını ilan etmiş demektir.
Yani, siyaset kurumunun devlet olmasının ilk ve temel şartı; iktisat/ekonomi/maliye, askeriye/emniyet/güvenlik güçleri ve dış işleri/hariciye organizasyonunu tamamlamaktır.
Bir toplumun bağımsız siyasi organizasyon kur(a)maması ve/veya var olanı koru(ya)maması o toplumun bağımsızlığını yok eder.
Devlet kurmak ve yıkmak arasındaki hassas denge, maliye/savunma/dış işleri bakanlığının dengeli/dengede olmasına bağlıdır
27 Mayıs, bu konuya çok net bir örnektir. Var olan devletin bağımsızlığımı yok oldu, yok olan bağımsızlık mı deşifre oldu veya oluşacak bağımsız devletin oluşması mı sekteye uğradı o bu yazının muhtevası ve amacını aşar.
Lakin görünen ve bilinen kadarı ile askeriye/emniyet/güvenlik güçleri, siyaset kurumunun görünen yüzü olan başbakan, iktisat/ekonomi kurumunun görünen yüzü maliye bakanı ve bağımsızlık sembolünün görünen yüzü dış işleri bakanı, siyasetin emrinde olması gerek askeriye/güvenlik güçlerinin görünmeyen yüzü genelkurmay başkanı tarafından derdest edilmiştir.
Yani, devlet bitmiştir. Geçmiş olsun.
Sağlıcakla kalınız…