ABDULKADİR ÖZTÜRK
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YAZAR
  4. DÜŞÜNCE, KÜLTÜR VE SİYASET 2

DÜŞÜNCE, KÜLTÜR VE SİYASET 2

Medeniyet olmasının nişanesi olan düşünce/kültür/siyaset silsilesinden düşünceden devam edeceğiz. Toplumunu oluşmasından sonra veya oluşmasıyla senkronize olarak gelişen düşünce, kültür ve devamında siyaset oluşur.

Düşünce; insanın insanlık adına var olmasıyla birlikte başlar.

İnsan varlığını idrak ettikten sonra düşünmeye başlar.

“Varım o halde düşünüyorum”. “Var olunduğu” halde aklet(e) meyenlerin varlığı da malumdur.

Düşüncelerimizi evvel emirde bizleri yaratanın kılavuzluğunda (vahiy gözetiminde) başladık. Sonradan insana bulunun fücur ve takva ikilisinden hangisinin baskın olmasıyla insanlık mesafe almıştır. İnsanoğlu ile insanlık skalası insanlık aleyhine değiştiğinde bu değişimin mekânsal veya kavimsel ise önce vahiy peygamberler tarafından tazelenir. Rasulullah(sav)’in otoritesi gözetiminde vahiy düzleminde uygulanır.

Nebilik/Rasulluk makamları nezdinde vahiy topyekûn veya toplumun kahir ekseriyeti tarafından inkâr edilirse helak sistemi devreye girer.

Vahiy/öğreti/ideolojik olan bilgilerden üretilen değerler topluluklara sunulur.

Müslüman topluluklar vahiyden edindikleri bilgileri sünnet süzgecinden geçirerek peygamber hayatındaki uygulanabilirlik/sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık deneyiminden geçirerek oluşan Ed-Din’i onaylar ve topluma uygulatırlar. seküler-psikoloji insan bedeninin kendi tecrübesinden öğretiler üretirler.

Seküler ve akılcı teori; ideoloji üretir,

Düşünceler, insan zihninde zamanla değişir, bu değişimin nedenleri zamanla karşılaşılan zorluklar, yeni durumlar ve/veya kendi düşünce sistemine ait olmayan insanların saldırısına uğrar veya farklı siyasi ve kültürel sistemlerin istilasına uğrar ve uygulamalar değer olarak kabul görülürse toplumların ifsadına sebep olması kaçınılmaz olur.

Bazen toplumlar bu kaçınılmaz durumları gücü nispetinde kendi içinde tölere ederek geçiştirebilirler. Bazende toplumlarda belli az sayıdaki topluluk, topluma çeki düzen vermekte başarılı olur.

Müceddidler dediğimiz insanlar bireysel olarak uğraşırlar ve zorlanırlar onlarda bu durumun farkına vararak önce kendilerini uygun talebeler seçer ve bunu bilgi yoluyla ve kendi ve talebeleri uygulayarak örnek olmaya çalışırlar.

Yaşadığımız coğrafya ve zamanda Bediüzzaman Said Nursi(rha) bu duruma en iyi örnektir. Bediüzzaman Said Nursi (rha),11-12YY’da yaşamış İbni Bace (rha)’nin bir teorik tezini yaşayarak uygulamıştır.

Risale-i Nur Külliyatı; İbn-i Bace tezinin uygulanması tecrübenin teorik metnidir.

 

Sağlıcakla Kalınız…

 

DÜŞÜNCE, KÜLTÜR VE SİYASET 2
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin