Sırasıyla ilkesi, yapılacak işlerin aşamalı ve bu aşamaların da belli bir sıra ile yapılmasıdır ve her aşamaya geçişin de zamanında olmasıdır.
Bunu Nasreddin Hocanın fıkrasıyla anlatalım.:
Hocanın eşi hocaya diyor ki; “Önce buğdayı savuracaksın sonra öğüteceksin.”
Hoca da bu sırayı unutuyor, önce öğütüyor, aklına gelince savurmaya başlıyor siyah renkte olan eşeği beyaz renge bürünüyor.
Nasreddin hoca bu sefer de eşeğini kaybettiği endişesine düşüyor
Hayatta her şeyin bu fıkra kadar telafisi kolay olmuyor!
Zamanında ilkesi ise sırasıyla yapılan işlerin, sırasının zamanının belirlenmesi demektir. Ayrıca, yapılacak işlerin de doğru ve uygun anda yapılmasıdır.
Elbise giyilirken içten dışa doğru giyilmesi bir sıraya tabidir.
Elbisenin zamanında giyilmesi ise akşam ve sabah ya da mevsimsel olarak giyilen giysilerden birbirinden farklı olmasını bağlar.
Zamanlama kişisel olduğu kadar insanın tarih boyunca edindiği tecrübeleriyle de toplumsal olaylarla ilgili olarak önemlidir.
Kişiselden ziyade kişinin yaptığı işin her aşamasına geçmesinin zamanını belirlemek önemlidir. Bunun toplumsal sınırları ve imkânlarında coğrafya ve mevsimler belirleyici rol oynuyor.
Güney Karadeniz sahillerinde yaşayanlar için deniz avlanma zamanı önemliyken
Fırat ve Dicle bölgesindekiler için kar yağışından dolayı kış mevsimi zamanlamada önemli bir etkendir.
Önceliklilik, yapılacak işlerin sırasıyla ve zamanında yapılması kadar hangi işin önce yapılması gerektiğinin belirlenmesini de kapsıyor.
Bir nevi bir üst seviyede sıralamayı gerektiriyor.
Bu üç konu birbiriyle iç içedir.
Altyapısı tamamlanmayan bir mekâna üst bir yapının yapılması öncelilik ilkesine terstir. Çünkü bir işin tamamlanması yetmez, bütünlük ve senkronizasyon arz etmesi gerekiyor.
Yol olmadan yapılanlar tek başına kullanılamaz.
Önceliklilik aynı zamanda elzemlik arz eder.
Aç ve açıkta olanın önceliği olmaz çünkü temel ihtiyaçlar öncelik sıralamasına dâhil olmaz.
Nasıl sıralamalarda Önceliklilik varsa, öncelik içinde de elzemlik vardır.
Sayıları öğrenmeden çarpım tablosunu da ezberleyemeyeceğimiz gibi veya alfabe bilmeden okuma-yazma öğrenilmeyeceği gibi.
Bu bakış açısından sonra ister bireysel işlerde ister toplumsal işlerde isterse kamusal işlerde bu konuların göz ardı edilmemesi ve/veya ettirilmemesi temennisiyle.
Sağlıcakla kalınız…