Su, insanlığın hayatiyetinin devamında olmazsa olmazlarındandır.
Malum hava-su ikilisi bir mekânda varsa o mekânda canlı var deniyor.
Ya da bir yerde canlı var ise orada su aranılıyor.
Buna en bariz örnek olarak dünyamızın dışındaki mekânların incelenmesinde çok kullanılıyor.
İnsanlığın kadim geleneğine bakıldığında, dünyamızın yerüstü su kaynaklarının bulunduğu yerlerde toplu olarak ve yerleşik hayata geçmişlerdir.
Bu yerleşik hayatın sonunda medeniyetler oluşmuş. Bazen medeniyetlerle o coğrafyadaki su kaynakları arasında ontolojik ilişkiler bile kurulmuş.
Bunlara örnek olarak Ganj, Fırat ve Nil nehirlerini verebiliriz.
İnsanlığın ontolojisini bile etkileyen suyun bugün için kıymetsiz ve/veya kıymeti az sayılmasına çalışılması insanın temel ontolojisinin değiştirilip yerine kendilerinin epistemolojilerinden oluşturulan değerlerin ontoloji olarak sunulmasının bir versiyonudur.
Yukarıda açıkladığım gibi insanlığın kadim temel değerlerinin günümüzde değersizleştirilmesi çalışmalarının sebeplerinin başında ideolojilerin ontolojiler oluşturma çabasıdır.
İnsanlar ister küresel isterse yerel olsun, hatta kırsalda olsun.
Bütün yerleşmeler suyun konumuna göredir.
Şimdi ise suyu ayağıma getiririm esprisi geçerlidir.
Gel gör ki; kazın ayağı hiçte öyle değildir.
Elazığ özelinden: Tarihsel olarak Harput Vilayetindeki yerleşim yerleri; Palu, Genç. Tunceli, Kemaliye yerleşim alanlarıdır.
Maden ile Sivrice yerleşimler arasındaki zihniyet farkı Su farını ortaya çıkarıyor.
Ayrıca kullanılan suyun kullanılma amacı küresel düşünme zihniyetinin ürünü olarak her işe aynı su olarak kendini gösteriyor.
Düşünün ki; kırsal alanda yaşayan anadolu insanının tarlasında, temizliğinde, içeceğinde ve hatta çay yapmak için kullandığı su bile ayrı, ayrı iken günümüz şehir hayatında kullanılan suyun; ortaklık olsun, eşitlik olsun veya alt yapı maliyeti azalsın diye kanalizasyona giden su ile çay yapılan suyun aynı olması izaha muhtaçtır.
Karaçalı suyu kullanılma şekillerine en sade ve güzel örnektir.
Üstüne üstlük bir de temiz suyun, atık su haline getirilmesinin ceremesi bile var.
Kafayı küreselleştirdikten sonra gerisini eleştirmek hikâye muhasebesine geçer, bu da zihni kargaşalığa neden olur.
“Su Hayattır”
İnsanlığa katkınız yok! Bari Zararınız olmasın!
Sağlıcakla kalınız…