“Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten (özden, cevherden) yaratan, eşini de o nefisten yaratan, ikisinden de birçok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize karşı takvalı olun.” (Nisa 1)
Bu ayet, ilk yaratılan insanların (erkek ve kadının) aynı özden yaratıldığını açıklamaktadır. Yani, erkek ve kadının yaratıldığı kaynak aynıdır, tektir. Aynı kaynaktan yaratılan insan türü, başlangıçta sadece bir erkek ve bir kadın değil, pek çok erkek ve kadın yaratılmıştır.
Diğer bütün varlıklar gibi insan da tekamül/evrim süreci sonucunda mükemmel hale gelmiştir. Kur’an, bu hakikati şöyle özetlemektedir:
“İnsan, tarih sahnesine çıkıp anılmaya değer bir varlık oluncaya kadar üzerinden uzun bir zaman geçti.” (İnsan 1)
Diğer bir ayette ise, “Allah sizi, çeşitli aşamalardan geçirerek yarattı. Size ne oluyor ki Allah’ı gereği gibi takdir etmiyorsunuz” denilmektedir. (71/13,14)
İnsan organizması toprak ve su karışımı olan çamurdan oluşmaktadır. “Allah, yarattığı her şeyi en güzel şekilde yaratmış ve insanın yaratılışını çamurdan başlatmıştır. Sonra soyunu basit bir sudan yaratmaya devam ettirdi. Sonra onu (beşer olarak) düzenledi ve ona ruhundan can verdi. Duyma, görme ve fuad (akletme, düşünme, kavrama gücü) vererek insan yaptı. Gereğince şükrediyor musunuz?” (32/7-9)
Kur’an, insanın topraktan yaratıldığını, ölümle tekrar toprağa karışacağını ve tekrar topraktan çıkarılacağını açıkça bildirmektedir. Onun içindir ki insan vücudunun içerdiği maddeler ile toprağın içerdiği maddeler tamamen aynıdır.
Toprak demek, aynı zamanda yeryüzü demektir. Yani insanın ilk yaratılışı, hayali bir cennette değil, yeryüzünün yemyeşil bahçesinde/cennetinde meydana gelmiştir. Yeryüzünde bitkilerin tohumu, su alınca nasıl filizlenip yeşeriyorsa, insan da o bitkiler gibi toprak ve su karışımı ile filizlenip çıkmıştır. Bu konuda Allah şöyle bilgi vermektedir:
“Allah sizi yerden (topraktan) bir bitki gibi çıkardı. Sonra sizi o toprağa döndürecek ve ardından tekrar oradan çıkaracaktır.” (Nuh, 17,18)
“Sizi topraktan yarattık. Sonra sizi ona döndüreceğiz ve sizi bir kez daha oradan çıkartacağız (dirilteceğiz.)” (20/55)
“Ey Adem! Eşinle birlikte cennette iskan edin” ayetindeki (2/35) cennet, ahirette kurulacak olan cennet değil, yeryüzünde bir bahçe/çiftlik demektir. Bilindiği gibi, Arapçada cennet, yemyeşil ağaçlarla örtülü bahçe anlamına gelmektedir. Kur’an bu hususta şöyle bilgi verir:
“Allah, insanı yeryüzünde meydana getirdi ve insanı yeryüzünü imar etmekle görevlendirdi.” (11/61)
Bir başka ayetlerde şu bilgi verilmektedir: “De ki “(Ey Ademoğlları) sizler yeryüzünde yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız.” (7/25)
“Biz sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçimlik verdik.” (7/10)
Bu ayetler insanın, başlangıçta yemyeşil olan yeryüzünün bir mekanında yaratıldığının açık göstergesidir. Öyle ise, Kur’an bilgisini dikkate almayarak, Tevrat ve pagan mitolojisinin yalan yanlış bilgileriyle hareket ederek, insanın, başlangıçta yeryüzünde değil de başka alemlerde yaratılıp yaşadığını, sonradan yeryüzüne gönderildiğini iddia etmek, büyük bir yanılgıdır.
Özetle: İnsan/adem denen varlık;
1.İnsan, ilk defa “adem/beşer” sıfatıyla toprak ve sudan yeryüzünde yaratılmıştır.
2.İnsan, “kun/ol” emriyle anlık olarak doğmamış (yaratılış serüveni başlamış, çeşitli evrelerden geçerek (71/14), uzun bir süreçte doğmuş ve kendisine akıl, irade ve diğer duyular paketi verilerek en güzel şekilde (bilen/homo sapiens olarak) yaratılmıştır.
3.Kimilerince belirtildiği gibi insan, çömlek şeklinde yapılmış ve sonra ruh üflenerek canlanmış değil, bitkiler gibi yeryüzünde topraktan doğmuştur.
4.Kur’an’da zikredilen “adem” bir şahıs değil, “adamlar/insanlar” anlamında bir tür demektir. “Ademe secde edin” ayeti, bir şahsa değil, insana/insanlığa demektir. Kaldı ki adem ve iblis diyalogu temsili bir anlatımdır.
5.İnsanlar sadece bir erkek/adem ve bir kadın olarak değil, pek çok erkek ve kadın olarak yaratıldılar. Böylece kardeşler birbirleriyle (ensestle) değil, mahrem olmayanlarla evlenip çoğaldılar.