Hurafelerle ilgili birinci makalede hurafelerin, “dine karşı din” olduğunu yazdık. İkinci yazıda Allah ve Resulü ile ilgili üretilmiş hurafelere örnekler verdik. Şimdi de Kur’an, Cin ve Şeytan ile ilgili hurafelere örnekler vermeye devam edeceğiz.
Kur’an İle İlgili Üretilen Hurafeler
1.Kur’an’ın gönderiliş amacı göz ardı edilerek, anlaşılmaz veya zor anlaşılan bir kitap haline getirilmesi.
- “Kur’an’ı anlayamazsınız” denilerek, onun yerine “ilmihaller okuyun” denilmesi.
- Kur’an’ın mealini okuyup anlamak yerine, Arapça okuyarak sevap kazanacağına inanmak.
- Kuran’ın; manevi anlamda -inkar, şirk ve nifak gibi kötülüklerle kuşatılmış kalplere- değil de bizzat maddi anlamdaki hastalıklara şifa olduğuna inanmak.
- Kur’an’ı dirilere okumak yerine, ölülere okumak, onların ruhlarına bağışlamak.
- Kur’an’ın bir hitap ve mesaj olduğunu dikkate almayarak, ayetlerini müzik ihtiyacını karşılayan beste/güfte haline getirmek ve “ziyafet” adı altında fenomenleştirmek.
- Kur’an’ın ayetlerini muskalaştırarak ticarete dönüştürmek.
- Kur’an’ın abdestsiz ele alınamayacağına ve okunamayacağına inanmak.
- Kur’an hafızı olanların, anne ve babalarına şefaat edeceklerine inanmak.
- Kur’an’ın, kimi ayetlerinin mensuh olduğuna, hükümlerinin kaldırıldığına inanmak.
- Kur’an’ın bazı ayetlerinin mushafa alınmadığına (recm ayetinin keçi yediği iddiası gibi) ve korunmadığına inanmak.
- Kur’an’ın, önce toptan levhi mahfuza indirildiği, sonra da yeryüzüne indirildiğine inanmak. Oysa Kur’an, yeryüzündekilerin ihtiyaçları üzerine iner.
- Kur’an’ın, Allah tarafından değil de Resul tarafından lafza dönüştürüldüğüne inanmak.
Cin ve Şeytanla İlgili Üretilen Hurafeler
1.Cinlerin; otantik bir varlık türü, insanlar gibi sorumlu, iyilerinin ve kötülerinin (mümin ve kafir) olduğuna inanmak.
- Cinlerin; biyolojik bir yapıya sahip olduklarına (evlenen, üreyen, çoğalan, yiyip içen) kötü ve kuytu yerlerde yaşadıklarına inanmak.
- Cinlerin; insanlarla temas halinde olduğuna, insanlarla evlenebileceklerine, olağanüstü yeteneklere sahip olduklarına, çok hızlı hareket ettiklerine, her yerde bulunabileceklerine, zor işleri becerdiklerine inanmak.
- Cinlerin; kimi insanların vücuduna girerek nüfuz ettiklerine, bazı varlıklara dönüştüklerine (tenasüh), çeşitli hastalıklara sebebiyet verdiklerine, hoşlandığı kimselere yardım ettiklerine, hoşlanmadıkları kimselere de zarar verdiklerine, psikolojik ve kişilik bozuklukları meydana getirdiklerine inanmak.
- Cinlerin; büyücülerin, müneccimlerin, kahinlerin, kimi hocaların, işbirlikçilerin hizmetinde bulunduklarına ve onlara gayptan her türlü bilgi verdiklerine inanmak.
- Cinlerin; Allah’ın pek çok güç ve yetkisine sahip, her şeye vakıf olduklarına, her türlü meçhul ve karanlıkta kalan hadiseleri ve failleri ortaya çıkarıp aydınlattıklarına, dolayısıyla cinlerle ortaklık kuran insanların, her türlü gaybi bilgiye sahip olduklarına inanmak.
- “Falan kişiye cin musallat olmuştu; hocaya/cinciye götürdüler. Hoca, üzerindeki cinleri alıp bir şişeye koydu ve adam sağlığına kavuştu” gibi hikaye ve şehir efsanelerine inanmak.
- “Cin” adını –üretilen korku nedeniyle- kullanmamak, onun yerine “üç harfliler” ifadesini kullanmak, “psikolojik rahatsızlıkları olanlara cin musallat olmuş” demek, hurafedir, bilimi ve aklı hiçe saymaktır ve cinciler sektörüne destek vermektir.
- Şeytan denen varlığın, insanları kötülüğe sevk eden temsili/mecazi bir figür olduğunu kabul etmeyip onun, otantik bir varlık olduğunu ve Allah ile pazarlığa girdiğini (süre istediğini) kabul etmek.
- Şeytanın denen varlığın, bir varlığın isminden ziyade, bir sıfat olduğunu ve her türlü (haset, kıskançlık, çekememezlik, kin, nefret, isyan, düşmanlık, kibir, kan, vahşet, şirret, fahşa gibi) kötülükleri temsil ettiğini dikkate almadan onu, etrafımızda dolaşan canlı bir varlık olarak görmek, hurafedir, batıl bir inançtır.
Hurafeleri tanıtmaya devam edeceğiz inşallah…
Selam ve sağlık dileklerimle…