Dinin kaynağı Kur’an hayat kitabı olmaktan çıkarılınca, Kur’an’sız bir dindarlık hayata hakim oldu. Kur’an’sız dindarlıkta çaba ve emek yerine, “piyangocu” bir anlayış yerleştirildi. Bu piyangocu anlayışta, “şu kadar nafile namaz kıl, şu kadar tesbih çek, şu duaları oku, en etkili ve gizemli duayı ve zamanı bul yeter, istediğine kavuşursun” gibi esrarengiz bir teoloji hakim oldu.
Oysa hayat kitabı Kur’an, salihat ve hasenatı dinin temeli yaparak, bu çerçevede yapılan tüm çabaları “ibadet” sayar. Yani, tevhit ve adalete dayalı, insanlığa barış ve huzur sağlayan, dünyanın imarına hizmet eden her üretim ve davranış ibadettir. İbadeti böylesine geniş anlamıyla almayıp, sadece bir birkaç ritüele, anlamsız şekillere ve tekrarlara hapsetmek, Kur’an dinini anlamamak demektir.
Bilinmelidir ki fıtrata uygun olmayan, akla ve tefekküre önem vermeyen dini hayat, insanlığa bir katkı sağlamadığı gibi, çocuklarımıza ve torunlarımıza da iyi bir miras olmayacaktır. Akla ve bilime uygun olmayan, analitik ve eleştirel yönteme dayanmayan dini paradigma, başta gençler olmak üzere kimseyi tatmin etmeyecektir. Öyle ise, İslam’ı itibarsızlaştırmadan ve gençlerle yol ayırımına gelmeden Kur’an’a kulak verelim, aklın ve temiz fıtratın gereklerini yerine getirelim.
Hülasa; salihata dönüştürülmemiş (sahibini aktif hale getirmemiş, barışa ve huzura yönelik icraatlar/iyilikler ortaya koyamamış) bir iman, seraptır, koftur ve kişiye sadece bir yüktür. Bilinmelidir ki iman, gevşekliği, kararsızlığı ve nifakı kabul etmez. İhtirasları, kıskançlıkları ve çıkarları bünyesinde barındırmaz. “Böyle inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler yaptırıyor!” (2/93) Aksine iman; dik durmayı, arınmayı, görev ve sorumluluklarımızın bilincinde olmayı ön görür. Kaypak davranmamayı, çıkarlar için eğilmemeyi, Allah’a verilen sözün (imanın) arkasında durmayı, sebat etmeyi ve ahdini hiç bir bedel karşılığında değiştirmemeyi hatırlatır.
“Ey inananlar! Sorumluluklarınızı yerine getirin. Herkes, yarın (hesap günü) için ne hazırladığına baksın!” (59/18)
Selam ve sağlık dileklerimle… BEŞİR İSLAMOĞLU
