BEŞİR İSLAMOĞLU
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YAZAR
  4. MEDENİYETLER (TOPLUMLAR) ZULÜMLERİ YÜZÜNDEN YOK OLUR

MEDENİYETLER (TOPLUMLAR) ZULÜMLERİ YÜZÜNDEN YOK OLUR

Zikir olan Kur’an’ı okuduğumuzda, Allah’ın, insanlardan iki temel görev istediğini rahatlıkla görürüz. Bunlardan bir iman, diğeri de ıslah’tır. Yani, “iman ediniz ve salihat işleyiniz” demektedir.

İman etmek, Allah’ı gereği gibi tanımak ve O’nun sistemine uymaktır. Salihat işlemek ise, toplumu tanımak ve toplumun adaletini (düzenini) sağlamaktır. Ahiretteki karşılık açısından ikisi de olmazsa olmazlardandır. İman etmeden (Allah’ı ve sistemini tanımadan) ahirette kurtuluş olmadığı gibi, salihat olmadan da kurtuluş olamaz.

Yaşadığımız dünya açısından ise durum farklıdır. İnsanlar bu dünyada iman etmeden yaşar ve herhangi bir toplu “helak olma” riskiyle karşılaşmazlar. Yani Allah, toplumu ilgilendirmeyen ve sadece kendisine yönelik olan sorumlulukları yerine getirmeyen insanları toplu olarak helak etmez. Bu güvenceyi Allah, “dileyen inansın, dileyen inkar etsin” diyerek insanlara vermektedir; ancak insanlar, topluma yönelik ıslah görevlerini yerine getirmez, zulüm ve haksızlıkları önlemezlerse, helak kaçınılmaz hale gelecektir.

Allah’ın, “Biz, başkalarını değil, sadece fertlerinin birbirlerine zulmettiği toplumları helak ettik” buyurması bu durumun açık kanıtıdır. (Kasas, 59)

Yine Allah, “keşke sizden önceki kuşaklar arasında yeryüzünde toplumsal çürümeye (yozlaşmaya) karşı duracak erdemli kimseler bulunsaydı; ama ne yazık ki küçük bir azınlık dışında kimse karşı çıkmadı. O zalimler, şımarmalarına yol açan dünyevi zevklerinin peşine takılarak günaha gömülüp gittiler” buyurarak, zulüm ve ahlaki çöküntülere karşı koyacak ve toplumun düzen ve adaletini sağlayacak insanların olmasını istemektedir. (Hud, 116)

Yine Allah, “senin Rabbin, halkı ıslah ediciler (adaletli) olduğu sürece (inançsızlıkları yüzünden) herhangi bir toplumu (memleketi) helak etmez” buyurarak, toplumların yeryüzünde yok olma sebeplerinin inançsızlık değil, adaletsizlik ve ahlaksızlık olduğunu vurgulamaktadır. (Hud, 117)

Adalet mülkün temelidir” diyen Hz. Ömer de dünya nizamının adaletle ayakta kalacağını bildirmektedir.

Furkan olan Kur’an okunduğunda görülecektir ki geçmişteki toplumların helak olma sebebi, insanların birbirlerinin haklarına riayet etmemeleri, zulüm ve ahlaksızlıkları önlememeleri, zayıf ve ezilen kimseleri korumamalarıdır. Yoksa, Allah’a inanmadıkları veya dini kabul etmedikleri yüzünden toplumların helaki söz konusu değildir.

Allame İbn Teymiye de  “devlet küfürle değil, zulümle yıkılır” diyerek dikkatleri zulüm ve adaletsizliklere çekmektedir.

Mesela, fil suresinde anlatılan “fil sahipleri”nin (Ebrehe ordusunun) helak olması, inançsızlıklarından değil, inanç özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik bir eylem olduğu için meydana gelmiştir; yoksa Kabe zaten yıllarca putlarla doluydu; ama o putlar yüzünden Allah o müşrik toplumu helek etmemişti; çünkü putlara tapmak, inanç özgürlüğü içerisinde kabul edilmektedir.

Netice itibariyle bilinmelidir ki Allah’a karşı iman ve ibadetlerimizin yanında, topluma karşı da görev ve sorumluluklarımız vardır. Toplumun adaletli ve düzenli işleyişi konusunda görevlerimizi (yani salihatı)  yerine getirmezsek, zulmedenlere karşı koymazsak, zayıf ve ezilenlerin haklarını korumazsak kaybedenlerden olacağız. Onun içindir ki Allah, “Sakın zalimlere meyletmeyin; yoksa ateş size de dokunur… size yardım eden de olmaz” buyurarak zulüm ve haksızlıklara karşı bizleri uyarmaktadır.

Selam ve sağlık dileklerimle…

MEDENİYETLER (TOPLUMLAR) ZULÜMLERİ YÜZÜNDEN YOK OLUR
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin