Menfaat, (NF’A) zararın karşıtı olan, iyiye ulaştıran ve fayda sağlayan bir terimdir. Menfaat, maslahat ile eş anlamda kullanılmaktadır. Maslahatın zıddı mefsedet (ifsat, bozgunculuk) iken, menfaatin zıddı da mazarrattır (zarardır).
“Def-i mefsedet, celb-i menafiden evladır” Mecellenin fıkıh kaidesinde, bir zararı önlemenin, menfaat sağlamadan çok daha önemli olduğu belirtilmektedir. Demek ki öncelikle insanların zarara uğramalarını önlemek, sonra da hak üzere menfaat ve maslahata kavuşmalarını sağlamak insani bir görevdir.
İnsan kelimesi de etimolojik olarak “üns” kökünden gelmektedir. Yani insan, yaratılışı itibariyle hem cinsleriyle ünsiyet sağlayarak uyum içinde yaşayan sosyal/medeni bir varlıktır. İnsanların birbirleriyle uyum halinde ve dostça yaşayabilmeleri için, birbirlerinin haklarına saygı göstermeleri zorunludur; ancak insanların kahir ekseriyetinin dostluk ve arkadaşlıkları haksız menfaat üzerinden yürümektedir.
İnsanlar elbette yardımlaşmalı, birbirlerinden yararlanmalı, iyilik ve menfaat görmelidirler. Bunda hiçbir olumsuzluk ve beis yoktur. Olumsuz ve kötü olan husus; haksız, adaletsiz ve ahlaksız menfaatlerdir. Etimolojik köken olarak iyi/olumlu olan menfaat terimi, maalesef haksız, adaletsiz ve ahlaksız ilişkiler sonucunda kötü/olumsuz duruma dönüşmüştür. Hatta, “dünya menfaat üzerine kurulmuştur” denilerek, haksız menfaat meşrulaştırılmıştır. Öyle ki bugün artık menfaat/çıkar denilince genellikle haksız çıkar ilişkileri akla gelmektedir.
İnsanların menfaat düşkünü olduğunu, bakınız mütefekkirler neler dile getirmişler?
“Aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri gelir her şeyden önce, vaad etmeseydi Allah cenneti, O’na bile etmezlerdi secde!” (Mehmet Akif)
“Herkes vazgeçebileceği menfaati kadar dürüsttür. Menfaat yaşamak, ahlak yaşatmak ister. Bir arada asla barınamazlar.”
“Menfaat bir bal çanağı, insanlar da sinektir, kenarından yetinmeyip ortasına dalanlar, çırpına çırpına boğulurlar.” (Anonim)
“Menfaat karşılığı yapılan iyilik, iyilik değildir. İyilik, sebep ve netice zincirinin dışındadır. Mutluluğu ihtiraslar da değil, kendi yüreğinizde arayın. Mutluluğun kaynağı dışımızda değil içimizdedir. (Tolstoy)
“Yüksek insanlar adalet için, alçak insanlar ise menfaati için çaba gösterir.”
“İnsanların birbirleriyle dostlukları, dini hassasiyetlere göre değil, çıkar ilişkisine dayanır.” (Konfüçyus)
“Nokta kadar bir menfaat için virgül gibi eğilenler, sonunda düz hat olup çiğnenmeye mahkumdurlar.”
“En temiz ve en gerçekçi dostluklar, içinde hiç menfaat olmayan muhabbetlerdir.
“Menfaat üzerine kurulmuş arkadaşlıklar veya dostluklar, sahildeki kumsala yazı yazmak gibidir. Dalga geldiği zaman, her şey kaybolur gider.”
Hülasa; “karşılıksız iyilik” anlamındaki menfaat, meşrudur ve gereklidir; ancak haksız, adaletsiz ve ahlaksız menfaatler gayri meşrudur, hiçbir şekilde kabul edilmemelidir.
Selam ve muhabbetlerimle…