HABİB KARAÇORLU
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YAZAR
  4. BOP’UN POKER MASASINDA YENİ OYUNLAR

BOP’UN POKER MASASINDA YENİ OYUNLAR

İnsanlık 2024 yılını başta Gazze’deki soy kırım olmak üzere bir takım acı olaylarla geride bırakıp yeni yıla yeni umutlarla tam da girmişken bu kez dehşet  terör haberleri Amerika’dan geldi. Yeni yılın ilk gününün ilk saatlerinde, ABD’nin New Orleans eyaletinde bir kişi, kamyonetini kutlamalara katılan kalabalığın üzerine sürerek en az 14 kişinin ölümüne ve 35 kişinin ise yaralanmasına neden oldu. Bu olaydan saatler sonra ise Las Vegas kentindeki Trump otelinin önünde Elon Musk’ın sahibi olduğu Tesla marka bir araç patlayarak alev aldı. Olayda bir kişi öldü, 7 kişi de yaralandı. Ard arda gerçekleşen iki olay, tabi bazı soru işaretlerini akıllara getirdi. Elon Musk, saldırıda kullanılan araç ile otelin önünde patlayan Tesla marka aracın aynı yerden kiralandığını belirterek, olaylar arasında bağlantı olabileceğini iddia etti. Yerel medya, iki saldırganın aynı askeri üste görev yaptığını yazdı. Öte yandan New York’ta da bir gece kulübünde silahlı saldırı gerçekleşti, 10 kişi yaralandı. Polis bunun bir terör saldırısı olmadığını bildirdi.

Yılın ilk gününde ABD’de meydana gelen bu olayların yeni seçilen ABD Başkanı Trump’a uyarı mesajları olduğu ve Suriye’de izlenecek politikaya yön verme amaçlı düzenlendiğine dair yorumlara katılmamak elbette mümkün değildir. Zira Trump’ın: “ Suriye’de işimiz yok” ve “Suriye’deki askerlerimizi çekeceğiz” yönündeki açıklamaları belli ki ABD’deki derin Siyonist yapılanmaları kızdırmış ve harekete geçirmişti. Bu olayların hemen ertesi gününde Pentago’nun Suriye’nin Ayn el-Arap (Kobani)’ta yeni bir üs kurma kararı aldığı ve buraya gerekli askeri donanımı göndermeye başladığı haber verildi. New Orleans’taki saldırıyı gerçekleştiren Müslüman kökenli Şemseddin Cabbar adlı askerin aracının içinden IŞİD bayrağının çıktığı iddiası, ABD tarafından IŞİD kartının bir kez daha masaya konulacağını ve bu amaçla PKK/PYD/YPG güçlerine destek vermeye devam edileceğini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde Suriye topraklarında IŞİD’in yeniden hortladığını ve terör saldırıları düzenlediğini görürsek şaşırmayacağız.  Zira ABD ordusunun IŞİD’e karşı düzenlenen son imha operasyonlarında lider-komuta kademesindeki 20 kadar terörist elebaşını kurtararak kaçırdığını ve bilinmeyen bir yere götürdüğünü bazı medya organları ifade etmişlerdi.

ABD ve Suriye’de bu gelişmeler olurken Türkiye DEM Partinin İmralı ziyaretini ve sonrasındaki gelişmeleri konuşuyordu. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin teklifinin hükümet tarafından da uygun görülmesi üzerine DEM Partisinden bir heyet İmralı adasına giderek 1999 yılından beri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olan bölücü terörist başı Abdullah Öcalan’la görüşerek onun mesajlarını kamuoyuyla paylaştılar. 1978 yılından yakalandığı 1999 yılına kadar yüzlerce terör saldırısının talimatını vererek yüzlerce asker, polis, öğretmen ve devlet görevlisinin şehit edilmesinde ve yine binlerce vatandaşın katledilmesinde başrolü oynamış olan bölücü başı İmralı’dan kardeşlik mesajları vererek sürece katkıda bulunmak istediğini söylemişmiş. Daha önce de terörün sonlandırılması için “Çözüm Süreci” adı altında çalışmalar başlatılmış ve 2014 yılı, 11 Temmuz’da TBMM’den Cumhurbaşkanı onayına gönderilen çözüm süreci ile ilgili kanun 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adıyla Resmî Gazete’de yayınlanarak yasalaşmıştı. Bölücü başı Öcalan’ın terörün bittiğine dair İmralı’dan gönderdiği mektup Diyarbakır meydanında okunmuş ve barış süreci başlatılmıştı. Sonuç: 2016 yılında Güneydoğu’daki şehirlerde yapılan hendek operasyonları ve bunun sonucunda asker ve polislerimizden verilen 249 şehit, 465 yaralı ve geride kalan gözü yaşlı, kalbi yaralı analar, babalar, eşler ve çocuklar.

Türkiye’de herkesin bilmesi gereken çok önemli bir gerçek var, o da: terör olayları tüm dünyada tek bir merkezden yönetilmektedir ve merkezin odağında Siyonist ve Emperyalist güçler vardır. Tüm teröristler ve elebaşları birer kukladan ibarettir, onlar sahipleri tarafından kurgulanır ve sahaya sürülürler. Denenmiş denenmez, denenmiş bir şeyi bir daha denemeye gerek yoktur. Bu ülkede Türkler, Kürtler ve diğer etnik gruplar bin yıldan beri kardeşçe yaşamaktadır. Onları birbirine kenetleyen, birbirine ısındıran, birbirine sevdiren, birbirine kaynaştıran, birbirine hısım ve akraba yapan ve birbiriyle kardeş yapan temel etken İslam kardeşliğidir. Türkiye’de çok az istisnalar haricinde hiçbir Müslüman bir gayrimüslimle evlenmez. Ama bir Müslüman evlendiği kadın veya erkek eşinin etnik kökenine fazla takılmaz, bunu bir mesele yapmaz, Müslüman olması onun için yeterlidir. Bu nedenle Türk ve Kürtler ülkemizde etle tırnak gibi birbirinden ayrılmaz hale gelmiş ve bütünleşmiştir.

Tarihi süreç içerisinde bölgemizde Kürt meselesini 19.yüz yılın son çeyreğinde Kuzey Irak’ta İngilizler ortaya atmış ve Barzani aşiretini bu amaçla kullanmışlardır. Birinci Dünya savaşı sonunda İtilaf devletlerinin Osmanlı topraklarında bir Kürdistan kurma projeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile suya düşmüştür. Ancak 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanı ve 1937-38 yıllarındaki Dersim isyanları nedeniyle bölgeye nifak ve fitne tohumları ekilmiştir. Şeyh Sait isyanını bastırmak için dönemin İnönü hükümeti isyancılar yanında birçok masum insanı mağdur etmiş ve onları devletine küstürmüştür. Dönemin İstiklal mahkemeleri adaletsiz yargılamalar yaparak Güneydoğu halkının kalbinde derin yaralar açmıştır. Aynı şekilde Dersim isyanında da bölge halkından masum insanlar mağdur edilmiştir. Bu olaylar yıllar sonra Türkiye devleti düşmanları tarafından istismar edilmiş ve kullanılmıştır ve hala daha da kullanılmaktadır.

Bölücü terör örgütü iç ve dış düşmanların desteği ile ayakta duran ve nihai varlık amacı BOP yani Büyük İsrail Projesine maşalık yapmak olan bir süfli şebekedir. “Kandil” denilen ve nedense bir türlü ortadan kaldırılamayan bir güruh tarafından yönlendirilmekte ve her türlü kanunsuz ve gayrı meşru işle meşgul olmaktadır. İpleri sahiplerinin elinde olan ve onların beslediği bu güruhla neyin pazarlığı yapılacak ve hangi anlaşma düzenlenecektir? Doğu ve Güneydoğudaki Müslüman Kürt kardeşlerimizin Türkiye’den ayrılmak gibi asla bir düşünceleri yoktur. Bölgede gerçek etnik kimliğini gizleyerek fitne ateşini yakan ve sürekli nifak tohumları eken kripto işbirlikçiler ve ajanlar vardır. Bunların öncelikle temizlenmeleri gerekir.

Bu ülkede terörün bitirilmesi bu ülkenin eski kodlarına dönmesiyle mümkündür. Bu ülke halkı kendisine ait olmayan, batıdan ithal edilmiş düşünce, davranış, hukuk ve uygulamalardan kurtularak Selahaddin Eyyubi’nin, Alpaslan Gazi’nin ve Fatih Sultan Mehmed’in şuur ve hedeflerine yeniden kavuştuğunda her şey eskisi gibi çok güzel olacak ve Türk, Kürt ve herkes izzet ve şerefine kavuşarak müreffeh bir ülkede yaşayacaktır. Rabbim bizlere İslam kardeşliği şuurunu nasip etsin, fitne, fesatçılara, nifakçılara ve zalimlere fırsat vermesin. Amin.

 

BOP’UN POKER MASASINDA YENİ OYUNLAR
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin