HABİB KARAÇORLU
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YAZAR
  4. ÇÖZÜM CİHATTA

ÇÖZÜM CİHATTA

Aylardan beri Gazze’de devam eden Siyonist katillerin yaptığı soykırım maalesef durdurulmadığı için her gün şehitler kervanına yeni çocuklar, kadınlar ve erkekler katılmaya devam ediyor. Bu soykırımın ne miting ve protestolarla ne mahkemelerdeki davalarla ve ne de kınama ve lanetlemelerle bitirilemeyeceğini tüm dünya öğrenmiş oldu. Çare nedir? Çare, “İsrail güçten anlar” diyen Erbakan Hocamızın tam elli yıl önce Kıbrıs’taki Rum zulmü kaldırmak için ortaya koyduğu iradedir.

1878 yılında İngiltere’ye kiralanan Kıbrıs adasına İngilizlerin gelmesiyle durumu fırsata çeviren Rumlar adadaki Türklere saldırmaya ve adayı Yunanistan’a bağlamak için terör estirmeye başladılar. 1959 yılında dönemin başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun  başarılı diplomasisiyle Zürih ve Londra’da yapılan anlaşmalarla Türkiye adada garantörlük hakkını elde etmişti. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde anayasanın Türklere verdiği hakları hazmedemeyen Rumlar teröre başvurarak Türklere zulmetmeye başladılar.  1963 yılında “Kanlı Noel” adı verilen saldırılarda adada görevli Tabip Albay Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğu da dahil olmak üzere 364 Türk Rumlar tarafından katledildi. Türkiye adaya müdahale etmek istese de Amerika’nın tehdidi üzerine vazgeçti.

1974 Temmuzunda adada darbe yapan Yunanistan yanlısı EOKA terör örgütü Türklere karşı katliamlara başladı. Adadaki Türk birlikleri ve TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) mücahidleri sayı olarak Rumlardan çok azdılar. Adaya bir harekât düzenlenmesi artık kaçınılmazdı. ABD bu konuda Türkiye’yi tehdit etmekte gecikmedi. Ancak bu kez iktidarda Bülent Ecevit’in liderliğindeki CHP ile Prof.Dr. Necmettin Erbakan liderliğindeki MSP koalisyon hükümeti vardı. Muhalefetin tamamı da bu konuda hükümete desteğini açıkladı. Başbakan Ecevit Kıbrıs’ta garantör ülkelerden biri olan İngiltere ile görüşmek için Londra’ya gittiğinde Başbakan Vekili Erbakan dönemin Genel Kurmay Başkanı Semih Sancar Paşa ile baş başa verip harekâtı planladılar. İki cesur babayiğit ABD’nin Akdeniz’deki 6.filosunun müdahalesini önlemek için şehit olmayı göze alan kahraman pilotlarımızla toplantı yapıp kamikaze saldırılarıyla ABD savaş gemilerini batırmaya karar verdiler. Bunu haber alan ABD, 6.filosunu yerinde çakılı bırakmak zorunda kaldı.

20 Temmuz 1974 sabahında kahraman ordumuz Kıbrıs kıyılarına ve dağlarına çıkarma yaparak Rum ve Yunan kuvvetlerini hallaç pamuğu gibi savurdu. Barış istemek zorunda kalan Rum tarafı haince saldırılarına devam edince 14 Ağustosta ikinci harekât yapıldı ve adanın kuzey kesimi tamamen kahraman ordumuzun denetimine girdi. Bu harekât Kurtuluş savaşından sonra kazanılan en büyük bir zafer olarak tarihe geçti. Aradan tam yarım asır geçti. Geçen elli yıllık dönemde artık adada Rum saldırısıyla hiçbir Türkün burnu bile kanamadı. 1975 yılında federe devlet olan Kuzey Kıbrıs 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bağımsızlığını ilan etti. BM bu devleti tanımadı, hiç önemli değil. BM zaten Siyonizmin emellerine hizmet için kurulmuştu, şimdi de Siyonizme hizmet ediyor, Gazze’deki katliamı önlemiyor.

Kıbrıs Barış harekâtı bize şunları öğretti: asla düşmanınızdan merhamet beklemeyin. Düşmanlarınızın dostlarından da merhamet beklemeyin. Kendi başınızın çaresine bakın. Çözüm için bir bedel ödenecekse o bedeli ödeyin. Mekânları cennet, makamları âli olsun;  Kıbrıs Barış Harekâtında toplam 498 şehidimiz oldu, ancak on binlerce insanımız ölümden kurtuldu. İslam ülkeleri Filistin için savaşsalardı Gazze’deki 40 bin şehitten daha az şehit verirlerdi.

Siyonizm bugün Kıbrıs’a da göz dikmiş durumdadır. Chabad adlı Yahudi örgütü Kuzey Kıbrıs’ta araziler satın almak suretiyle Kıbrıs’ı da Büyük İsrail Devleti sınırlarına katmak istemektedir. Bu sinsi örgütün mutlaka durdurulması gerekmektedir. KKTC bayrağını tasarlayan Erbakan Hoca, İsrail bayrağındaki Nil ve Fırat’ı temsil eden iki mavi çizgisine karşılık Kıbrıs bayrağına iki kırmızı çizgi koyarak “Burada, bu topraklar bizimdir, kanımızın son damlasına sizinle kadar savaşır, vermeyiz  ” mesajını vermiştir. Çözüm bellidir, çözüm zalim düşmana karşı cihat etmekten geçer. Anadolu topraklarında gözü olan Siyonist rejim bugün Gazze’de durdurulmazsa işgali genişletecek ve bizim kapımıza kadar gelecek, evimiz elimizden alacak ve bizi de ya esir edecek ya da öldürecektir. Yemenli mücahidler gibi Siyonizme haddini bildirmenin vakti gelmiştir ve belki de geçmek üzeredir.

Ey siyonizmin kolasını içmeye devam edenler, sakın bir gün onlar sizin kanınızı içmesinler! Uyanın artık uyanın, katillerin ürünlerini Hıristiyanlar bile protesto ederken siz neyin peşindesiniz, hangi akla hizmet ediyorsunuz?  Rabbim tüm İslam âlemine akıl, fikir, şuur versin. İslam beldelerinin başındaki Sisi gibi zalimlerin de iktidarını yerle bir etsin. Âmin.

 

ÇÖZÜM CİHATTA
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin