Dünya siyasetinin, ekonomisinin ve savunma alanının kilit ismi olarak kabul edilen Amerika Birleşik Devletleri’nin sonucu çok merak edilen 2024 seçimleri 5 Kasım Salı günü yapıldı ve eski Başkan Trump sürpriz yaparak büyük bir zafer elde etti.
ABD’nin yeni başkanının kim olacağı tüm dünya tarafından çok ciddi manada merak ediliyordu. Çünkü 2016 seçimlerini kazanarak dört yıl ABD başkanlığı yapan Donald Trump 2020 seçimlerini kaybetmişti. Ancak hile yapıldığı gerekçesiyle seçim sonuçlarını kabul etmeyen Trump bir miting düzenlemiş ve bunu ardından Cumhuriyetçi partililer 6 Ocak 2021 günü Kongre binasını basmış ve çok büyük olaylara neden olmuşlardı.
Bu olayın ardından Trump aleyhinde çeşitli davalar açılmış ve birçok mahkemede yargılanmış ve çeşitli cezalar almıştı. 15 Kasım 2022’de Trump, 2024 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri için adaylığını açıkladı ve seçim çalışmalarını başlattı. Trump, 13 Temmuz 2024’te Pensilvanya’daki kampanya mitingindeyken silahlı saldırı sonucunda kulağından yaralandı. Saldırganın hemen vurulup öldürülmesi nedeniyle saldırının perde arkası karanlıkta kaldı.
2024 seçimleri için Başkan Bıden’ın sağlık sorunları nedeniyle aday olamayacağının kesinleşmesi üzerine yardımcısı Kamala Harris Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak ilan edildi. Asya ve Afrika kökenli Harris ile Alman kökenli Trump arasında kıyasıya süren seçimleri Trump ve Cumhuriyetçi Partililer önde bitirdiler. Cumhuriyetçi Parti Senato ve Temsilciler Meclisinde de çoğunluğu elde ederek seçimlerden büyük bir galibiyetle çıkmış oldu. Trump zafer konuşmasında ABD’yi yeniden güçlü bir ülke yapacağını vaat ederek, Amerika’ya göçü durduracağını ve savaşları sonlandıracağını ilan etti.
ABD’nin yaklaşık iki asırlık politik geçmişinde önemli bir rol oynayan iki parti; Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti arasında ne gibi farklar vardır? 1861-1865 yılları arasındaki Amerikan iç savaşında, iş gücüne ihtiyacı olan ve bu nedenle köleliğin kaldırılmasını isteyen kuzeydeki sanayici kesiminin temsilcisi olarak tarımla uğraşan ve köleliğin kaldırılmasına karşı olan güney eyaletleriyle savaşan Cumhuriyetçi Partili Başkan Abraham Lincoln bu nedenle siyahların desteğini ve sempatisini kazanmıştı.
Ancak zamanla roller değişti ve Demokrat Parti yabancı haklarını savunurken, Cumhuriyetçiler ulusçu bir kimliğe bürünerek göçmenlerin ABD’ye gelişlerine ve siyahlara eşit haklar tanınmasına pek sıcak bakmadılar.
İki parti açısından iç politikada bazı farklılıklar olsa da dış politika konusunda pek bir farklarının olmadığını tarihi gerçeklerden okumaktayız. ABD’de başkan adayları seçim kampanyası için yardım toplarlar ve bu konudaki en büyük finans kaynakları da Yahudilerdir.
bir çoğunlukla Yahudi bankacı ve iş adamlarının elindedir. Aslında tüm Amerikan ekonomisi Yahudi sermayesinin elindedir desek abartmış olmayız. Bu nedenle başkan adaylarının harcadığı milyarlarca doların önemli bir kısmını bu kesim finanse etmektedir. Ayrıca Amerikan medyasının da çok az bir kısmı hariç, tamamı Yahudilerin elindedir. Yani seçimlerin sonuçlarını bir bakıma bu kesim belirlemektedir.
Amerika’daki Yahudi lobisi her bakımdan İsrail’in en büyük destekçisidir. Her iki partiyi sırasıyla iktidara taşıyan bu lobi, ABD politikasının perde arkasındaki yöneticisidir. Dış politikada Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti arasındaki fark şudur: Sembolü eşek olan Demokrat Partilileri Siyonist odaklar tam bir eşek gibi kullanmaktadırlar. Demokratlara genellikle barışın temsilcisi olarak “güvercin” benzetmesi de yapılır. Bu nedenle de bu partiden başkan seçilenler kişilik, irade gücü, aidiyet, karakter ve mizaç olarak yumuşak ve zayıf kişilerdir
Bu başkanlar dış politikada her zaman ikiyüzlü bir politika uygulamış ve münafıklık yapmışlardır. Jimmy Carter, Bill Clinton, Barack Obama ve Joe Bıden gibi. Gazze’deki soy kırıma en büyük desteği Demokrat Partili başkan Bıden ve onun hükümeti vermiştir. İsrail’in tarihindeki en büyük silah yardımı da bu dönemde yapılmıştır. Mel’un Netanyahu katilinin en büyük suç ortağı Bıden’dır. Bıden aynı zamanda Rusya- Ukrayna savaşının da mimarıdır.
Cumhuriyetçi Partililer ise karakter ve mizaç olarak sert bir yapıya sahiptirler. Nixson, Ford, Regan, baba ve oğul Bush ve Trump gibi. Cumhuriyetçilerin sembolü fildir. Fil eski çağlarda savaşlarda en ön safta yer alan önemli bir ezici güçtür. Son dönemde Orta doğudaki bütün büyük savaşlarda Cumhuriyetçi başkanlar rol oynamıştır.
1991 Birinci Körfez savaşı baba Bush zamanında yapılmış ve Irak’a büyük bir darbe vurulmuştur. 11 Eylül 2001 tarihinde İkiz kulelerin vurulması bahanesiyle oğul Bush hem Afganistan’ı hem de Irak’ı işgal etmiştir. Bu iki ülkede büyük kayıplar veren Amerika taktik değiştirmiş, Obama’yı başkan yaparak Arap âleminin gözünü boyamış ve Arap baharı adı altında bölgedeki ülkeleri ateşin içine atmıştır.
5 Kasım seçimlerinin ardından şimdi gözler Trump’a çevrilmiştir. Trump söz verdiği gibi savaşları bitirecek midir? Bitirecekse nasıl bitirecektir? Önceki başkanlık döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış ve ABD büyükelçiliğini oraya taşımıştı. Ayrıca İsrail’in Suriye’den ele geçirdiği Golan Tepelerini de ilhak etmesini onaylamıştı.
Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Corey Kushner Siyonist bir Yahudi’dir. Gazze’de soy kırım devam ederken Kushner, İsrail’in bölgeyi “temizlerken” sivilleri çıkarmasını önermiş ve ayrıca, Gazzelileri Necef çölüne göndermeyi tavsiye etmişti. Kushner’in eşi Ivanka Trump da Yahudiliğe geçmiştir. Filistin ve Gazze topraklarında devam eden İsrail zulmünü Trump nasıl durduracaktır? Damadının tavsiye ettiği gibi onları vatanlarından çıkararak mı?
Evet, büyük bir ihtimalle de öyle yapacak ve Gazze halkı topraklarından sürgün edilecektir. “Eşek” eşekliğini yapmış, sıra “fil”e gelmiştir. Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek için de Putin’in istedikleri olacak ve işgal ettiği önceki ve sonraki toprakları alarak Orta doğu politikasında ABD’nin yörüngesine girecektir.
Rabbim zalim kâfirlerin tüm sinsi planlarını kendi başlarına çevirsin ve tuzaklarını bozsun. İslam âlemine uyanış ve diriliş nasip eylesin. Bizler Kur’an, ümmet ve cihat şuuru nasip eylesin. Âmin.