HABİB KARAÇORLU

MİLLİ BİR EĞİTİM POLİTİKASI NASIL GELEBİLİR?

11 Eylül Pazartesi günü itibarı ile yeni bir öğretim yılına daha başlamış olacağız. 2023-2024 öğretim yılına da geçmiş yıllarda olduğu gibi çeşitli problemler ve sorunlarla giriyoruz. 6 Şubat depremlerinin on bir ilimizde meydana getirdiği çok büyük kayıp ve yıkımın telafisi için devletimiz önemli oranda bir uğraş ve çalışma içinde olsa da depremin eğitim-öğretim faaliyetlerine vurduğu darbenin büyüklüğü okullar açıldığında daha iyi görülecek ve anlaşılacaktır. Bu durumu geçtiğimiz günlerde depremden önemli oranda etkilenen altı ilimizin bazı bölgelerine yaptığımız ziyaretlerde bizzat gözlemlemiş olduk. 24 Ocak 2020 Elazığ depreminden etkilenen şehrimizdeki okullardan bazılarının yenileme çalışmalarının aradan geçen üç buçuk yıla rağmen hala daha bitirilemediği ve birçok okulda ikili öğretime devam edildiği göz önüne alınacak olursa meselenin hallinin görüldüğünden daha da zor olduğu anlaşılmaktadır.

Eğitim denilince ülkemizde akla ilk gelen okul ve fiziki şartlar olsa da aslında eğitim, maddi sebeplerin çok çok ötesinde birçok manevi boyuta sahip,  insan için vazgeçilmez olan hayati bir faaliyettir. Çünkü insan, eğitilmesi gereken bir varlıktır. İnsan, diğer canlılardan çok farklı bir şekilde hayata ilişkin tüm fiil ve faaliyetleri öğrenme ve eğitilme yoluyla elde eder. Hayvanlarda yaratılıştan sahip olunan içgüdüsel tepki ve eylemlerin yerine insana akıl, irade ve bilgi verilmiştir. İnsan aklını ve iradesini doğru biçimde kullanması sayesinde doğru ve yanlışı, faydalı ve zararlıyı, iyi ve kötüyü, adaleti ve zulmü belirli bir noktaya kadar tesbit edebilir. Ancak, şeksiz ve şüphesiz bir şekilde insanın yaratıcısı olduğuna inandığımız Yüce Allah insana verdiği aklın tek başına yeterli olamayacağını bildiğinden ona, yaratılış gayesini açıklayan, dünya hayatında ve ölümden sonraki hayatında kurtuluşa ermesi için lazım olan kesin ve mutlak bilgileri yine insanlardan seçtiği elçileri aracılığı ile bildirmiştir ki, buna vahy diyoruz.  Vahyden uzak veya vahye muhalefet eden bilgilerin de insana mutluluk yerine azap getirdiğini insanlığın geçmiş tarihinden öğreniyoruz.

Eğitim ve öğretim insanlığın yeryüzünde var oluşu ile başlamış ve günümüze kadar devam ede gelmiştir. İnsanlık tarihindeki eğitim sistemi ve felsefelerini incelediğimizde karşımıza çıkan en önemli sonuç şudur; bir ülkede insanların hayatına kim hükmedecektir ve onların hayat tarzını kim belirleyecektir, Yüce Allah mı, yoksa kendini O’nun yerine koyan ilahlık iddiasındaki şahıs veya zümreler mi? Çoğunlukla gönderilen elçilere karşı çıkarak onların tebliğlerini reddeden, onları yurtlarından kovan veya bazen de katleden birçok kavmin toplu şekilde helak edilerek yeryüzünden silindiğini ve geriye kendilerinden sadece ilahlarının heykellerinin ve yaşadıkları mekânların harabelerinin kaldığını gezerek görmekteyiz. Geçmiş kavimlerin zihniyet ve inançlarının günümüzdeki temsilcileri de tıpkı onlar gibi toplumları kendi arzu ve hedefleri doğrultusunda yönlendirmek ve onları rahat bir şekilde yönetmek, daha doğrusu gütmek için eğitim ve öğretimi kendileri için bir araç olarak görmüşlerdir. Hele hele din ve eğitimin iç içe olduğu geçmiş dönemlerde iktidar ve saltanat sahipleri yeni nesilleri kendi istek ve amaçları doğrultusunda yetiştirmek ve kullanmak için çoğu zaman dine de müdahale ederek onu bozmuş ve dini çevreleri de menfaat karşılığında yanlarına çekip ikballeri için kullanmışlardır.

Çağımızdaki modern Firavun ve Nemrutlar da geçmiştekiler gibi nesilleri ifsat etmek ve güdülen bir sürü haline getirmek için eğitimi bir araç olarak görmekte ve eğitime doğrudan müdahale etmektedirler. Çoğu zaman okul ve eğitim vasıtasıyla insanın doğuştan sahip olduğu temiz fıtrat bozulmakta ve bazen üniversitelerden bile diplomalı cahiller, katiller, hırsızlar, dolandırıcılar, hainler ve alçaklar çıkmakta ve topluma zarar vermektedirler. Batı kaynaklı,  19 ve 20.yüzyılda topluma sunulan ideolojilerin nerdeyse tamamına yakını ilahi güce ve bilgiye karşı çıkmış ve onu yok etmek için uğraşmışlardır. Aslında bu ideolojilerin bir tek kaynağı olmuştur ve olmaya devam etmektedir ki, o da: insanın ezeli düşmanı şeytanın peşinden giden ve onun amaçlarını gerçekleştirmek için çalışan, insanlardan şeytanlaşmış kimselerdir. 19 ve 20.asırlardaki bilim ve teknolojideki gelişmeleri bu şeytani yüzler kendilerine maske yapmış ve gerçek yüz ve amaçlarını gizlemişlerdir. Çıkardıkları büyük savaşlarda kullandıkları modern silahlarla milyonlarca insanı katletmiş ve milyonlarcasının hayatını karartmışlardır. Günümüzde insanlığa modern köleliği dayatan küresel emperyalizmin patronları bilime ve eğitime de doğrudan müdahale yoluyla insanlığı toptan esir almanın planlarını yapmaktadırlar. Yapay virüsler yoluyla çıkartılan salgın hastalıklar, iklim değişikliğine neden olan sanayi ve teknoloji uygulamaları, genetiği değiştirilen bitkiler ve organizmalar, yerli kültürleri ortadan kaldırmaya yönelik küresel kültür faaliyet ve organizasyonları, cinsiyet değişikliği ve eşitliği projeleri, kadınları evden ve annelikten soğutma proje ve planları, milli ekonomileri çökertme planları, birçok ülkede çıkartılan iç savaşlar ve nedeni pek belli olmayan komşu ülkeler arasındaki savaşlar ve benzeri tüm ifsat faaliyetlerinin arkasındaki güç aynı şer güçtür.

Yukarıda izah etmeye çalıştığımız gerçekler bilinmeden ve toplumlar bu konularda bilinçlendirilmeden eğitim de düzelemez. Bilinçli bir halk oluşmadan hiçbir mesele düzelemez. Yukarıdaki gerçekleri tüm insanlığa cesurca, azimle, sabır ve hikmetle anlatacak aydınlara, yazarlara, kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına,  akademisyenlere ve din âlimlerine çok büyük bir ihtiyaç vardır. Bunlar ortaya çıkmadan ve bu konuda her türlü riski göze alıp bedel ödemeden ne eğitimi, ne ekonomiyi, ne tarımı, ne çevreyi, ne yeni nesilleri ve ne de hiçbir şeyi düzeltemeyiz, hepsi bozulup gider, sadece seyrederiz. Rabbimiz bize doğru yolu gösterecek sahipler, önderler, liderler ve âlimler göndersin, bize Hakkı görmeyi ve batıldan imtina etmeyi nasip eylesin. Âmin.

MİLLİ BİR EĞİTİM POLİTİKASI NASIL GELEBİLİR?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin