HABİB KARAÇORLU

YAHUDİLEŞMEDE GELİNEN NOKTA

Gazze’de yedi aydan beri devam eden zulüm ve soykırım birçok gerçeğin bir kez daha ortaya çıkmasına neden oldu. Uzun asırlardan beri dünya siyasetine, ekonomisine, bilime,  felsefe ve kültüre kendi inanç ve zihniyetini yerleştirmiş olan seküler Yahudiliğin epey bir yol kat ettiği görülmüş oldu. Sadece dünyalık çıkarlar ve dünyevi zevkler için yaşamayı ve çalışmayı bir hedef ve hayat tarzı haline getirmiş olan seküler Yahudiler amaca ulaşmak için her yolu mubah gören bir inanca ve karaktere sahiptirler. Siyonist anlayışın temelini oluşturan bu inanç ve düşünce akımları görüşlerini topluma kabul ettirmek için üç, dört asırdan beri çeşitli felsefi düşünceler geliştirerek insanları etkileri altına almışlardılar.

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ortaya çıkan bilim adamı, düşünür, yazar ve siyasetçi rolündeki Yahudi kökenli seküler kişiler birçok farklı düşünce icat ederek savundular ve kendilerine taraftarlar buldular. Rasyonalizm, Realizm, Sosyalizm, Komünizm, Faşizm, Darwinizm, Pozitivizm, Liberalizm, Kapitalizm ve daha yüzlerce düşünce akımını kurumsallaştırdılar ve iktidara taşıdılar. Sonuçta bu izmler insanların toplu felaketine sebep oldu ve devletlere ve halklarına ağır bedeller ödetti.

Hazreti Musa (A.S.)’dan sonra Tevrat’ı ve onun şeriatını değiştirip bozan seküler Yahudiler sırf para kazanmak için dinlerini tanınmaz hale getirdiler. Daha sonra gönderilmiş olan Zebur ve İncili de tahrif ederek İlahi vahyden insanların istifade etmesini engellediler.  Putperest ve pagan inanç ve kültürlerin varlığını sürdürmesi olar için daha karlı idi. Hazreti İsa (A.S.)’nın tevhid dinini putperestliğe çevirdiler. O da yetmedi Protestanlık mezhebini icat ederek Hıristiyanlığı dünyevi bir din haline getirdiler. Bununla da yetinmeyerek Evangelizmi icat ettiler. Böylece Siyonizme hizmet edecek Hıristiyanları yetiştirdiler. Bugün ABD’nin, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinin kayıtsız, şartsız İsrail’e tan destek vermesinin nedeni budur.

İslam coğrafyasında da çok etkili olan seküler Yahudiler iktidara veya saltanata taşıdıkları adamlarıyla bu ülkeler üzerinde büyük bir siyasi nüfuza sahip oldular. Zamanı gelince yıpranmış olanları devirip yerlerine yenilerini getirdiler. Zaten Arap Baharının nedenlerinin başında bu mesele gelmekteydi. Yahudileşme ve Yahudi inanç ve amaçlarına hizmet etme sadece siyasi ve ekonomik çevrelerde değil bunların sevk ve idare ettiği toplumlarda da bayağı etkili olmuş ve yaygınlaşmıştır. Giderek bireyselliğin ön plana çıkarak toplum çıkarının ikinci, üçüncü plana itildiği günümüzde seküler Yahudilik anlayışının ne denli yaygınlaştığını görmekteyiz. Devlet kurumlarından başlamak üzere, siyasette, ticarette, toplumsal ilişkilerde velhasıl aile de dâhil olmak üzere tüm hücre ve birimlerimizde Yahudi anlayışı en egemen zihniyet olarak yerleşmiş bulunmaktadır.

Allah rızası, ahret hesabı, helal haram, sevap, günah, cennet, cehennem gibi dini kavram ve gayelerin hiç gündemde olmadığı, günümüz toplumsal ilişkilerinde tek bir hedef ve gaye vardır: o da kazanmaktır. “Kazan-kazan” zihniyetinin iyice yerleştirildiği toplumumuzda, din, maneviyat, vatan, millet, bütün mukaddesat ve tarihi miras sadece çıkarlara hizmet için vardır ve bunları alabildiğine kullanmak da mubahtır.  Kim bunları kullanarak bir şeyler kazanıyor, bir yerlere geliyorsa, o “çok akıllı, çok başarılı bir adamdır”. Din, devlet, millet ve vatan için karşılıksız çalışanlar, fedakârlıkta bulunanlar ise “enayi” derler.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız nedenlerden dolayı bugün Gazze’de soykırım yapılmakta, Filistin, Doğu Türkistan, Arakan ve Keşmir’de zulüm devam etmektedir. Bu zihniyetten ötürü her gün dünyada acından ölen çocuklar olmakta, geri kalmış ülkelerden Avrupa’ya kaçak göçler artarak devam etmektedir. Halkına hizmet etmek yerine Yahudi’ye ve onun etrafındaki çıkar gruplarına hizmet edenler halklarına yoksulluk, acı ve gözyaşından başka bir şey verememektedirler. Bu zihniyet ve egemen olduğu dünya asla Gazze’deki soykırımı durdurmayacak, sonuçta onu Siyonistlerin boğazına atacaktır. Ancak bu güruhun unuttuğu bir nokta var, o da: bu mülkün sahibi Allah’tır, o sizin yaptıklarınızdan habersiz değildir, zamanı gelince cezanızı verecek, gazabını tepenize indirecektir. Ona göre her kes safını iyi belirlemek zorundadır.

Allah’ım bizi razı olduğun Salih kulların zümresinden eylesin, bizi çıkarı için zalimlere meyledenlerden uzak kılsın. Âmin.

 

 

YAHUDİLEŞMEDE GELİNEN NOKTA

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin