BİR DELİNİN KALEMİNDEN

EĞİTİM SİSTEMİ HAKKINDA

Değerli dostlar, bugün sizinle zorunlu eğitim hakkında fikirlerimi sunmak istiyorum.

Hali hazırda uygulanan eğitim modelimize göre, 12 (4+4+4) yıl olmak üzere zorunlu eğitim uygulanmaktadır. Toplumun eğitime katılması, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, çocuk yaşta evliliklerin azaltılması açısından tabiî ki önemli katkıları olan bir modeldir.  Ancak bunun yanında, maalesef, eğitim kalitesinin düşmesi, piyasada, özellikle hizmet sektöründe, ihtiyaç duyulan ara elemanın (Çırak, kalfa) bulunmaması, isteksiz bir şekilde eğitimine devam eden binlerce genç, eğitim maliyetlerinde önemli derecede artış (tabiî ki eğitimde maliyet düşünülmez ancak yapılan harcamaları daha nitelikli okullar oluşturmak için kullanılabilir!) gibi getirmiş olduğu dezavantajlarda var.

Benim eğitim model önerime gelince, bence zorunlu eğitim 4+1 yıl şeklinde olmalı. İlk dört yıl bütün ilk okulda kazandırılması gereken yetkinlikler kazandırılmalı, 4. Yılın sonunda öğrenciler geniş çaplı yetenek testlerinden geçirilerek, öğrencinin eğitim hayatına devam etmesi veya bir yıl daha eğitime devam ettikten sonra ara eleman olarak piyasaya kazandırılması kararı verilmelidir.

Dört yılını başarı ile tamamlayan öğrenciler orta okul eğitimine devam ederken eğitime devam etmesi uygun görülmeyen öğrenciler bir yıllık ara eleman eğitimine gönderilmelidir. Bir yıllık eğitim süresi boyunca ilgi alanına ve yeteneğine göre bir sanat/zanaat ve/veya meslek eğitimleri bunun yanı sıra çok iyi derecede en az bir yabancı dil (Yabancı dil eğitiminden kastım sadece İngilizce kesinlikle değil! Almanca, Rusça, İngilizce, Arapça, Fransızca ve bütün diller)  eğitimi, genel işletmecilik eğitimleri, bir müzik aleti eğitim ve bir spor (sadece futbol değil!) dalında eğitimler verilerek piyasaya nitelikli ara eleman kazandırılmalıdır. Bir öğrenci, ilk dört yıllık eğitimlerde başarısız oldu sonra bir yıllık eğitimi alarak ara eleman oldu ancak sonradan eğitime devam etme kararı alırsa, kendisine mutlaka fırsatlar oluşturularak eğitime devam etmesi sağlanmalıdır.

Buraya kadar öğrencilere yönelik görüşlerimdi, peki değerli öğretmenlerimiz için neler yapılmalı? Öğretmenlerimiz mesleğe atandıktan sonra üç yıl boyunca stajyer öğretmen statüsünde eğitimlere alınmalı ve bu süreçte kanuni ve mesleki beceriler kazandırılmalı ve en az altı ay süre ile yurt dışına gönderilmelidir. Öğretmenlerimizin maaşlarına en yüksek kamu görevlisi maaşı ile denk hale getirilmeli ayrıca eğitim faaliyetleri içerisinde dokunulmazlık ve bağımsızlığı bir kanun ile yasal hale getirilmelidir.

Eğitimde sendikal faaliyetlere son verilmeli ve öğretmenler yıllık sözleşmeli hale getirilmelidir. Öğretmenlerimizin performans ölçümünde sadece amir değil, 360 derece performans sistemi getirilerek, yeteri performansı gösteremeyen öğretmelerimizin sözleşmeleri fesh edilmelidir. Her beş yılda bir farklı illere tayin yapılarak toplumu tanıyan ve ona yönelik fikirler geliştiren eğitim neferleri oluşturulmalıdır.

Okullarımızın yönetimi sadece bir müdür ve birkaç müdür yardımcısına teslim edilemeyecek kadar kritiktir. Çünkü eğitim ile siz ülkenizin geleceğinin oluşturuyorsunuz! Okul yönetimi, bir heyet şeklinde olmalıdır. Heyet; bir avukat, bir serbest muhasebeci mali müşavir, müdür, müdür yardımcısı, aile birliği üyesi ve öğrenci temsilcisinden oluşmalıdır. Öğretmenlerimizin performans ölçümü de yine bu kurul tarafından karara bağlanmalıdır. Kurulda görev alan üyelerin hiçbiri görev yaptıkları il ile bir bağlantıları ve/veya akrabalıkları olmamalıdır.

Dostlar kendimden büyük sözler ettiğimin farkındayım  ama siz benim yazılarımı okurken “Delidir ne yapsa ne söylese yeridir” diyip, gülüp geçin.

Sağlıcakla kalın.

EĞİTİM SİSTEMİ HAKKINDA

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin