NEVZAT ÜLGER

EN KIYMETLİ İBADET, TARIM ÜRÜNLERİNİ YETİŞTİRMEKTİR

Her insanın temel ihtiyacı beslenmektir. Beslenme, gıda almakla sağlanır. Gıdalar ise, tarım ürünleriyle elde edilir. İnsanlık tarihi boyunca insanlar tarımla uğraşarak geçimlerini sağlamışlardır. Tarım olmazsa insanlar beslenemez ve dolayısıyla yaşayamazlar.

Hayat için vazgeçilmez olan gıdaları üreten ve yetiştiren çiftçiler, “salih ameli” en çok hak eden insanlardır. Çiftçiler, büyük emek sarf ederek gıda güvenliğini sağlamaktadırlar. Dolayısıyla çiftçilik mesleği de en kıymetli meslektir. Çiftçiler, toplumun gıda üretimini karşılarken, bunun yanı sıra ekonomiye, sanayiye, ihracata ve istihdama da büyük katkılar sağlamaktadırlar.

Tarım, diğer adıyla ziraat, sadece bitkisel ürünler değil, hayvansal ürünlerin üretilmesini de sağlamaktadır. Yani tarım olmazsa, hayvancılık da olmazdı. Onun için tarım sektörü büyük bir öneme haizdir. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması ekonomi için vazgeçilmez bir sektördür.

Tarım ürünlerinin tümü önemlidir; ancak bunların başında buğday, sonra da pirinç ve mısır gelmektedir. Evet, buğday bütün ürünlerin başıdır. Ekmek, bulgur, makarna, şehriye, erişte gibi temel yiyecekler buğdaydan üretilmektedir. Dolayısıyla buğday, insan yaşamı için hayati öneme ve onu yetiştiren çiftçiler de çok kıymetli bir emeğe (salih amele) sahip olmaktadırlar.

Devleti yöneten erkin, en kıymetli politikası, tarım olmalıdır; zira tarım ürünleri bakımından zayıf olan bir ülke, sürekli dış ülkelere bağımlı kalır ve kalkınamaz. Onun için devletin, çiftçilerin kaliteli ve bol ürün yetiştirmeleri, hayvancılığı yaygınlaştırılmaları için her türlü katkıyı sağlamaları gerekir.

Devlet erki, sadece mevcut tarım arazilerini korumakla kalmamalı, daha da genişletme yoluna gitmelidir. İnşaat sektörünün tarım arazilerini kullanmalarına asla izin vermemelidir. Maalesef, şehirlerin ekseriyeti ovalara, tarıma elverişli arazilere kurulmuştur. Bu durum, tarım arazilerini bitirdiği gibi, depremlerde binaların yıkımına da sebep olmaktadır.

Devlet erkinin, tarım ve hayvancılığa elverişli köyleri desteklemesi, -geçmişte olduğu gibi- köylülerin en azından kendi tarımsal ve hayvansal ürünlerini karşılamalarına yardımcı olmaları gerekir. Bilindiği gibi son yıllarda köylerden şehirlere göç etmeyen neredeyse kalmadı. Köylerimiz öyle bir hale geldi ki geçmişte köylerden şehirlere getirilen tere yağ, süt, yoğurt, yumurta, bal gibi ürünler, hatta sebze ve meyveler, artık şehirlerden satın alınarak köylere götürülmektedir. Bu gidişat hiç hayra alamet değildir.

Tabi, insanlara hizmet sadece tarım ve hayvancılık alanında olmaz; eğitim, sağlık, bayındırlık, belediyecilik, emniyet gibi daha pek çok sektörde yapılmaktadır; ancak tarım olmazsa, hiç kimse ayakta kalamaz. O bakımdan tarım ve hayvancılıkta hizmet veren insanlar, en kıymetli emeğe sahiptirler. Bu kıymetli hizmetlerinden dolayı, “en hayırlı insanlar” olarak anılmayı hak etmektedirler; zira Nebi as, “sizin en hayırlınız, insanlara en hayırlı hizmetler veren kimsedir” buyurmaktadır.

Kabul etmek gerekir ki gıda ürünleri olmazsa, istediğiniz kadar banknota (kağıt paraya) ve altın-gümüşe sahip olun, hiçbir anlam ifade etmez, karın doyurmaz. Gıda ürünleri varsa, bir kıymet ifade eder. Diğer taraftan, yoksullara sadaka ve mali yardımlarda bulunmak için de yine gıda ürünlerine ihtiyaç vardır. Gıda ürünleriniz yoksa yoksullara vereceğiniz paralar hiçbir işe yaramayacaktır. Onun için en kıymetli hizmet/emek, tarım ve hayvan sektörüne verilen emektir.

Hülasa; “hangi ibadet daha kıymetlidir” sorusuna, rahatlıkla “tarım ve hayvancılığa verilen emektir” diyebiliriz. “İbadet” denilince bazı kimselerin akıllarına sadece namaz, oruç, hac, zikir gibi bireysel ritüeller gelmektedir. Oysa en kıymetli ibadet, insanlara, hatta bütün canlılara yapılan hizmettir.

Allah’a şükretmeyi, emek verenlere de teşekkür etmeyi ilke edinmeyenler, varlığın ve emeğin kıymetini bilemezler. Sofralarında gördükleri gıdaların ne zor emeklerle üretildiğinin farkında değiller. Servetlerine ve paralarına güvenmektedirler. Oysa o emektar çiftçiler olmazsa, açlıktan öleceklerdir. Onun içindir ki soframıza taşıdığımız her bir gıda/nimet için Allah’a şükretmek, gıda ürünlerini yetiştiren çiftçilere de teşekkür etmekle mükellefiz.

Bilinmelidir ki Allah’ın hoşnutluğunu kazandıran ameller, Allah’ın kullarına karşı yapılan salih amellerdir. Dolayısıyla, “sizin en hayırlınız, insanlara hayırlı hizmetler verendir” temel ilke esas alındığında, hangi hizmetlerin (emeğin) Allah katında çok daha kıymetli olduğu (kazandırdığı) rahatlıkla ortaya çıkacaktır.

“Gerçek şu ki insan, ancak emeğinin karşılığını görecektir. Emeğinin karşılığı kendisine eksiksiz verilecektir.” (53/39)

Selam ve muhabbetlerimle…

EN KIYMETLİ İBADET, TARIM ÜRÜNLERİNİ YETİŞTİRMEKTİR

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin