NEVZAT ÜLGER

KKM HESAPLARI KALKAR

Cumhurbaşkanı, seçimden sonra kazanmaları halinde ekonominin yönetimini Mehmet Şimşek koordinasyonundaki ekibe vereceklerini belirtti. Yani Hazine ve Maliye bakanının Mersin’de aday göstermesinden sonra bu makam şimdilik boş.

Bu kadronun işe başlaması halinde temel birkaç soru cevap bekliyor:

“Devalüasyon yaptıktan sonra mı faizleri artıralım yoksa hiç devalüasyon yapmadan mı faizleri artıralım?”

Devalüasyon yaptıktan sonra faizleri artırılırsa, sözgelimi kur 24 TL’ye yükseltildikten sonra faizlerin yükseltilirse öncelikle ihracat artar, ithalat azalır. Çünkü ithal ürün fiyatları artacağı için ithalat miktarı düşer ve cari açık azalabilir.

Ancak ithal ürün fiyatlarının artması sonucunda fiyatlar genel seviyesi yani enflasyon oranı da bir miktar artacağından yeni yönetimin bunu yapması sıkıntı meydana getirebilir.

Önemli bir konu da; ithalatın azalması, ithalat vergilerinden dolayı bütçe gelirlerinin de azalması anlamına gelir. İşte size yeni bir enflasyonist kapı.

Bunu yapmayıp kurları bir süre daha mevcut seviyelerde tutup faizleri artırılırsa bu defa ihracat düşer ve ithalat artar. Döviz kurları artmadığı için ithal ürün fiyatları da düşük olacağından enflasyonla mücadelede önemli bir fırsat doğar. Normal olarak ithalatın artması bütçe gelirlerini de artıracağı için bütçe açığı daralır. Bu olgu da enflasyonla mücadelede yarar sağlar. Buna karşılık dış ticaret açıkları artar ve cari açığın yani dış borçların artması gündeme gelir.

Enflasyonu düşürmede en etkili yol faizlerin artırılması klasik ekonomilerde zorunlu bir yoldur. Dikkat edilirse hükümet de bu zorunluluğu gördüğü için KKM hesaplarında ve mevduatlarda faiz oranlarını serbest bırakarak faizlerin %35’i geçmesine evet dedi. Ancak faizler artırıldığı halde enflasyon düşmeye biliyor. Yani faiz artışına ilaveten, etkili ek bazı makro ihtiyati tedbirler alınmazsa; hem enflasyon oranı yüksek kalabilir hem de finansal istikrar tamamen bozulabilir. Hukuk, adalet ve liyakat konuları oldukça önemlidir.

Gelişmiş ülkelerde enflasyonla mücadele etmek için kısmi bir daralmayı göze alabilirler. Biz farklı bir uygulama yoluna giderek; iç ve dış borçlanmayı azaltmak adına;  devlet içerisinde Maliye Bakanlığı’nın geliştirdiği “SGB.net” var. (Strateji Geliştirme Merkezi) Maliye’deki bütün para, mal ve hizmet akışını çok yakından takip ediyor. “SGB.net” havuz sistemine çok yakındır ama bazı eksiklikleri var. Eğer siz “SGB.net” e Hazine’nin iş ve işlemlerini de buraya entegre ederseniz, işte size mükemmel bir havuz sistemi olmuş olur. Bir üst modül oluşturarak, bunları akıllı bir hale getirip en tepede, bu operasyonları günlük takip edecek kadar çok ince ayar gerçekleştirebilir.

Acaba fotoğraf çok net değil mi? Kamu “ihtiyaç fazlası parasını” %9’la bankalara yatırıyor, ama aynı bankalar Kamu’ya %40’la borç para mı veriyor? Eğer böyle ise bunu kimse savunamaz.

“Kamu Tek Hesabı”, iyi bir yönetim için, kamu kaynaklarını israf etmeden, derli toplu tek bir hesap altında takip edebilmek, ödeme planlarını da tam zamanında, borçlanmadan yapabilmek için oluşturulacak iyi bir sistem olmaz mı?

Tepeden bir bakışla “halk bizi anlamadı” demek doğru olmaz.

Doğrusu “halk bizden ne istiyor” diye sosyolojik alan çalışmaları olmalı.

Tahlilleri doğru yapmak gerekir.

Rivayet o ki; hem Mehmet Şimşek ve ekibi hem de Millet İttifakının ekonomi kurmayları KKM’yi yanlış ve gereksiz bir uygulama olarak görüyorlar.

Tabi bankalara kalsa KKM hesaplarının beş yıl kalmasını isterler. Liyakat anlamında kılavuzların seçimi önemlidir.

KKM HESAPLARI KALKAR

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin