NEVZAT ÜLGER

KUR KORUMALI MEVDUAT KALMALI MI?

Olayı ekonomi penceresinden bakarak soğukkanlılıkla düşünelim. Kur Korumalı Mevduat Hesabının birinci elden muhatapları kimlerdir? Çok parası olanlar, bankalar, Merkez Bankası ve Hazine. Şimdi bu dört edilgenin durumuna bakalım.

Çok parası olanlar, paralarının değerinin döviz gibi korunmasından memnunlar.

KKM ile birlikte bankaların ellerindeki dövizler TL’ye dönüştü. Böylece mevduatın hem maliyeti piyasadan daha düşük oldu, hem de vadesi normal mevduatların vadesinden uzun oldu.

Merkez Bankası, bankaların mevduat sahiplerine verdiği faiz kadar KKM’den para kazanmaktadır. En önemlisi de, vade boyunca dövizi faizsiz olarak kullanma hakkı Merkez Bankasına geçiyor.

MB’nin kazandığı para ile Hazine’nin kaybettiği para yaklaşık olarak birbirlerine eşit olduğu için KKM’nin hazineye bir maliyeti olmadığından devlet zarar etmemektedir.

Enflasyon %50’nin üzerinde iken hazine KKM sayesinde % 9-12 faizle borçlanabilmekte ve faiz giderlerini düşürmektedir.

Geldik esas soruya; birikim sahibi memnun, bankalar memnun, MB memnun, Hazine memnunsa, bu işte sorun nerede?

Sorun kredilerde olmalı zannederim. Firmalar düşük faizli ve bol miktarda kredi kullanıyorlar.  Firmaların yeterince kredi bulamıyoruz sözleri gerçekçi değil. Çünkü 2023’ün ilk üç ayı itibariyle yıllık TL kredi artış oranı % 89. Ha define bulmuşsunuz ha kredi kullanmışsınız, farkı yok.

Her firmanın istediği miktarda kredi alması elbette zor. Bu her zaman böyledir. Normal olarak Bankalar her firmaya istediği krediyi vermezler.  Ancak firma krediyi bulduğu anda parayı hemen mala yatırıyor. Bu malların da çoğu ithal olduğu ve fiyatları enflasyon oranında arttığı için, kredi bulanlar define bulmuş kadar para kazanmaktadırlar.

Son alınan kararla da kredi faiz oranları üst limitte enflasyon oranında serbest bırakıldığından, KKM’nin hiçbir olumsuz yan etkisi kalmadı diyebiliriz.

O halde hem birikim sahiplerine hem de bankalara avantaj sağlayan bu finansal çözümün yanlışı nerede?  İnsanların finansal birikimlerinin değerini döviz kaybı kadar korumaları niçin yanlış olsun? Kaldı ki insanların finansal kayıplarını önlemek devleti yönetenler için ahlaki bir zorunluluk değil midir?

Bu yolla birikim sahipleri daha az döviz talep etmektedirler. Çünkü TL de döviz gibi aynı oranda korunuyor.

Ayrıca ekonomi yönetimi çok rahat uygulanabilecek bir yan tedbiri almış olsaydı çok daha olumlu bir sonuç çıkabilirdi.

İç ve dış borçlanmayı azaltmak adına;  devlet içerisinde Maliye Bakanlığı’nın geliştirdiği “SGB.net” var. (Strateji Geliştirme Merkezi) Bu birim maliyedeki bütün para, mal ve hizmet akışını çok yakından takip ediyor. “SGB.net” havuz sistemine çok yakındır ama bazı eksiklikleri var. Eğer “SGB.net”e Hazine’nin iş ve işlemlerini de entegre edilirse, işte size mükemmel bir havuz sistemi. Bir üst modül oluşturarak, bunları akıllı bir hale getirip en tepede, bu operasyonları günlük takip edecek kadar çok ince ayar gerçekleştirebilir. Böylece Türkiye’de iki defa uygulanarak olumlu sonuçlar alınmış bir sistemi, siyasal hiçbir komplekse kapılmadan ülke menfaatine uygulamaya almak hem ilmi ve akli hem de ahlakidir.

KKM üzerinde iyi düşünülmelidir. Üzeri hemen çizilecek bir ürün değil tam tersine finansal istikrara katkı sağlayabilecek bir üründür. Seçimden sonra hangi ittifak gelirse gelsin, KKM dahil her konuda daha derinlikli düşünmeleri ülke için faydalar sağlar.

Hedef; yönetime gelmeden önce çözüm üretmek olmalıdır.

 

KUR KORUMALI MEVDUAT KALMALI MI?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin