NEVZAT ÜLGER

NELER YAŞADI BU İNSANLAR NELER…

“Demokrasi olmadan kalkınma olmaz.” dediler.  Çin’de demokrasi var mı? Batı standartlarına göre yok. Batılılar öyle diyor.

“Laiklik olmadan kalkınma olmaz.” dediler. İsrail laik değil. İsrail’in iyi kalkınmadığını söyleyebilecek kimse var mı?

“Protestanlık yani dinden uzaklaşma olmazsa kalkınma olmaz.” dediler. Hangi kalkınmış ülke dinsiz acaba?

Batı örfüne göre giyinmek, salonlarda dans etmek, güzel müzikler, içkiler içmek, plajlara gitmek, din kültüründen uzaklaşmak, alafranga yaşam bunlar konfor olabilir ama Batı’yla yarışacak temel dinamikleri bunlar sağlamıyorlar. Kültürde Batılılaşmak demek Batı’nın başardığını başarmayı getirmiyor.

Batılılaşma akımının en somut örneği “İttihat Terakki Cemiyeti”dir. Yurtdışında kurulmuş veya kurdurulmuş. Hedefi teşkilatı esasiyi (anayasayı) yürürlüğe koymak, millet meclisini açarak demokrasiyi getirmek, padişahı paranteze alarak ülkeyi yönetmek.  Mesele tamamen iktidar mücadelesi. Gerisi hikâye. Belki haklı oldukları hususlar var ama çaresi bunların düşündükleri ve yaptıkları mıydı acaba?

Yaşadığımız hayat içerisinde çeşitli fikir akımları var. Ülkemize faydalı olanlar var, faydalı olmayanlar var. Bu fikir akımlarının çoğu Avrupa merkezli. Sağcılık, solculuk gibi bir hayli …cilik ve ..culuk.

Batıcılık akımının en önemli öğesi laiklik, diğeri kültürel değişiklikler, bir de bunlara tepki olarak muhafazakârlık veya kendi kimliğine sarılma gibi düşünceler var. Bunların derin tahlili biraz da yakın tarihimizin analizi sayılır.

Batı’nın sanayileşmeyi nasıl başardığının temel sebeplerini, sanayi devrimi piyasa ekonomisini, hukuk ve benzerlerini doğru algılayabilmek ayrı şeylerdir.

  1. yüzyıl ile 20. yüzyılın ilk üç çeyreklik bölümünde, Batılı olmak anlamında istisnasız her şeyi gönüllü kabul etmişiz. Bunu da iktisadi geri kalışımızdan çok, özellikle 20. yüzyılın ilk üç çeyreğinde dinin dışlanması adına kabul etmişiz. Bunda kısmen muvaffak olmuş Batı. Her şeye rağmen bu durum birbirlerini suçlayıcı olmamaları kaydıyla bir fikir jimnastiği sayılabilir diyelim. Ya Batı’nın ideolojisi?

Batı ideolojisi “Bilim ve teknolojiyle donanmış bir emperyalizm ideolojisidir. Maddi taban olarak kapitalizm, manevi temel olarak Hıristiyanlık ruhuna dayanmaktadır.”

Batıyla kastedilen, temelde Avrupa ve son yüzyılla birlikte Amerika Birleşik Devletleri’nin temsil ettiği medeniyettir. Doğu ise, Çin ve Hint gibi antik temellere dayanan medeniyeti temsil etmektedir.

Bu iki medeniyetin dışında ve onların üstünde olan İslâm ise, ne Doğudur ne Batı. Doğu’nun karakterine işlemiş olan mutlak mistisizm ifratından da Batının mizacını oluşturan mutlak maddeci tefritinden de ayrı tutulması gereken madde ile ruhun denge noktasıdır.

toplum yöneticilerinde ‘hürriyeti öne çıkarırsak ve insanlar da hür olurlarsa kulluk etmezler’ kaygısı vardır.

Siyasilerde de ‘hürriyete alışırlarsa tebaa olmazlar. Altımızdaki halı kayar’ endişesi vardır.

Bu gibi endişeler yüzünden hem dini, hem de siyasi söylem oldukça kısıtlayıcı.

Artık kavramları Batı’nın terminolojisi ile Marksist terminoloji ile izah etme dönemi bitmiştir. Sanayileşmede önemli bir mesafe alınmış, nüfusunun %92’si şehirlerde yaşayan bu ülkede artık arkaik masallara insanlar inanmıyor. Milli düşünen insanlara gerici vs gibi yakıştırmalara insanlar iltifat etmiyor. Dahası resmi görevlilerin idare ettiği partiler de insanlara sevimli gelmiyor.

Yaşadığı zaman diliminde ‘bir bilen’ olarak kabul edilen Süleyman Demirel; Türkiye’de iktidarda kalmanın bir rodeo oyununa benzediğini söylemişti. Halkın hizmetinde olmak iktidarda kalmaya yetmez, hem sizi düşürmek isteyenlerden korunacak hem de yeni proje ve uygulamalarla da kitleleri diri tutacaksınız. Siyasetin matematiği böyle işliyor.

NELER YAŞADI BU İNSANLAR NELER…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin