NEVZAT ÜLGER
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. YAZAR
  4. OKUMAK VE DÜŞÜNMEK

OKUMAK VE DÜŞÜNMEK

Yazmanın kaynağı okumaktır. Okumuyorsa kişi ancak hamaset yapar. Steinbeck konu ile ilgili olarak şöyle diyor: “Yazmanın bir büyülü yanı varsa kimse şimdiye değin onu başkasına aktarabilecek biçimde bir formülle açıklayamamıştır. Öyle sanıyorum ki işin sırrı, yazarın önemli gördüğü bir şeyi aktarmaya zorlanması; o şeyin acı verecek derecede dışarıya çıkmak istemesidir. Yazar bunu duyuyorsa çoğunlukla duyduklarını dile getirmenin uygun bir yolunu bulabilir.”

Nedir bu uygun yol sorusuna verilecek cevap; kitaplardır. Okuya okuya, yapa yapa hatalarını zamanla giderecek tarzda yazmaya başlayabilir. Yetişmenin de yetiştirmenin de kaynağı okumaktır.

Bir şeyler öğrenmeden düşünmek hem fayda vermez, hem de zarar doğurur.

Konfüçyüs;

“Düşünmeksizin öğrenmek faydasız,

Öğrenmeksizin düşünmek tehlikelidir” diyor.

Unutmayalım; zihin daima bütünlük içinde çalışır. O, duyu organlarımızdan gelen bilgileri rastgele istiflemez, onları sınıflandırır ve her bilgiyi ait olduğu dosyaya kor. Yani zihin yalnız beyin demek değildir. Eğer yalnız beyin olsaydı, hayvanlarda da beyin olduğunu unutmamak gerekir. Öyle ise zihnimizi bir fabrika gibi düşünürsek, ona kazandıracağımız bilgileri iyi seçmemiz gerekir ki, bu da en fazla bilinçli bir şekilde okumak suretiyle elde edilir. Unutmayalım; zihin kendisine yüklenen bilgilerle insan davranışlarını ayarlar ve süreci devam ettirir. Dolayısı ile de insan, ancak sahip olduğu şuur/düşünme ölçeğinde hürdür.

Analitik düşünmeyi seçen insanlar geçmişe takılıp kalmaz, geçmişi hayal kuranlara bırakarak geleceğe odaklanırlar.

İnsanlar ofansif düşünebildikleri sürece yaşadıkları toplumun problemlerine çözümler üretebilecekleri gibi, yaşadıkları toplumu da yukarıya çekerler. Ancak defansif düşünmeye başladıkları andan itibaren üretkenliklerini kaybederler.

“Ne dünyalık istediler, ne menfaat umdular,

Ne kavgadan vazgeçtiler, ne gücenip küstüler!” diyor bir güzel şair.

Güzel insan şair Bestami Yazgan’ın bir şiiriyle yazıyı noktalayalım:

GÜLÜ İNCİTME

Çiçeklerle hoş geçin, / Balı incitme gönül,

Bir küçük meyve için / Dalı incitme gönül.

Mevla verince azma, / Geri alınca kızma,

Tüten ocağı bozma, / Külü incitme gönül.

Konuşmak bize mahsus, / Olsa da bir güzel süs,

Ya hayır de, yahut sus, / Dili incitme gönül.

Karışma hikmetine, / Dokunur gayretine,

Sahibi hürmetine, / Kulu incitme gönül.

Başın olsa da yüksek, / Gözün enginde gerek,

Kibirle yürüyerek, / Yolu incitme gönül.

Sevmekten geri kalma, /Yapan ol, yıkan olma,

Sevene diken olma, / Gülü incitme gönül.

OKUMAK VE DÜŞÜNMEK
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin