Demokratik kapital sistemlerde ülkeler tüm vatandaşlarının ileri yaşlarda müreffeh bir hayat sürmeleri için çeşitli sosyal güvenlik programları ile bir şekilde bu soruna çözüm sunarlar.
Bizim ülkemizde de bu kapsamda Bağ- Kur, SSK, Emekli Sandığı, Yeşil Kart … gibi Sosyal Güvenlik Kurumları bulunmaktadır. Hiç bir alanda emeklimiz doygun maaşa ve tüm sosyal haklara kavuşmamış olsa da SSK ve Emekli Sandığı bağıl olarak Bağ-Kurlu ve Yeşil Kartlıya göre çok daha iyi koşullarda.
Yeşil kartlıların koşullarının iyi olamamasını doğru bulmamakla beraber anlıyorum. Bağ-Kurlular işte onlara şaşıyorum. Bu kesimi sözüm ona ülke çapında şehir şehir örgütlü 30 kadar STK temsil etmekte. Bu STK’ların aidatları Bağ-Kurlu kesim tarafından ödenmektedir. Bağ-Kurlular bu kadar çok, bu kadar güçlü STK’larla temsil edilmelerine rağmen hükümetimizin en zayıf bağı kurduğu kesim Bağ- Kurlu kesimdir.
Siz hiç Türkiyemde sivil platformların Bağ- Kurluların ezildiğini, yaşamlarının ve emekliliklerinin çile dolu olduğunu, gerçek ve güçlü patronlar dışında hiç kimsenin isteyerek Bağkurlu olmadığını bu kesimin yıllarca prim yükü altında boyunlarının büküldüğünü haykırdıklarını duydunuz mu?
Türkiye geneli TOBB’dan, TSO’dan tutun en küçük bir şehrin bütün esnaf odalarına kadar herkes Bağkurlu kesimin sırtında beslenip onların sırtından yükselmektedir. Üzücü olan bütün bu oda ve birliklerin Bağkurlunun çilesini iliklerine kadar bildikleri halde hiç bir odanın, hiç bir STK’nın bu konuyu gündeme getirme, bu olayı sorun etme gibi bir derdinin olmamış olması. Yazık çok yazık.
Evet arkadaşlar insanilik, yaşamsal gereklilikler herkes ve her kesim için gereklidir. Ülkem hükümetleri maddi zayıflığımızdan dolayı şimdiye kadar bu emeklilik işlerini hep öteleyerek bu güne gelmişler. Cumhurbaşkanımızın EYT ve Emekli Maaşlarına bu seferki yaklaşımı Ülkem emeklisini bir nebze rahata kavuşturmuştur ama bu olay bile Bağkurluyu olumlu etkilememiştir.
Bu konuda çok şey söylenebilir ama ben olayı “ her Bağkurlunun gönlünde son 3,5 yıl SSK’lı olmak yatarmış ” diyerek olayı özetliyorum.
EYT çıktığı günden beri yerelleri bilmemekle beraber Bağkurluların sıkıntılarını ulusala taşıyan bir birlik, bir oda, bir STK görmedim. Bu beni çok üzdü. Hepsi bir yana Bağkurlularla var olan Bağkurluların sırtından asalak yaşam ritüeliyle nam ve şan kazanan iş örgütleri hükümetimize sadece Bağkurlumuz mağdur deselerdi Hükümet yine Bağkurluyu gündeme alırdı ve onların da emeklilik koşullarını iyileştirirdi.
Hoş çok cılız karşı çıkışlar ve çok küçük Bağkurluyu düşünün diyen sesler oldu. Sanırım hükümet de bu seslere karşılık Bağkurlunun emeklilik gün sayısında iyileştirmeye gitti ama ben olay bu raddeye gelmişken Esnafların, esnaf odalarının, STK’ların Çalışma Bakanlığının bu konuyu ciddi ciddi ele alıp en kötü, en kötü Bağkurluyu nasıl bir atraksiyonla son 3,5 yılımı SSK’ya geçerim hülyasından kurtarmalıdır.
Bu kadar sitemden sonra serzenişleriyle, haykırışlarıyla benim de dikkatimi Bağkurluya çeken, Bağkurlunun içler acısı durumunu zihnimde portreleştiren adamı yad ederek sizleri Allah’a emanet ediyorum.
Elazığ Kahveciler ve Kıraathaneciler Odası Başkanı Ferhat Evsen face’in duvarlarında gördüğü tüm boşluklara Bağkurlunun çilesini kazıyor. İnanıyorum ki bir çile zihinlere ne kadar çok kazınırsa mağdurlar o oranda kapanacaklardır.
Salıbaba Muhtarı Muhammet Hacı Güneş Bağımsız Milletvekili Adayı olmuş. Gerçekten Elazığ Salıbabalaşma yolunda tam gaz ilerliyor. Şehrimizi bu konjöktöre taşıyan kadraj sahiplerine ve muhtarımıza helal olsun. Hayırlı olsun.
