RAMAZAN YILDIRIM

ELAZIĞ’IN KAMBURUNU ALALIM

Gelişmiş toplumlarda yerleşim birimleri vizyonist bir çerçevede coğrafi, mimari, iktisadi ve sosyal mühendislik hesaplarıyla ortaya konan yapılar ve yapılaşmalar  sonucu oluşturulurlar.

Sömürü toplumlarındaysa buna gerek yoktur. Yerleşim ranta kurban verilir toplum algı mühendisliğiyle yönetilir.

Demir yolunun şehrimize gelişi ile birlikte şehrimizde de istasyon merkez alınarak dairesel bir yapılanma hedeflenmiş sonraki yıllarda engebeli yerlerde yaşam ve ikametin zorluğu, siyasetçilerin vizyonsuz oluşu ya da meta sevgisi, rant çevrelerinin baskısı şehrimizin şirazesini kaydırmış şehrimiz lastik gibi batıya uzatılmış.

Vizyonsuz vatansever mektepliler, sığ görüşlü bürokratlar sözüm ona toplum yararı için var olan STK’lar da şehrin batısına akın ederek bu şehrin batışına dolgu malzemesi olmuşlar.

Elazığ’ın yeni merkezini Ataşehir kabul edersek Kömürhan köprüsüne 48 km, Gülüşkür Köprüsüne 51 km uzaklıkta.

Elazığ şimdi Kale’ye 59 km, Malatya’ya 90 km, Kovancılar’a 70, Maden’e 85 km, Alacakaya’ya 88 km, Arıcak’a 112 km, Karakoçan’a 109 km uzaklıkta.

Şehrimizin yöneticileri ve kurum müdürleri her değişiklikte kurumlarımızı Malatya’ya yakınlaştırıp eski Elazığ’dan uzaklaştırmak için olağan üstü efor sarf ediyorlar. Adeta doğudaki coğrafyayı düşman toprakları addediyorlar.

Düşünsenize Özel İdaremiz, Karayollarımız, DSİ’miz, Ormanımız, Tarım İl Müdürlüğümüz, Emniyetimiz, Adliyemiz hepsi şu an Malatya’ya çok yakın. Hangisine şehrin doğusunda yer bakın derseniz hepsi acayip şaşkın, kesinlikle olmaz derler.

Neden? Niçin? Hangi sebeple?

İlçelerimize ulaşmak için harcanan zamana ve yakıta bir bakın. Arıcak’ın bir köyünden tapuya, DSİ’ye … gelmek zorunda kalan birini düşünemiyorum bile.

Hadi kurum müdürlerini, bürokratları anladık kendilerine hava katıyorlar. STK’lar nasıl bu kadar kör, bu kadar sağır bakıyorlar. Onların bu düşmanlığı niye?

Elazığ’dan İstanbul’a gidip dönmek Arıcak’tan Elazığ’a gelip dönmekten çok daha rahat.

Gözden ırak olan gönülden ırak olur, şehirden ırak olan yokluğa zorluğa gark olur.

Bu gün yeni Elazığ ile eski Elazığ’a baktığımızda bile 15 km’lik mesafede yolu asfaltı, sokağı caddesi, şaşaası şatafatı arasında Elazığ’la İstanbul arasındaki farktan fazla. Malatya yolunda bir çay bir yemekle çarşı mahallesindeki bir çay bir yemek bile bunu anlamaya yeter.

STK Başkanlarımız bu gelişmişlik farkıyla örgütlü mücadele etmek yerine gelişkin bölgeye kapak atma derdindeler. Bu yardakçılığa da madalya istiyorlar.

Bunları uygulayanlar ve bunları kabul edenler insanlığın hangi evresine hangi merhalesine bunu nasıl sığdırıyorlar o da ayrıca merak ettiğimiz bir konu. Sosyologlarımızdan bu konuda tez çalışması rica edeceğiz.

Biz de valiliğimizden, vekillerimizden, belediyemizden, kurumlarımızdan ya köylerimizi Malatya yoluna taşımalarını istirham edelim ya da kurumlarımızı şehrin her bölgesine kaydırmalarını. İkisi de bize uyar.

Yok ikisi de olmayacaksa MASAD, PALU – DER, tüm İlçe ve Köy derneklerimizden, mazlumların yanında olan STK’lardan ETSO’dan, vicdanlı bürokratlardan Maden, Alacakaya, Arıcak, Palu, Kovancılar, Karakoçan merkezli yeni bir şehir için harekat başlatmalarını istirham ediyoruz.

Devlet Bahçeli’nin Cumhuriyetin 101. Yılında Türkiye 101 il olsun sloganına destek olalım. 100. Şehir için Gülüşkürün Ötesine bir Valilikle Devlet Bahçeli’ye yoldaş olalım.

ELAZIĞ’IN KAMBURUNU ALALIM

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin