Ekonominin, paranın ve kapitalin gün geçtikçe daha önem arzettiği dünyamızda en çok yatırıma konu olan işler minimum risk içerip garanti gelir getiren sektörler.
Bu sektörler arasında şehrimiz yatırımcıları en çok Güneş Enerji Santrallerini ( GES ) tercih etmiş durumda. Öyle ki imkan dahilinde her vatandaş izin alabildiği kadar GES kurdu. GES’ler o kadar hızlı çoğaldı ki bir anda hükümet GES’e verilecek parayı GES sahibinin tüketiminin iki katıyla sınırladı. Hükümet anlam veremediğim böyle bir sınırlamayı koymasaydı şimdiye dek dağ taş GES dolardı.
Hükümetin bu hamlesi sonrası GES’e yatırımda tüketim oranı göz önüne alınmaya başladı.
Hastanelerde, stadyumda, DSİ’de, Belediyelerde elektrik tüketimi çok ciddi bir sarf kalemi. Bunu da imkanı yok her yönetici bilir.
Belediyeler İlbank gelirleri yetersizliği sebebiyle su, emlak, tabela ve reklam gelirleriyle ayakta durmaya çalışırlar. Hükümetin açmış olduğu sarf kadar gelir elde etme imkanı da bu işde tüketimi yüksek kurumlara çok büyük bir ikram.
Ben böyle bir imkan varken GES’i, RES’i bireylerden çok kurumlarımızdan beklerdim. Çünkü bireye helal olan bu iş ihtiyacı olan hiçbir kuruma haram değildi. Tüketimi çok ve GES yapma olanağı olan bir kurumun bu işe Fransız kalması ya da sadece göz boyayacak miktarda böyle bir yatırım yapması benim açımdan zerre halkını ve vatanını sevmemesi anlamına gelmekte. Bundan daha kötüsü elektrik tüketimi yüksek bir kurum yöneticisinin nev – i şahsına münhasır panel kurup kendi kurumunu ihmal etmesi.
Hele ki DSİ, Hastaneler ve Belediyeler. Bu kurumlar yatırıma aç her hayra muhtaç durumdalar. Hangi Belediye Başkanına gitseniz paradan, bütçeden şikayet eder. Söylemlerinde yeterince parası olursa o şehir de o halk da rahat eder.
Halkımızın yüreğine kor gibi düşen depremin acısının yanında şehrimize ve Elazığ Belediyemize sınırsız kaynak sunulduğu bir dönem yaşadık. Hala da gelirlerde ve yasal ferahlıkta depremin nimetleriyle yaşıyoruz. Bu nimetler sanırım son demlerine girdi girecek oysa bu şehir yaşamaya devam edecek. Paraya ihtiyacı giderek artacak.
Bu şehre elektrik her zaman lazım olacak, kim bilir AKSA’ya belki de borçluyuzdur. Kocaman bir Güneş Enerji Santrali bu şehri her daim ihya edecekti. Hem bu şehrin ışıltıları artacaktı hem geliri katlanacaktı.
Düşünsenize ödenmeyen çiftçi elektrik borçlarımız bu şehrin sulu tarımda dibe vurmasını sağladı. Kuzova Projemiz elektrik bedeli dolayısıyla çiftçimizi ümitsizliğe itti. Şu an Kuzova’da GES’le ilgili bir adım var umarım en kısa sürede biter çiftçimiz de rahat eder. Unutmamalıyız ki şehrimizde sadece Kuzova’da çiftçilik yapılmıyor. GES bir Kuzova’mıza değil sulama olanağı olan her yerde acilen yapılmalıdır. Yetkililerimiz bu konuda elini taşın altına koyarak hem ülkemize ve halkımıza katkı sunmalıdır hem kendilerine.
Eskiden en büyük hayır kapısı çeşmeler ve yollar idi. 21. Yüzyıl elektriği de bu hayırlara ekledi. Her yönetici bu konuda azimli ve kararlı olmalı. Allah’ın güneşi ve rüzgarı varken vatandaşın parasını AKSA’ya vererek çarçur etmemeli. AKSA’dan para kazanarak şehrini, kurumunu ihya etmeli. Aslında kavranılabilse bu para halkın hakkı, kavranamadığında bu para halkın ödemek zorunda kaldığı kamburu.
Üstelik Belediyemizin bir yıllık elektrik borcu Salıbaba’yı Türkiye’nin en güzel mahallesi yapmaya yeterli yani beş yılda beş varoş mahallemiz düzelir üstüne Elazığ güzide bir şehir olurdu.
Not: Burada AKSA’nın aldığı para onun hakkı.