RAMAZAN YILDIRIM

KÖPEKLER

Köpekler ülkemizin her şehrinde varlar bu başı boş köpekler. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir yavrucağımıza daha saldırarak onu çok kötü bir biçimde darp ettiler. Yavrucağımız günlerdir yoğun bakımda.

Hayvanseverlerimiz var evet bu köpeklerin toplanmasına karşı çıkıyorlar ama temelde başı boş köpekler bu hayvanseverlerin karşı çıkışı dolayısıyla yoklar. Bu iş gelir getirmeyip gidere neden olduğu için Belediyelerin bu işe omuz vermemesi, bunu külfet olarak görmeleri dolayısıyla bu başı boş köpekler her şehirde varlar. Ülke olarak şanslı olduğumuz konu bizimkiler gerçek köpekler. Ya Filistin’de ki köpeklerden olsaydı ne yapardık.

Tüm Belediyelerimizden bu konuda ricamız ne olursunuz bu işi sadece tirübine oynamayınız, ciddi anlamda üstleniniz. Başıboş köpeklere hem etrafı kapalı ciddi bir açık yaşam alanı hem kaderine terk edilmemiş bakımlı ve düzenli kapalı yaşam alanı ihdas ediniz. Onlara bakan ekipte de yeterince vicdan ve işe ehillik talep ediyoruz.

Gelelim insan haklarına. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. 9 Aralık’ta ABD Filistin’de ve Gazze’de yaşanan insani drama yetersizlik vererek İsrail daha aşağılık bir şekilde daha fazla Filistinli çocuğu göz altına almalı, onlara zulmünü artırmalı, onları canice katletmeli dedi.

Bu işin suçlusu ABD ya da İsrail değil. Bu işin suçluları her iki ayaklıyı insan kabul eden kurum, kuruluş ve kişilerdir. İnsanlığın bir sertifikası olmalı. Belli davranışları sergileyenler direk insanlıktan atılmalı.

Birleşmiş Milletler diye bir kurum var bu bu kurumun daimi üyelerinin hepsi vampir. Kan emmeye, toplumları yok etmeye doymuyorlar. Biz onların izin verdiği ölçüde dünyada nefes alıyoruz. Bir daimi üyenin reddiyle alaşağı olan bir eşitlik sisteminden bahsediyoruz. Yani bir büyüktür bütün dünya. Matematikçiler henüz sayısal dünyada böyle bir eşitlik üretememişken siyasi ahlaksızlık ve güç bizim yaşamlarımızı başkalarının iki dudağı arasına esir ederek bize bu eşitsizliği eşitlik olarak dayatmış durumda.

Şimdi hemen bütün halklar daimi üyeliğin olmadığı bir Milletler Topluluğu talep etmeliler. Yoksa hiç bir koşulda insaniliğin eşit uygulandığı bir insanlık görmeyeceğiz. İnsan olmayanların insanlığı yönettiği bir dünyaya hapsolacağız.

DSÖ hani şu Kovid – 19 dolayısıyla insani her hücresi harekete geçen bizlerin hastalanmasına dayanamayan, koştur koştur ülkemize gelen Dünya Sağlık Örgütü. Bakın onu da Filistin’de görmüyoruz. Çıtı çıkmıyor. Kimyasal bombalar, fosfor bombaları kullanılıyor, cesetler eriyor bu da insanlar için sağlıksız bir adım demiyor.

Düşünsenize Adem’den bu deme hiç bir hayvandan insanlık beklenmedi. Hiç bir hayvan da insani cezalara tabi tutulmadı. Hayvanlar tehlike oluşturduğunda öncelikle izole edilmeye, insanlara zarar veremeyecekleri ortamlara bırakıldılar. Hayvanların zararlarından korunamadıklarında onları öldürdüler.

İnsan olmayandan insaniliğe riayet beklenmez. İnsanlara zararda ısrar ederlerse itlaf edilirler. Biden ve Netanyahu gibi.

Bunun dışında hayvanlara yapılan bütün saldırıları insanlık kınadı. Ta ki Avustralya’da develerin su tüketiyorlar diye yakılmasına kadar. Avustralya’nın sırf su tüketimi için develeri cayır cayır yakmasına tepki vermeyenler bu gün dünyanın insani yönetim konseptini oluşturuyorlar.

Dünya insan hakları günü dolayısıyla “ Dünyanın insanını yönetme yetkisini vahşi hayvanlardan çok daha aşağılık, çok daha zalim birey ya da devletlere ve onların kurdukları topluluklara bırakmayalım. Bedeli ne olursa kanımızın son damlasına kadar bu alanda savaşalım. Dünyamızı aşağılık vahşet yönetimlerden, güçlerden kurtaralım “.

Eskiden bunlara karşı çıkmaya korkardık ama şimdi Hamas vesilesiyle bunların bizi kendilerinin güçlülükleriyle zehirlediklerini, aslında kağıttan kaplan olduklarını idrak ettik. Bizden  beter olduklarını, fosur fosur osuran, Üstad Said Nursi’nin dediği gibi göz kapaklarına ve hatta hiç bir kapağına hakim olamayan, onun bunun kucağında cinsi sapık kuklalar olduklarını gördük.

Dünyamız insan olmayanlar tarafından yönetilmemeli, BM’de hiç bir ülke bir oyuyla tüm oyları hükümsüz kılan bir yetkiye sahip olmamalı.

Bir de 82 Anayasasından muzdaripiz diyoruz. Bir baksanıza bizim o despot, bizim o baskıcı, bizim o zalim anayasamız bile Birleşmiş Milletlerin daimi üyelerine tanınan gayri insani yetkilerinin yanında çok mülayim, çok insani çok mazlum kalıyor.

Türkiye’mizin 82 Anayasasından dünyamızın da BM ve WHO’dan kurtulduğu günler diliyorum.

KÖPEKLER
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin