RAMAZAN YILDIRIM

NASIL OLACAK?

Ana Muhalefet kendini geliştiremiyor, İyi Parti’nin ne yaptığı belli değil. Küçük partiler henüz umut vad etmek gibi bir konuma gelemediler.

Ak Parti olağanüstü kongre sonrasında ortaya koyduğu yönetimle full şaşırttı.

Adayların seçiminde etkin kadrolarda omurgalı siyasetçileri omurgasızlarla terbiye eden kim varsa ya yerinde kaldı ya da terfi etti. Bu da nitelikli aday adaylarını tedirgin etmeye yetti.

Erkan Kandemir’in yeniden Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olması aday adaylarının şevkini kırmış iştihasını kaçırmıştır. Ona yakın olanlara bayram ettirmiştir.

Ali İhsan Yavuz ve Hayati Yazıcı’nın yönetimde görev alması da Ak Partinin gidişatındaki ülkemin geleceğindeki acıyı başka yönden ortaya koymuştur.

Bütün bu gelişmeler Ak Parti’de aday adaylarının ve seçmenin kafasını karıştırmıştır. Önceliğin aday adaylarının niteliği değil de üst kadrolara yakınlığı mı belirliyor sorusunu akla getirmiştir.

Geldiğimiz nokta itibariyle Ak Parti kendisini CHP ve İYİ partinin elindeki büyük şehirleri almaya kesinlikle adamış ama kendi elindeki şehirlerle ilgili müphemlik ortaya koymuştur.

Dünyamızın gidişatı, içine düştüğümüz girdap artık laylaylom ortamları ve yeteneksizlikleri kabul etmeyen bir durumda.

Tabir yerindeyse yeni dönem yöneticilerimiz donanım, ehliyet ve liyakatta kusursuz olmanın yanısıra bir aslan haksız kazanç elde etmişse o aslanın ağzını ikiye ayırarak midesinden tüm aldıklarını geri alacak cesarette olmalıdır.

Vatandaş son seçiminde Ak Partiyi benimsediği için değil diğer partilerdeki niteliksizlikler için tercih etmişti. Ak Parti’nin bu seçimden ciddi dersler çıkarıp yoluna öyle devam etmesi gerekir. Aksi takdirde Ak Parti yerel hezimetle iktidarı kaybetmek zorunda.

Bu yıl şehrimizde basının tarafsızlığıyla ilgili epey münakaşa edildi. Basın tarafsızlığını haykırdı Vekil Nazırlı çeşitli ithamlarla birlikte basına bir şeyler dedi.

Şahsen ben hayatım boyunca hiç bir zaman tarafsız kalamadım hep taraf oldum. Eylem ve söylemleriyle karşıtı olduğum tarafa haksızlık etmediysem ne mutlu bana yok böyle bir haksızlığa sebep olduysam yazıklar olsun bana.

Ben basının taraf olmasına itiraz etmiyorum da nankörlük ve nankörlüğün getirisi olan körlük varsa ona hayıflanıyorum. Her ne kadar yeni dünyada birine her suçu isnat edebilme imkan ve koşulları ile birilerinin her suçu inkar edebilme koşulları oluşmuşsa da bariz insanın gözüne parmakla sokulurcasına işlenen suçları görmezden gelmek tıbbın tanımlayamadığı bir körlüktür.

Elazığ’ımız da iki büyük hata yapıldı ve buna basın hiç değinmedi.

Biri terminal binasının yanındaki tepe. Bu tepe yıllarca harıl harıl eder kepçe kamyon çalılmalarıyla kaldırılıyor. Zannımca bu kadar mazotla Elazığ’ın çiftçilerinin bir yıllık mazot ihtiyacı karşılanırdı ama kimse bunu görmedi.

İkincisi Villakent. Başkan bu konuda Elazığ’a Prestij kazandırmak için yola çıkmış olabilir ama kabul edelim ikinci deprem milletin sırtına karabasan kabusu gibi çöktü. Fakir fukara ev bulamaz oldu. Tahminimce Villakent konutlarının hiç biri evsiz barksız birilerine gitmedi. Yaşanan bu acı tablo üzerine Vilkakentin yapımı rölantiye alınıp dar gelirliye öncelik verilebilirdi. Eminim ki bizim zenginlerimizle istişare edilseydi zenginlerimiz bu konuda dar gelirlilerin konutlarına önceliği anlayışla karşılarlardı.

Bir fukara yuvası getirirdi bin mazlum duası.

Velhasılıkelam Elazığ’da MHP Ak Partiyi bu Villakent ve Terminal Binasının yanındaki tepeden kaldırılan toprakla vuracaktır. Zannım Başkan Adayı bu konuda suçlu bulunursa Elazığ Ak Parti’den MHP’ye kayacaktır.

NASIL OLACAK?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin