“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yepyeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum..
“Sevgili okurlarım;
“Çok kıymetli takipçilerim sizlere yazılarım aracılığı ile ulaşmaktan ötürü ne kadar mutlu olsam hafif kalır. Yüreği güzel dostlarım; Konuya değinmeden önce, manevi kalp hastalıklarının çözüm yollarına vurgu yapmak istiyorum, yaşayan bireyler olarak, net olarak biliyoruz ki “Yalanla iman asla bir arada bulunmaz. Peygamber efendimiz (S.A.V) ‘Dilinizi tutun ve iffetinizi koruyun bende size cenneti Garanti edeyim’ buyurmuştur. Yine peygamber efendimiz, s.a.v ‘Yalan söyleyen insan yalancılar Hanesine yani defterine yazılır ve yalancıların gideceği yer cehennemdir’ buyurmuştur. Yalan, cehenneme döşenen asvalt veya kilitli taş yoldur. Müslüman sadece yaşadığım an yani dünyadan ibaret değildir, yani bunun bir de diğer tarafı vardır. Ancak dünyadan da tamamen vazgeçmemek gerekiyor. Ancak, tüm peygamberler dünya insanın tarlası ve hazinesidir gözüyle bakmıştır. Ahiretten önce dünya vardır ve bu çok iyi değerlendirilmelidir. Ahiret dünyada kazanılır. İslamiyet bu dünyayı yaşarken ahireti kazanmaktır” Peygamber Efendimiz s.a.v de “Dünya ahiretin tarlasıdır, ebedi kalacakmış gibi bu dünyaya hemen ölecekmiş gibi öbür dünyaya çalışın” buyurmuştur
“Sevgili okurlarım;
“Eveeet dünya ahiretin tarlasıdır. Çünkü nasıl yaşarsak öyle ölürüz nasıl ölürsek öyle diriliriz. Dünyada yaptığımız iyilikler ahirette karşımıza çıkacaktır. Örneğin; dünyada hak yiyen kumar oynayan içki içen haram mal yiyen insan buraya yani dünyaya hiç bir şey ekemez tarlası boş kalır ahirettede o cezayı biçer ve malesef öder. Dünya, çeşitli, duygu, inanç ve fikirlerin yaşandığı, çarpıştığı yerdir “Bu dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir Asıl hayata mazhar olan ise ahiret yurdudur. Bu dünyada misafir olduğumuzu asla unutmamak gerek. Ama daha da önemlisi; bu misafirlikte ölene dek sınavdayız, hepimiz birbirimize misafiriz ve hepimiz birbirimiz için birer imtihan vesilesiyiz. Yüce Allah; kulu kulla imtihan eder. İmtihan dünyamız olan dünya misafirhanesinde ; asıl önemli misafir; davetsiz davetsiz gelen “Ölüm”dür. Müsait olup olmadığını sormadan, ansızın gelerek; emanetini alıp götürüyor. Bir daha asla geri dönüşü mümkün olmamacasına…Dünyadaki herşey dünyada kalıyor. Mal, mülk, ev, servet, çoluk, çocuk, eş, akraba, arkadaş; herşey malesef bu dünyada kalıyor. Unutulmaması gereken asıl önemli kazanç; bu dünyada yaşadığımız her an sınavda olduğumuzu unutmadan yaşayabilmek ve sonuçta Allah’ın rızasını kazanabilen kullarından olabilmektir. Kur an’ı kerimdemi biz insanlara olan bu uyarıyı dikkate almamız gerekiyor… Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. İşte yaradanın lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır.
“Sevgili okurlarım;
“Maalesef insanoğlu; bu dünya misafirhanesinde; en önemli asıl davetsiz misafir olan ölümün; ansızın geleceğini unuttu. Halbuki insanoğlu için en büyük ibret; ölümdür. Bir kalp kırmak ve gönül incitmek dahi “Kul hakkı” Ölümden ibret almak yerine; dünyalık zevk’i sefalara dalarak; doymak bilmeyen mal, mülk hırsı ile dünyayı kan, zulüm ve gözyaşı dünyasına dönüştürdü. Dünya misafirhanesinde yaşadığımız her an sınavda olduğumuzu unutmadan yaşayabilen ve Allah’ın rızasını kazanabilen kullarından olabilmemiz dünya yaşayanları olarak olmazsa olmazımız olmalıdır. unutmayalım ki; yaşadığımız şu fani dünya ahiretin tarlası olduğunu her birey biliyor olmamız gerekmektedir. Nasıl ki bireyler tarlaya ektiklerinin hasadını günü gelince topluyorsa, dünyada yapıp ettiklerinin karşılığını da ahirette karşılaşacaktır. Biz İnsanlar, dünyada iken iyilik yaparsak karşılığını ahirette cennet olarak göreceğiz. Ancak biz İnsanlar kötülük yaparsak ahirette karşılığını cehennem olarak göreceğiz
“Sonuç olarak;”
Biz Müslümanlar öldükten sonra dirileceğimize, dünyada yaptıklarımızdan dolayı hesaba çekileceğimize ve Müslüman olarak iyi işler yapmışsak cennete, günahkâr olmuşsak cehenneme gideceğimize inanıyoruz. İnanmış bireyler olarak biliriz ki cezalarını çektikten sonra cehennemden çıkarak cennete gireceklerdir. Allah cc günahkârları affederek hiç cehenneme sokmayabilir. Fakat inançsızlar daima cehennemde kalacak ve ceza göreceklerdir. vesseeelam…
“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileğiyle….
“Kul Selahaddin CANPOLAT”