SELAHADDİN CANPOLAT

“OLGUN OLMAK; ONURLU OLMAYI GEREKTİRİR”

“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugünde insanı insanlığı ilgilendiren yeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum…

“Sevgili Dostlar;

“İyi insan” olabilmek ve kendini bu yönde sürekli geliştirmek olgunlaşmaktan geçer. Olgunluk her insanda bulunan bir özellik değildir. Ancak, her insan bu olguyu dikkate alarak yaşamak zorundadır. İnsanlık tarihi boyunca insanı insan yapan birçok ortak özellik veya değer tanımlanmıştır. Yalan söylememek, çalmamak, haksızlık yapmamak, adaletli olmak; iyi ahlaklı olmak, zulüm yapmamak, iyilik yapmak Temel esaslar bunlardır. Yetişkin insan ile olgun insan farklı kavramlardır. Çünkü her yetişkin insan, olgun değildir. İlerleyen yaşın insanı olgunlaştıracağı öngörülse de bazı insanlar malesef yaşına yakıştırılamaz davranışlar içine girebilir. Bu sebepledir ki; Olgun olmak, onurlu olmayı gerektirir. Olgun insan kendi varlığını, başkasının varlığına bağlamaz. Olgun insan; yaşadığı bütün sıkıntılara ve çektiği acılara karşın hayata tutunan; isyan etmeyen, sahip oldukları ile yetinen, haline şükreden insandır. Dürüst olmak, doğru olmak ve doğrudan şaşmamak demektir. Olgun insan, dürüst insandır. Verdiği sözün arkasında durur. Söylemleri ile eylemleri örtüşür. Özü, sözü birdir. Asla yalan söylemez;

“Sevgili Dostlar;

“Olgun insan, güven veren ve güven duyulan insandır. Güven ile dürüstlük arasında sıkı bir ilişki vardır. Dürüst insan, aynı zamanda güvenilen insandır. Güven kazanmak ise bir süreçtir. Kime güvenip, kime güvenmeyeceğimize karar vermek için birbirimizi sınarız. Olgun insan toplumun ahlaki değerlerine saygı gösteren, ahlak dışı söylem ve eylemlerden kaçınan kişidir. Birine iftira atmak, onu aşağılamak, ötekileştirmek, aldatmak, hakaret etmek vb. davranışlar ahlak dışıdır. Bunlar olgunluk ile taban tabana zıttır. Olgun insan, her davranışı ile çevresindekilere “olumlu” örnek olan insandır.

“Sevgili Dostlar;

“Büyük insanlar fikirlerle, normal insanlar olaylarla, küçük insanlar kişilerle uğraşırlar. Olgunluk insanın gerçek anlamda ne kadar “insan” olabildiği, yaradılışındaki amaçlara ne kadar hizmet edebildiği ile ilgilidir. Yaradılış amacı, insana verilen vizyon ve misyon demektir.  Örneğin; Hayatta olabileceğinin en iyisi ol. Hayatta yapabileceğinin en iyisini yap kısaca vizyon ve misyon sahibi olmak.

Hayat bu vizyona ulaşma ve misyonu yerine getirme konusunda insanın sınava alındığı bir süreçtir. Hayatın temel anlamı budur. Yaşadığımız sürece sınavda olduğumuzu bilerek yaşamalı ve “iyi insan” olmaya çalışmalıyız. Hani bazan kendimize sorarız ya; “Hayatın anlamı nedir? Anlamı yani yanıtı; çalışmak, gezmek, eğlenmek, değer yaratmak (kendine, ailesine, çevresine, insanlığa faydalı olmak; katkı yapmak), zengin olmak şeklinde ifade edilebilir. Acaba bunlardan hangileri doğru, hangileri yanlıştır? Yoksa hayatın içinde hepsi vardır, ama bunlar arasında bir denge kurmak mı gerekir? Yani hem çalışmak, hem de kendimiz ve insanlık için değer yaratmak, bu arada gezmeye ve eğlenmeye de zaman ayırmak. Kısaca dengeli yaşamak.

“Sevgili Dostlar;

“Olgun insan ile yetişkin insan farklı kavramlardır. Çünkü her yetişkin insan, olgun değildir. İlerleyen yaşın insanı olgunlaştıracağı öngörülsede bazı insanlar yaşına yakıştırılamaz davranışlar içine girebilir. Halk arasında “yaşından, başından utan” sözü, bunun için söylenmiştir. Olgunlaşmak “kemale ermek”, yani “kamil olmak” demektir. Bu bir süreçtir. Her canlı gibi insanında bir gelişim süreci vardır. Önce bu sürecin tamamlanması gerekir. Olgunlaşma düzeyi bundan sonra tartışılacak bir konudur. Bu bağlamda henüz çocuk yaştaki bir insanın olgun olup olmadığını tartışmak yanlıştır. Olgun olabilmek için insanın bir şeyler yaşaması, başından bazı olayların geçmesi, yani deneyim kazanması şarttır. Bu anlamda insanı olgunlaştıran, aslında yaşadıkları ve yaşadıklarından çıkardığı derslerdir. Ders çıkarmak, önemlidir. Birçok şey yaşadığı halde onlardan gerekli dersleri çıkarmayan kişi olgunlaşamaz. Olgunlaşmak, “pişmek” demektir. Pişmeyen insan, “ham insan”dır. Ham meyve gibi, tadı tuzu yoktur.

“Sevgili  Dostlar;

“Olgun insanın özellikleri şunlardır: Kendini bilmek: Kendini tanımak özelliklerini, farklılıklarını,    yapabileceklerini ve yapamayacaklarını, kısaca sınırlarını bilmek), söylem ve eylemlerinin farkında olmak kısaca (farkındalık) demektir. Ağızdan çıkan sözlerin, davranışların, tavırların ve tutumların yapacağı etkiyi, doğuracağı sonuçları öngörmek gerekir. Olgun insan “Şöyle konuşursam, böyle davranırsam; karşımdaki insan nasıl etkilenir?” sorusunu kendine sürekli sorar. Ne zaman konuşacağını, ne zaman susacağını bilir; kısaca haddini bilir. Kendini bilmek konusunda eğitim tabiki önemlidir ve gereklidir; ama verilen eğitimden herkesin aldığı veya alabildiği mesaj farklıdır.

“Sonuç olarak;

“Olgun insan; yaşadığı bütün sıkıntılara ve çektiği acılara karşın hayata tutunan; isyan etmeyen, sahip oldukları ile yetinen, haline şükreden insandır. Olgun insan güzel söz söylemesini bilen değil söylediğini yapan ve yapabildiğini söyleyen insandır. Bu sebeple onlar hep yalnızlığa ve sade yaşama mahkumdurlar. Olgun bir insan kendini korkuyla bağlantılı her şeyden koparmalıdır. Vesselammmm

“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileklerimle…

“Kul Selahaddin CANPOLAT”

“OLGUN OLMAK; ONURLU OLMAYI GEREKTİRİR”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin