“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yepyeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum..
“Saygıdeğer okurlarım;
“Toplumsal dayanışma olmadan, birlik ve beraberlik sağlanmadan atılan adımlar en başta, başarılıymış gibi algılansa da o çemberin içerisinde olması gerekenlerden bir kişi bile dışarda kalmışsa birlik sağlanamamış demektir. Birlik ve beraberlik tekdüzelik, tertiplik de değildir. Birlik ve beraberliğin sağlanması insanların ve toplumların sağlığı için son derece önemlidir. Birlik ve beraberliğin sağlanmadığı toplumlarda insan yaşanılan kopukluklar sebebi ile dağılmakta ya da diğer toplumlar tarafından ezilmektedir. İnsan yapısı gereği toplumdan kopuk ya da uzak yaşayamamaktadır. Çünkü insan yaradılışından itibaren hiçbir zaman yalnız kalmamıştır. Her zaman insan hayatını sosyal bir şekilde sürdürmüştür.
Bu sosyallik insanın hayatının gelişmesine de katkı sağlamaktadır. Toplumlar bir arada olduklarında çok daha güçlüdürler ve ayakta durabilirler. Özellikle günümüz dünyasında bir birey toplumdan kopuk bir şekilde yaşayamaz. Hayatın getirdiği sistemler ve bağlantılar bu durumun önüne geçmektedir. Bu nedenledir ki; Sosyal bir varlık olarak insan, yalnız yaşayamaz. Zira yalnızlık, sadece Allah’a mahsustur. Bu nedenledir ki insanlar, ilk çağlardan beri hayatlarını idame ettirebilmek için toplu yaşamayı tercih etmek zorunda kalmışlardır. muhtaç olduğumuz en gerçek olgu, birlik ve beraberliktir. Bu kavram, bu sosyolojik olgu oldukça geniş bir içeriğe sahiptir. Konuyu Biraz daha açacak olursak, ailede birlik, apartmanda birlik, mahallede birlik, okulda ve iş yerinde birlik, bunların tamamı olan vatanda, millette birlik gibi, demek ki ülke birliğinin temelinde, onu oluşturan birimlerdeki birlik yatmaktadır. Bir aile düşünün; anne, baba, dede, nine ve çocuklar, bir karınca yuvası, bir arı kovanı gibi bir iş bölümünün, karşılıklı sevgi ve saygının içinde iseler birbirlerine maddi ve manevi sıkı sıkı bağlı ve destek iseler o ailede birlik de vardır, dirlik de, bereket de… Aynı durum apartman için de, mahalle için de, köy, kasaba ve kent için, dolayısıyla ülke için de geçerlidir. Eğer insanlar, birbirlerinin farkında iseler, birbirlerine insan olarak değer veriyorlarsa, sevinç ve mutluluklarını paylaşabiliyorlarsa, katılmadıkları halde birbirlerinin düşüncelerine saygı duyabiliyorlarsa o toplumda birlik ve beraberlik var demektir.
“Saygıdeğer okurlarım;
“Ülkemizde seksen beş milyon insan yaşamaktadır. Ülkede hepimizin, herkesin aynı düşüncede olması, aynı zihin yapısında bulunması elbette mümkün değildir ve olması da düşünülemez. Zaten farklı düşünmek, insan olmamızın gereğidir. Ancak bu farklı düşünceler, birlikte tek yumruk olmamız gereken hususlar Vatan, Millet, Devlet, Bayrak” gibi milli değerler söz konusu olduğunda bir hedefte, bir noktada, ortak paydada birleşir ve birleşmelidir. İşte bu ortak paydada “Ben, Sen yok, biz varız. Tam da şu an İçinden geçtiğimiz şu sancılı dönemde bütün iç ve dış güçlerin bozmaya çalıştığı bu birlik ve beraberliğimizi her zamankinden daha çok korumak ve kollamak zorundayız. Geçmişteki haklı haksız, ufak tefek kırgınlık ve dargınlıklarımızı bir kenara koyarak birbirimize dostluk elini uzatmanın, sevgi dilini kullanmanın, empati yapmanın, gönül almanın tam zamanıdır. Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Bunu hiç ama hiç unutmamalıyız. Öyleyse geliniz milli ve manevi, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek adına dostluk elini ilk uzatan, Allah’ın selamını ilk veren biz olalım. Dışarıda yeteri kadar düşman varken, içerde birbirimize küs, kırgın ve dargın olmanın; farklı frekanslarla ayrılığa düşüp uzaklaşmanın ne yeri ne de zamanıdır. Sevgi bir insanın, karşısındaki canlı veya cansız bir varlığa; herhangi bir çıkar beklemeden inanması, güvenmesi, bağlanması demektir. Allah CC , bu hasleti, önce kendisini, ardından da diğer bütün canlı ve cansızları sevelim diye yaratılmışların en şereflisi olan insana bizlere bahşetmiştir. Demek ki insan olarak ilk görevimiz; Allah’ı sevmektir. Azıcık nefis muhasebesi yapıp düşündüğümüzde bizi yaratan ve bize sonsuz nimetler bahşeden ALLAH’ ımızı sevmemiz için o kadar sebep ve gerekçemiz vardır ki saymakla bitirilemez.
“Saygıdeğer okurlarım;
“Her şeyin başında Allah sevgisi vardır. Ancak; insan sevgisinin de vatan sevgisinin de, mal mülk sevgisinin de, hayvan sevgisinin de özü ve esası Allah sevgisine dayanıyor. Ancak; Allah’ını seven, onun “yap” dediklerini yapar, “yapma” dediklerini de asla yapmaz. Bu yolda yürüyen birisinin de bütün sevgi ve çeşitlerini benimşemiş, özümsemiş, yaşayan ve uygulayan olmasından daha doğal bir şey olamaz. Allah sevgisinden sonraki en önemli sevgi, insan sevgisidir. Evet; iki insanın birbirini karşılıksız, inanarak sırf Allah rızası için sevmesi Yaratılanı severim, yaratandan ötürü” sözü aklıma gelmektedir. İşte işin sırrı burada: “Allah’ı sevdiğimiz için, onun kullarını da sevmek, sevebilmek… Din, dil, mezhep, ırk ayrımı gözetmeksizin hepsini “insan” oldukları için sevmek, Eğer bu duygu, bu davranış Allah için, Allah adına yapılıyor ve uygulanıyorsa, içinde inanmak vardır, güven vardır, sempati vardır, empati vardır. Allah için sevmede; İnsanın saf ve temiz duygularla, içinden geldiği gibi karşısındakini Allah adına sevmesi ve o niyetle gözetip kollamasıdır sevgi. Dünya malı için, herhangi bir mevki makam için, maddi veya manevi bir çıkar için değil, sadece Allah’ ın emri olduğu için, Allah adına olmalı.
“Sonuç olarak;
“Kavga bitsin, barış gelsin, huzur bulalım güçlü olalım diye, bir uyarı, bir tavsiye, bir hedef olarak zikrediyoruz. Ancak şurası da bilinmeli ki bu sözün içini doldurmadıktan sonra hiçbir tesiri olmayacaktır. Öyleyse mademki işin içinde Allah’ın rızasını kazanmak varsa; siyasi ve ideolojik görüş farklılıklarını; dil, din, mezhep, etnik köken ayrılıklarını bir kenara bırakarak birbirimizi kucaklamaya, gönül birliği oluşturmaya birbirimizi bütün benliğimizle sarıp sarmalamaya aşkla, şevkle, sevmek için daha ne duruyoruz….Ben de birlik, beraberlik ve dirlik içinde bir dünya diliyorum, umut ediyorum ve bütün yüreğimle inanıyorum. Vesselam….
“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileklerimle”
“Kul Selahaddin CANPOLAT”