“Çok kıymetli takipçilerim, değerli okurlarım, sizlerle her hafta olduğu gibi bugün de insanı insanlığı ilgilendiren yepyeni bir konu ile tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum..
“Sevgili okurlarım;
“Sevmeyi bilenlere selam olsun. Barışanlara selam olsun. Kardeşliği yaşatanlara selam olsun. Dostlukları paylaşanlara selam olsun. Selamı yayanlara selam olsun. Allah’a tabi olanlara selam olsun. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Bu duygu ve güzel ifadelerden sonra selamın teferruatına girelim inşallah;
“Sevgili okurlarım;
“Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. Selâm vermenin sünnet oluşu konusuna hadisi şeriflerle rastlamaktayız. Selam Almanın farz oluşu ise, ‘Size bir selâm verildiğinde, siz ondan daha güzeli ile alın selâmlayın oluşudur. Ancak onu, aynen o selâmla karşılayın denilmektedir. Öyle ise; İnsanlar arasında sevgi kardeşlik ve dostluğun devam etmesi için bir çok sebepler vardır. Selamlaşmak da bu sebeplerin en başında gelenlerinden biridir. Selamı terk etmek doğru değildir. Topluluk içinde selamı almak farz’ı kifayedir. Fakat makbul olan herkesin selamı almasıdır. Selamı almak geciktirilmemelidir. Selama en güzeli ile eşlik edilmeli karşılık verilmelidir. Biz müslümanlar arsında “Selamün Aleyküm” “Aleyküm Selam” şeklinde selam alma ve verme yaygın olan selam şeklidir. Bunun dışında “merhaba” iyi akşamlar, hayırlı akşamlar, hayırlı günler” şeklinde iyi dilek ve temenniler de toplumda sıkça kullanılmaktadır. Dinimize göre selâm; maddi ve manevi her türlü zararlardan, kötülüklerden uzak kalmak, dünyevi musibetlerden ve ahiret azabından kurtulmak manalarını topluca ifade eden bir tabirdir. Birbiriyle karşılaşan müslümanların, karşılıklı sevgi, dostluk, iyi niyet ve dileklerini ifade etmek üzere “selâmün aleyküm” veya daha efdal olarak “Es-Selâmü aleyküm” şeklinde kullanılır ve buna “selâm verme” denir. Bir müslümana “selâmün aleyküm” demek; “ben de müslümanım, benden sana zarar gelmez, benden yana selamettesin, Allah sizi her türlü kaza ve belâdan korusun” demektir Yine iyi dilek, kurtuluş ve esenlik üzerine olsun demektir.
“Sevgili okurlarım;
“Birbirimize selâm vermek için tanışıyor olmak gerekmez. Peygamberimiz S.A.V “Amellerin hangisi daha hayırlıdır” diye soran kimseye “Yemek yedirmen ve tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir” cevabını vermişlerdir. Bir başka sözlerinde de: “İnsanların Allah nezdinde en makbul olanı, önce selam verendir diye buyurmuşlardır
Birbirini tanıyan dostların ise selâmlaşmayı hoşnutluk ile tamamlamaları sünnettir. Kur’an’ı Kerimde, müminlerin birbirlerine selâm vermeleri istenmiş ve şöyle buyurulmuştur: “Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı tebessüm ile karşılık verin Şüphesiz Allah her şeyi hesap eder. Selâmlaşmak, Müslümanlar arasında sevgi ve saygıyı geliştirir, barışı sağlar, samimiyeti ve yakınlaşmayı artırır Selâm, bir mü’minde bulunması gereken tevazunun ortaya çıkarılmasıdır. Selâm; mü’minlerin birbiriyle kaynaşmasını ve muhabbetini sağlayan, Allah’ın rızasına kavuşmak için mü’minlerin biri birlerine yaptığı bir duadır. Ancak Peygamberimiz S.A.V “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerçek mânâda iman etmiş olmazsınız; ben size yaptığınız takdirde, birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız buyurmuşlardır.
“Sevgili okurlarım;
“Selam vermek sünnet, almak farzdır Müslümanların buna riayet etmemesi ise günahtır. Kıyamet gününde, Allah’ın rahmetine ermek ve cennetine girmek için, bu güzel duayı, yani selamı birbirimizden esirgemeyelim. Peygamberimiz S.A.V Asıl cimri, selamlaşmada cimrilik edendir diye buyurmuşlardır. Müslümanların selâmlaşmasında usul ise şöyledir; önce, küçük büyüğe, zengin fakire, şehirli köylüye, arkadan gelen önde olana, vasıtada olan yaya yürüyene, ayakta olan oturana, az olanlar çok olanlara, baba oğluna, ana kızına selâm verir. Selâmı rütbe ve nimeti çok olan önce verir. Peygamberimiz S.A.V “Size biri bir selam verdiği zaman en güzeli ile Karşılık verin diye buyurur. Evet, selamı verirken içten, samimi olmak gerekir. Selamı alan kimse de selam veren kimseye bakarak onun selamına en güzel bir şekilde karşılık vermelidir.
“Sonuç olarak;
“Öyle ise ne duruyoruz; unuttuğumuz ve unutulduğumuz şu dünyada birbirimizi hatırlayalım. Yalnız olmadığımızı bilelim. Kin, nefret ve düşmanlıktan uzak bir toplum oluşturalım. Barışalım kardeş olalım, affedelim, sevelim sevilelim. Böylece yaşadığımız dünyanın daha geniş olduğunu görebiliriz. Allahın selamı bereketi üzerinize üzerimize olsun… Vesselammm……
“Bir diğer hafta başka güzel konularda buluşmak dileklerimle”
“Kul Selahaddin CANPOLAT”